04 Ağustos 2024 05:21

"Net olarak" sansür

Fotoğraflar: Pixabay

Paylaş

Cuma sabahı uyandık baktık ki Instagram engellenmiş. Uygulamaya giremeyenlerin ilk etapta küresel çapta bir sorun olduğunu düşünmesi ülkemiz adına umut verici lakin gerçek anlaşıldıktan sonra "bu nasıl bir keyfilik!" diye isyan edilmesi de şaşırtıcı. 6 Şubat depremlerinden iki gün sonra, daha enkazlar altından yardım çığlıkları kesilmemişken haberleşmek ve yardımları organize etmek için kullandığımız Twitter 9,5 saat boyunca, iktidarın beceriksizliği hakkındaki eleştirilere tahammül edilemediği için, keyfi biçimde engellenmişti. Bundan ötesi mi var?

İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un daha sabah kahvaltısında İsmail Haniye için attığı taziye mesajının sansürlenmesi en güçlü sebep, ancak bunun arkasında dahi duramayacak bir kaos var belli ki iktidar cenahında. Aynı saatlerde AYM’nin İletişim Başkanlığının dezenformasyonla “mücadelesinin” ifade özgürlüğüne aykırı olduğuna dair kararının paylaşılması, hemen sonra silinmesi, AYM’nin sitesinin “çökmesi” ilginç bir tesadüf. Çok geçmeden neler olduğunu öğreniriz herhalde, artık bu tür "iç çekişmeler" çok uzun gizli kalmıyor.

Esas sebebi tahmin etmemize rağmen uzun bir süre nasıl gerekçelendirileceği beklendi. Sonunda karşımıza her şeyin içine konulabileceği “katalog suçlar” kavramı çıktı. Hükümetimiz döve döve halka hukuk öğretiyor. Katalogdakilerin hangisi acaba diye merak edenler de tatmin olmadı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun açıklaması şöyle “… Hani net bir şekilde hassasiyetlerimiz belli. Oradaki eksiklikler belli. O eksiklikleri giderdikleri an yani diyelim ki bir saat sonra biz o engeli kaldırmış olacağız. Ama hani burası bir bağımsız bir ülke. Kanunlar, kuralları olan bir ülke. Herkesin de bu kanunlara, bu kurallara biz uymasını istiyoruz net olarak."

“Hassasiyetlerimiz” ne, kimin hassasiyetleri? Yaklaşık bir aydır sokak hayvanları konusunda hassasiyetimiz için çırpınıyoruz ama dikkate alınmadı. Uraloğlu’nun hassasiyetiyle benimkiler mesela aynı olmayabilir, o durumda Uralaoğlu’nun hassasiyetlerinin daha üstün olduğuna dair bir kanun ya da hüküm mü var? Hangi hassasiyetleri dikkate almamış Instagram ya da üst kuruluşu Meta? Mevzubahis cinsellik mi? Başka sosyal ağlarla kıyas kabul etmeyecek katı kuralları var Meta’nın, Vietnam Savaşı’nda napalm bombasından kaçan çıplak çocukları "müstehcenlik" gerekçesiyle sansürleyecek kadar…

Eksikler neymiş kısmına hiç girmeden Uraloğlu’nun ağzından çıkaramadığı baklayı TBMM Dijital Mecralar Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman çıkarmış: “Biz hükümet olarak sansüre, erişim engeline, yasaklamaya karşıyız, ama ulus aşırı dijital şirketlerin de Türkiye'yi yok sayması, Türkiye'nin hukukunu yok sayması ve paylaşılan içerikleri sansürlemesi bir çifte standarttır... Dolayısıyla burada Instagram'ın çifte standartlı tavrından bir an önce vazgeçmesini ve topluma mal olmuş insanların kalbinde yer alan İsmail Haniye ilgili ya da bir milletin kahramanıyla ilgili paylaşımları yok sayması asla kabul edilemez.” Instagram’ın hangi hukuku çiğnediği belirsiz, eğer bir çifte standart uyguluyorsa kullanmazsınız uygulamayı ya da çifte standardı daha yüksek perdeden dile getirecek yollar bulursunuz. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Haniye ile ilgili taziyelerini belirtmek için Instagram’a mı muhtaç? Belki de muhtaç, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasını, pardon “affını”, dile getirebildiği yegâne mecradan bahsediyoruz.

İsrail’le ticareti kesin diyen gençlerin dövülerek gözaltına alındığı bir ülkede Instagram’a efelenmek komik kaçıyor da gülemiyoruz. Çünkü insanların ifade özgürlüğünün kısıtlanması bir yana pek çok haber kuruluşunun da kullandığı bir mecrayı engellemek basın özgürlüğünü de yok saymak demek. Yayman yarın Komisyon’u toplayıp dijital telif için Meta ile görüşürken hukuki zemini nereden kuracak, kendi hassasiyetlerinden mi, evrensel kurallardan mı? Hukuksuz, keyfi kararlarla sosyal medyayı kapatırken Türkiye’nin bağımsız bir hukuk devleti olduğu savunusu kim tarafından, neden ciddiye alınacak?

Instagram’ın yaptığı elbette bir sansür, zaten o sansür yüzünden yapay zekayla oluşturulmuş, suya sabuna dokunmayan “All Eyes On Rafah” (Tüm gözler Rafah’ın üzerinde) yazılı bir görsel sosyal medya tarihinde en yüksek paylaşıma ulaştı. Tüm dünya bu çifte standardın, küresel sermayenin Gazze’deki soykırıma gözünü kapattığının, hatta İsrail’in katliamlarını meşrulaştırdığının farkında, bununla mücadele etmek için yollar arıyor. Buradan politika üretip elini güçlendirmektense, “milli hassasiyetler” gibi bir garabetle sansürü meşrulaştırıyor. Uraloğlu’nun deyimiyle “net olarak” küresel sermayeye boyun eğiyor. Cezalandırdığı bu ülkenin halkı. Türkiye’de 57 milyon Instagram kullanıcısı var. Şovu kime? Beslediği bir avuç trole. Altun sabah tersinden kalkıp düğmeyi kapattırmış olabilir, ama tıpkı en çok muhafazakâr gençlerin kullandığı Wattpad’in engellenmesi gibi, iletişim “dehası” dönüp kendini vuracak. Hem de troller gün gelip “dava”yı bir bir satarken…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa