28 Temmuz 2024 04:43

Sahte üniversiteler

Yeni Pazar Üniversitesi

Fotoğraf Yeni Pazar Üniversitesi sosyal medya hesabından alınmıştır.

PAZAR
Paylaş

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) 13 Temmuz’da “hayali üniversite” konulu bir açıklama yaptı. YÖK gelen şikâyetler üzerine, “uzaktan öğretim” yaptığını iddia ederek öğrenci alan Yeni Pazar Üniversitesi hakkında inceleme yapmış ve bu üniversiteye ilişkin 17 Ağustos 2023 tarihinde suç duyurusunda bulunmuş. Bu üniversite aslında bir tuzak, yani “hayali” bir üniversiteymiş.

Belki söylemeye bile gerek yok ama açıklama asıl sorunun ne olduğuna hiç değinmiyor. Bu gibi açıklamalarda söylenmeyenleri söylemek, açıklanmayanları açıklamak yine bizlere düşüyor. Asıl sorun, “hayali üniversite” değil sahte üniversite. Türkiye AKP rejimi sayesinde sahte üniversitelerle doldu, taşıyor. Sahte üniversitelerin hepsi birer “pazar” üniversitesi. Hepsi içi boşaltılmış ve rejimle uyumlu işletmeler.

Sahte üniversiteler hakkında bilgi sahibi olmayı, hatta uzmanlaşmayı istemezdim ama yaşadıklarım bunu kaçınılmaz kıldı. Kaçınılmazdı çünkü sahte üniversitelere karşı mücadele vermek ve ne olursa olsun direnmek için onları yakından incelemek ve sürekli teşhir etmek gerekiyordu. Ekim 2013’te Doğuş Üniversitesi patronları tarafından hukuka aykırı olarak işten çıkarıldığımda bu konuda bir kitap hazırlamanın artık kaçınılmaz olduğunu gördüm. Açtığım işe iade davası sürerken kitap süreci de başlamıştı. Dava Kasım 2014’de sonuçlandı ve işe iade edildim. Kitap ise, “Yükseköğretimin Serbest Düşüşü: Özel Üniversiteler” başlığıyla Mart 2015’de yayımlandı.

Sahte üniversitelerin çoğalmasıyla aldatılan öğrenci sayısı arttıkça artıyor. Bunu anlamak kolay. Rejim için çocukların ve gençlerin hiç değeri yok; sürekli mağdur edilmeleri olağan. Daha az anlaşılan ise haksızlığa uğrayan ve zarar gören akademisyen sayısındaki artış. Sahte üniversitelerin en önemli özelliği ya da işlevi, iş güvencesini yok etmeleri. Güvencesiz çalışmak da haksızlığa uğramak demek.

Sahte üniversitelerde öğretim elemanlarının iş güvencesi kesinlikle olmaz. Yani aslında “kadro” yoktur. Akademisyenler sözleşmeli olarak çalıştırılırlar. Üniversitenin web sitesindeki “akademik kadro” bölümü bu nedenle sürekli değişir. Bir diğer deyişle, üniversitede sabit olan aslında patrondur. Çalışanlar ise geçicidir.

Sahte üniversitelerde akademik özgürlük yoktur. Yani bu üniversitelerde düzeni zorlayacak görüşler üretilemez, araştırmalar yapılamaz. Hemen bir örnek inceleyelim. “Dünya üniversitesi” olduğu iddia edilen, Türkiye’deki en büyük sermaye gruplarından biri tarafından kurulmuş bir üniversitede kimi konularda araştırmalar yapılmaz. Bu sermaye grubunun şirketlerinin ürettiği silahları, zırhlı araçları kimse araştırmaz. “Milli tank” konusunda araştırma yapmak isteyen olmaz. Bu gibi duyarlı konulara kimse ilgi göstermez çünkü ilgi gösterenlerin kapıya konulacağını herkes bilir.

Sahte üniversitelerde barış isteyen, adalet diye çırpınanlar da olmaz. Rejimin ölüm siyaseti suskunluk gerektirir. Onun yerine üniversite web sitesinde çatışmalarda ölen asker, polis fotoğrafları sergilenir; ölüm yüceltilir. Sınır ötesi operasyonlar, hatta başlatılan işgallere övgüler düzülür.

Sahte üniversitelerde rektör ve yardımcıları özenle seçilir. Özel üniversitelerde patrona, kamu üniversitelerinde var olan rejime hizmet etmeye en uygun kişiler seçilir. Bu kişiler kime hizmet etmeleri gerektiğinin bilincindedir. Onları yönetime getiren üniversite çalışanları veya öğrenciler değildir. Öylesi ancak demokratik üniversitelerde olur. Sahte üniversitelerde rektör ve yardımcıları üniversite çalışanlarına ve öğrencilere değil, her zaman ipleri tutanlara hizmet ederler.

Sahte üniversitelerin reklamı da, sloganı da, yalanı da bol olur. Bunlar özellikle öğrenci tavlama döneminde çoğalır. Öğrencilere şirin görünecek sloganlar web sitelerinde, sosyal medya hesaplarında öne çıkarılır. “Projeni Getir, Bursunu Kap” gibi akıllara zarar sloganlar veya “Burası senin geleceğin” gibi aldatmacalar hiç bitmez. Sahte üniversitelerde pazarlama birimi üniversitenin can damarıdır.

Sahte üniversitelerin çeşitleri de var. Kimisi “yeni nesil üniversite”, kimisi “dünya üniversitesi”, kimisi “butik üniversite” gibi yakıştırmalarla pazarlanır. Kimisi büyük, kimisi küçüktür. Çeşitleri ne olursa olsun, ortak özellikleri sahte olmalarıdır. Toplum için yarar üretmeyen sahte üniversiteler, tıpkı “sahte demokrasi” gibi yok olmaktan kurtulamayacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa