26 Temmuz 2024 05:41

Hesaplaşma listesi ve yeni vergi kanunu

Devlet Bahçeli

Fotoğraf: Utku Uçrak/AA

Paylaş

Devlet Bahçeli’nin gazeteci, siyasetçi ve ‘diğer’ kategorisinde yer alan 154 kişinin sıralandığı ‘hesaplaşılacaklar’ listesi eleştiriye tahammülsüzlüğün göstergesi ama aynı zamanda partinin meseleler karşısındaki reflekslerinin nasıl ve ne olduğunu gösteriyor. Listesindeki isimleri FETÖ’cü, liberal, Marksist, PKK’li, DEM’lenmiş diye sınıflandıran Bahçeli daha önce de yüzüklü parmağının odağında olduğu bir dosya fotoğrafı paylaşmıştı. Günlerce bu dosyanın içinde ne olabileceği tartışıldı. Muhtemelen o dosyada da benzer suçlamalar vardır. Bu gruplara girmeyenler (Artık geriye ne kadar kaldıysa!) partisinin halis Türk olarak gördüklerinden olmalı.

Bu liste-dosya çalışmalarında orta vadeli plan doğrultusunda halkı, yoksulken iki kat yoksullaştıracak dolaylı ve dolaysız vergilerin sıralandığı yeni vergi kanunu görüşülürken kimlerin vergilerinin sıfırlandığı, kimlerin devlet kesesinden bolca teşvik alarak hazineyi soyduğu yok. Zira yoksul halkın birikimlerinden beslenen ahtapot sermaye hangi zararı verirse versin halis Türklüğünden bir şey kaybetmiyor.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’yi kara listeden griye yükselttiği haberini ‘başardık’ sözüyle kamuoyuna duyuran Mehmet Şimşek’in ekonomi programı, uzun süredir nüfusun büyük bir çoğunluğunu Türk, Kürt, şucu bucu ayırmadan yoksulluk sınırının atındaki asgari ücrete mahkum etmişken Bahçeli’nin önerisi “Muhtaç ve yoksul vatandaşlara destek verilmeli” oluyor. Türklüğün derin, sınıfsal bir yarıkla da çoktan ikiye bölündüğü, uçurumun en alttakilere yardımla, destekle bir nebze kapatılmasına ilişkin tekliften de belli.

‘Yeni vergi kanunu’nda büyük şirket ve firmalara ayrıcalıklar, bu hayatta tutunamayanların faturasına yüklü zamlar ve daha fazla ezilme var. ‘Beşli çete’nin’ adı çoktan çıkmış, tekrar etmeye gerek yok. Çünkü kayırmacılık artık daha yaygın bir kesimi kapsıyor. Bu hafta Evrensel’de AKP Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile sanayi ve ticaret odaları başkanlarının kimilerinin de vergilerini ödemediklerine ilişkin haberler çıktı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de bir soru üzerine 6 milyon 818 bin 285 mükellefe ait 4 milyar 20 milyon 616 bin 614.70 TL tutarında borcun silindiğini açıklamıştı. Dürüst gazetecilerin listeleri ise bu iltimastan yararlananların kimler olduğunu belgeliyor.

Kamu harcamalarında tasarruf başlığı altında eğitim, sağlık ve diğer kamusal hizmetlerde kısıntıya giden iktidar, sivil toplum örgütü olarak tanımladığı tarikat ve cemaatlere, eş dost-oğul vakıflarına milyonlarca liralık hibe, indirim ve ikram yapmış durumda. Hal böyleyken iktidar sözcüleri temmuz zammı verilmeyen asgari ücretin vergilendirilmemesinin bütçe yükünü ne kadar arttırdığına ilişkin cümleler kurmaktalar. Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı AKP’li Mehmet Muş bu yıl ocakta asgari ücrete yüzde 49.1 oranında yapılan artış nedeniyle istisna tutarının 640 milyar liraya yükseldiğini, damga vergisiyle hesaplandığında ise 677 milyar liraya ulaşmasının öngörüldüğünü söyleyerek, “Bu haliyle asgari ücret istisnasının, vergi harcamasının içerisindeki payının yüzde 31’e çıktığını” söyleyebiliyor. Yani yeni vergi kanunu iktidarın asalaklarının ve sermayenin bir kesimini ihya etmeye devam ederken, asgari ücretliyi altı harlanmış bir ateşe atmaya hazırlanıyor.

Boş kasanın sorumlusu, çalışmalarının karşılığında aldıkları üç kuruşun lütuf gibi görüldüğü ücretli-maaşlı ve emekliler. Devlet bu kesime abandıkça abanıyor. Gerçekten lütuflandırılan servet sahipleri için hazineyi dolduracak kudret, yoksulun damarlarındaki tevekkül sahibi ‘asil’ kandan bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz “Kredi notumuz arttı, enflasyon haziran ayı itibarıyla gerilemeye başladı, cari açık kapanıyor, risk primimiz azalıyor, finansal istikrar sağlanıyor, dış kaynak gelişi güçleniyor, yatırım ortamı da iyileşecek” diye malum tekerlemeyi yinelemekte.

Köprüden geçenden 10, geçmeyenden 5 kuruş isteyen Deli Dumrul efsanesinin güncellenmesiyle yola çıkılmıştı, Nasrettin Hoca’nın fıkrasına gelindi; koyunlar büyüsün yün olsun da kazak örelim!

Emeğiyle geçinenler ağır ekonomik baskıya maruz kalırken iktidar ortağı Bahçeli, dosyalarını, hesaplaşma listesini, her eleştirinin notunun tutulduğu etki ajanlığı kaydını bir kenara bıraktığında ortalığın sadece yoksullar ve zenginler olarak ikiye bölündüğünü; her eleştirene FETÖ’cü, liberal, terörist, Marksist suçlamalarını sıralayarak bu gerçeğin gizlenemediğini de görecek belki. Ama maksat bu değil; maksat bu ekonomiyi idare eden iktidar blokunu Türklüğün bekçisi, geriye kalanları ise düşman listesinde teşhir etmek. Bugün gazeteciler, yarın başkaları. Hiç değişmiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa