06 Ağustos 2024 04:40

Tek adam hukuku

Tayyip Erdoğan

Fotoğraf: TCCB 

Paylaş

Osman Kavala ve Gezi davası mahpuslarının durumu, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi, AİHM’nin Kavala ve Demirtaş kararlarının uygulanmaması, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kararları, Mehmet Uçum’un demeçleri, Instagram’ın kapatılması ve benzer diğerleri… Hepsi tek adam yönetiminin tek adam hukukunun sonuçları.

Nedir tek adam hukuku?

Tek adam yürütme ile ilgili bütün işlemleri tek başına yapıyor. Kanunları da tek başına çıkarıyor ve yargıda da kararları tek başına veriyor.

Tabii bütün bu işlerde tek adama yardımcı olanlar var. Yapıyor dediğim şeyler hakkında son karar merci olarak tek adam karar veriyor.

Bu sistemin bir yasal sistemi yok. Yani sistem dediğim Anayasa gibi temel bir bağlayıcı düzenleme ve bu bağlayıcı düzenleme ile çelişmeyen, ona uyan ve diğer bütün düzenlemelerin birbiriyle eş güdümlü, birbirini tamamlayan bir sistem.

Mevcut yasalar ve Anayasa tanınmıyor. Yasalar, idari işlemler Anayasa’ya aykırı olabiliyor. Mahkemeler tek adamın istediği gibi karar veriyor, vermezse tanınmıyor. Gerekirse değiştiriliyor. Yasalarla yapılması gereken işler KHK, yönetmelik, idari karar, mahkeme kararı gibi tek adamın tasarrufları ile yapılabiliyor.

Yurt dışına asker göndermek ancak Meclis kararı ile mümkünken Meclis kararı olmadan gönderiyor. Karabağ’a, Libya’ya girdik, İsrail’e de gireriz diyor. Bazı haberler için “Bizi uluslararası ceza mahkemesinde yargılatmak istiyorlar” diyor ama herkesin bildiği şu sıralar siyasal ihtiyaç nedeniyle görmezden gelinen, gerçekten UCM’de yargılanmaya neden olunabilecek işler yapılmaya devam ediliyor.

Hukuk sistemi üçlü. Tek adamın yandaşlarına başka hukuk, muhaliflerine başka hukuk, uluslararası muhataplarına başka hukuk uygulanıyor. Örneğin Anayasa’nın 90. maddesine göre tanıyacağını taahhüt ettiği AİHS hükümleri ve AİHM kararlarına uymayabiliyor ama yandaşlarına verdiği ihalelerde uluslararası tahkim mahkemelerinin anlaşmazlıkları çözeceğini kabul ediyor ve “Yandaşlara verilen paraları geri alacağız” diyenlere “Uluslararası tahkim var, nasıl alacaksınız?” diye cevap veriliyor. ‘Papazı asla vermeyeceğiz’ derken, birden vermeye karar veriliyor. Instagram’ı herkese yasaklarken kendi kullanıyor.

Dış güçler, emperyalistler bizim kurallarımıza uysun, bizim kurallarımıza uymazlarsa biz de onların kurallarına uymayız derken, onlarla kuralları tartışmıyor. Ticari, ekonomik bütün kurallarına uyuyor ama insan hakları, hak ve özgürlükler konusunda çağdaş dünya kurallarına uymamakta direniyor. Özellikle Mehmet Uçum tarafından teorize edilen “yerli ve milli hukuk” derken bu alanda Kuzey Kore, Çin vb. devletler gibi kendine özgü kurumlar geliştirmiyor. Hâlâ AB’ye gireceğiz teraneleri ile milleti uyutmaya çalışıyor.

Geçenlerde biri şöyle yazdı: “Bu sistem siz iktidardan ayrıldıktan sonra da uygulanacak ve size uygulandığında ne yapacağınızı düşündünüz mü?” Mutlaka düşünmüşlerdir. Düşünmemeleri mümkün değil. Ama gelinen bu aşamadan sonra onların iktidarı bırakmayı düşündüklerini sanmıyorum. Bir ülkeyi böyle yönetip de demokratik seçim yapan ve demokratik bir seçim sonrası iktidarı rakiplerine devreden “tek adam” hiç görmedim.

Gören, duyan varsa söylesin.

Eceliyle ölenler, kaçanlar, yandaşları tarafından devrilenler, halk tarafından uzaklaştırılanlar, yakınlarına iktidarı devredenler, darbelerle düşürülenler oldu ama demokrasiyi yok eden bir sistemin demokratik yöntemlerle değişmesi pek görülmedi.

İsmet İnönü’nün iktidarı devretmesi hep örnek gösterilir ama orada SSCB korkusu, ABD’ye iltihak, Batı emperyalizmi ile entegrasyon durumları ve nihayetinde kendi partisi içinde birilerine iktidarı devrediyor gibi yapma durumu söz konusuydu.

Bakalım tek adam yönetimi, tek adam hukuku nasıl sonuçlanacak?  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa