04 Ağustos 2024 05:25

ABD’nin Afrika politikaları daha nice askeri müdahale ve çatışmalara gebe

Fotoğraf: TCCB

Paylaş

2023’te Burkina Faso, Mali ve Nijer antiemperyalist Sahel Devletleri İttifakını oluşturunca hemen ardından ABD Başkanı Biden Birleşmiş Milletlerde bu gelişmelere karşı “Bizi güçlü kılan değerlerden geri adım atmayacağız” diye karşı çıktı. ABD’nin Afrika’daki değerleri kölecilik, işgal ve sömürü. Dolayısıyla ABD’nin petrol ülkesi Libya’dan stratejik Afrika Boynuzu bölgesine, oradan Sahel’e kıtada emperyalizm karşıtı hareketlere ve Çin ile Rusya’ya karşı giriştiği politikalar ancak daha çok darbe, çatışma ve ekonomik müdahale getirir.

ABD yerli soykırımı ve Afrikalı kölelerin sömürüsü üzerine kurulmuş bir ülke. Köle ticareti ve emeği, sermaye birikiminden politik partilerin gelişimine kadar ABD’nin ortaya çıkmasında direkt ve dolaylı olarak büyük rol oynadı. 1862’de Continental Monthly dergisi “Köle ticaretine katılanların sayısı ve bu ticarete yatırılan sermaye miktarı bizim hesaplama gücümüzü aşıyor” diye yazıyordu. Köle ticareti bitip ABD’nin Afrika ile ilişkilerini eşitsiz ticarete evirdiği yıllarda içeride de siyahlar sistematik ve yasal ayrımcılığa karşı mücadele ediyordu. İçeride bu ırkçı, ayrımcı yasa ve uygulamalar sürerken, ABD İkinci Dünya Savaşı’yla birlikte, kıtaya bu kez kalkınma ve demokrasi getirmek bahanesiyle egemen emperyalist güç olarak girdi.

Örneğin Walter Rodney’in vurguladığı gibi, ABD'nin Afrika ticaretindeki payı 1913’te 28 milyon dolarken 1948’de 1.2 milyar dolara çıkıyor; “Bu rakam, Afrika’nın dış ticaretinin yaklaşık yüzde 15’ini temsil ediyordu.”1 İkinci Dünya Savaşı’nı takip eden bu süreçte ABD’nin en büyük ticaret partneri tabii ki apartheid dönemi Güney Afrika’sı.

AFRİKA’NIN YER ALTI ZENGİNLİKLERİ

Bugün gelinen noktada kıtanın hemen her yerinde askeri üsleri bulunan ABD, özellikle Sahel, Kuzey Afrika ve Afrika Boynuzu olarak adlandırılan bölgelere yoğunlaşmış durumda. Afrika kıtası dünyanın kalan maden zenginliğinin yüzde 30’una ve dünyanın en büyük 30 petrol üreticisi ülkesinden beşine ev sahipliği yapıyor.2 Örneğin akıllı telefon bataryaları için hayati önemdeki kobaltın tüm dünyadaki toplam üretiminin yüzde 60’ı Kongo’dan geliyor. Ruanda hemen hemen tüm elektronik cihazlarda kullanılan tantalyum açısından en zengin kaynaklara sahip. Gana, Güney Afrika ve Mali altın üretiminin kıtadaki önderleri. Afrika ülkelerinin yarısında bol bol petrol ve kömür çıkıyor. Avrupalı sömürgecilerin kıtayı ekonomik ihtiyaçlarına göre parçalamalarının nedeni de şimdilerde ABD’nin bütün kıtaya yayılan askeri, ekonomik ve politik müdahalelerinin sebebi de bu. Üstelik Somali’nin de yer aldığı Afrika Boynuzu, deniz ticareti ve Orta Doğu için de büyük stratejik öneme sahip. Başlıca Etiyopya, Eritre, Somali, Cibuti’yi kapsayan bölge doğuda Kızıldeniz, güneydoğuda Hint Okyanusu ve batıda Nil Havzası ile komşu ve soğuk savaş yıllarından beri, özellikle de 11 Eylül sonrası terörle mücadele bahanesiyle, ABD’nin en çok yoğunlaştığı bölgelerden. Kim başkan, hangi parti seçimi kazanmış fark etmeksizin, Obama’nın, Trump’ın, Biden’ın bombaladığı bir ülke Somali.

İkinci Dünya Savaşı’ndan itibaren Afrika’nın yer altı ver yer üstü zenginliklerinin sömürülmesinde İngiltere, Fransa, Belçika, Portekiz başta olmak üzere sömürgeci ülkelerin yerini almaya başlayan ABD’nin ekonomik, askeri ve politik varlığı ve müdahaleleri, özellikle 1970’lerden itibaren gittikçe derinleşti. Soğuk savaş yıllarından beri haberlerde sık sık görmeye alışık olduğumuz askeri darbe ve müdahalelerin çoğunun arkasında ABD, 2007 yılından beri de bu operasyonların merkezinde AFRICOM var. Kıtada daha önce var olan üç ayrı komutanlığın birleştirilmesiyle ortaya çıkan AFRICOM, ABD’nin 11 savaş komutanlığı arasında en yenisi. 2023 yılında ortaya çıkan belgelere göre, AFRICOM’un kıtada toplam 20 askeri üssü bulunuyor.3 En bilinen operasyonu 2011’de Libya’yı kana bulayıp köle pazarlarının açılmasına kadar varan rejim değişikliği işgaliydi. Libya bir petrol ülkesi ve Nijerya, Angola, Sudan gibi ABD için her daim kritik öneme sahip ülkelerden.

RUSYA VE ÇİN’İN VARLIĞI

Geçtiğimiz haziran ayı sonunda AFRICOM önderliğinde Bostwana’da toplanan “Afrika Savunma Şefleri” toplantısında Libya, Rusya’ya karşı da yeni bir cephe olarak tanımlandı. Toplantı raporlarına göre ABD, Rusya’nın Libya ve Afrika’daki yayılmacılığına ve “dezenformasyon kampanyalarına” karşı orduyu birleştirme ve Libya’nın egemenliğini sağlama fikrini öne sürdü.

ABD’nin kıtada rekabet ettiği ve varlığını zayıflatmayı hedeflediği bir diğer ülke Çin. Çin son yıllarda birçok Afrika ülkesinde ABD ve İngiltere’yi geçerek en önde gelen ticaret ortağı haline geldi. “Afrika-Çin ticareti 2000 yılında 11.67 milyar dolardan, 2022’de toplam 257.67 milyar dolarla zirveye ulaştı.”4 Bütün bu yer altı, yer üstü zenginlikleri paha biçilmez, ama ekonomik ve politik olarak paramparça edilmiş bölgeler, daha çok ABD müdahalelerine ve dolayısı ile daha nice kriz ve çatışmalara gebe. Ne yazık ki burada yeni bir şey yok.

Emperyalizm ve sömürgecilik Afrika’da ekonomik, politik ve sosyal her türlü gelişimin önüne set çekti ve Afrika’nın doğal gelişim sürecini yatağından çıkardı. Bu set hâlâ duruyor. “Gelişmemiş” (ya da “gelişmekte olan”) diye adlandırılan diğer tüm ülkeler gibi Afrika ülkeleri ile “gelişmiş” diye adlandırılan ülkeler arasında hep bir sömürü ilişkisi var. Bu ilişki kapitalizmin, emperyalizmin, sömürgeciliğin doğal sonucu, dolayısı ile bu ülkelerde kapitalizm var oldukça bu gelişmemiş ülkeler hep gelişmemiş kalacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa