Türbülans
“Georges de La Tour’un “Karo Aslı Hilekar” (Le tricheur a l’as de carreau) adlı tablosu
Eğretileme klişeleştiğinde zihni felç edebilir, ancak kolay bir açıklamanın olmadığı veya henüz bütünlüklü bir izahın geliştirilemediği anlarda kaçınılmazdır. Uluslararası ilişkilerdeki güncel gelişmeleri türbülans diye tarif etmek mümkün. Savaş sonrası liberal düzenin bir yandan Rusya/Çin, diğer yandan aşırı sağ tarafından sarsıldığı bir süredir gündemdeydi. İçinde bulunduğumuz türbülansta düzen bizatihi onu kurtarması beklenen liberaller tarafından sarsılıyor. Liberal düzenin tüm uluslararası normlarının ve anayasal ilkelerinin dümdüz edildiği Ortadoğu krizi durumu ortaya koyuyor. Hafta başında ABD’de resesyon korkusuyla Asya borsalarında meydana gelen paniğin başlıca sebepleri arasında Washington’ın Ortadoğu’da yeni bir savaşa dahil olacağı korkusu sayılmaktaydı. Gideceği yönü dahi şaşıran ve birkaç ay sonra emekliye ayrılacak bir başkanın giderek tırmanmakta olan gerilime hakim olamayacağı olasılığının Asyalı yatırımcıları ürküttüğü konuşuluyorsa burada ABD’nin geleceğine yönelik hiçbir uçak gemisinin durduramayacağı ciddi bir risk oluşmuş demektir. Korkunun haklı ya da haksız, gerçek ya da hayali olmasının bir önemi yok. Politikada neticeye bakılır.
Rand Corporation’dan Dalia Dassa Kaye, Foreign Affairs dergisinin sitesinde soruyor: “Neden İsrail tırmandırmayı tercih etti?” başlığının hemen altında cevap veriyor: Caydırıcılığını restore edebilmek için. Hatırlanacağı üzere İsrail nisanda Şam’daki İran elçiliğini bombaladıktan sonra daha önce hiç karşılaşmadığı bir füze ve SİHA saldırısına uğramıştı. İran’ın önceden haber verdiği bu göstermelik saldırılar ancak ABD ve bölgesel müttefiklerinin yardımlarıyla savuşturulabildi. Bu hadise İsrail’in en önemli stratejik değeri olan kendi kendini koruyabilme, kendi güvenliğini sağlayabilme özelliğinin kaybedilmesi anlamına geliyordu. Netanyahu hükümeti böylece Gazze’de güç gösterisine giderken bölgesel caydırıcılığını bir anda harcadı. Geçen hafta girişilen suikastlarla Netanyahu yeniden korkulması gereken bir güç olduğunu ispatlamaya çalışıyor.
Suikastlarla ve taktik manevralarla caydırıcılık kazanmak akla pek yatmıyor, ancak elde başka bir araç var mı? Yine bir güç gösterisinin mevcut çaresizliği, seçeneksizliği ifşa ettiği bir andayız. Netanyahu’nun ordu ve istihbarat kurmaylarıyla yaptığı kavgaların basına sızmasının başka bir sebebi yok. Nitekim kurmay heyet herhangi bir politik stratejinin -yani hedefin ve hedefe ulaştıracak yöntemin- yokluğunda kazanılan askeri üstünlüğün hiçbir netice getirmeyeceğinin farkında. Kaye şöyle diyor:
“İsrail’in bölgesel hamlelerinin sınırını zorlamasının nedeni kendini güçlü değil, zayıf hissetmesi olabilir. Temel olarak, uzun erimli stratejik hesaplarını kararlarına çok az dahil ediyor. Hamas’ın 7 Ekim saldırısı [ülkenin] caydırıcılık duruşuna yıkıcı bir darbe indirdi. Şimdi daha büyük riskler alarak ve daha yüksek maliyetlerin altına girerek İsrail caydırıcılığı restore etmek için çılgın bir çabayla taktik avantajlar elde etmeye çalışıyor.”
Kaye’in tespiti doğruysa Netanyahu tırmanma hakimiyetiyle caydırıcılığı birbirine karıştırıyor demektir. Bir gerilimi tırmandırma inisiyatifini sürekli elinde bulundurmak hiçbir aktörü saldırılmaz kılmaz. Bu bakımdan en azından ilan edilen hedefle uygulanan yöntem uyumsuz. Lakin bu kontrolsüz kumara set çekebilecek bir güç henüz ortada yok.
An itibarıyla edindiğim izlenim tırmanmanın aktörlerin niyetlerinin ötesinde yapısal bir dinamik tarafından belirlendiği. Tam da bu durumlarda niyet analizleri de niyetleri çarpıtan, gizleyen hileler de çoğalır. Her aktör elindeki kartları göğsüne iyice yaklaştırıp blöf yaparken diğerlerinin atacağı adımı kestirmeye çalışıyor. Georges de La Tour’un “Karo Aslı Hilekar” (Le tricheur a l’as de carreau) adlı tablosu durumu güzel özetler. Herkes kendi hilesinin peşindeyken diğerinin yaptığı hileyi gözden kaçırması işten bile değildir.
- Türkiye-Suriye ilişkisi 18 Aralık 2024 04:58
- Ortadoğu’da yeni döneme girerken vaziyet 11 Aralık 2024 04:32
- Lindner’in komplosu ve Almanya’da seçimler 27 Kasım 2024 04:40
- Trump'ın zaferi: Enflasyon algısı ve 2008 sonrası aile şirketleri 13 Kasım 2024 04:08
- ABD’de seçimler ve yeni saflaşma 06 Kasım 2024 04:51
- Yeni Yeşil Düzen’in sergüzeşti 30 Ekim 2024 04:35
- Tırmandırarak gerilimi azaltmak 02 Ekim 2024 04:16
- AfD’li sınıf fraksiyonları ve aile/cinsiyet politikaları 11 Eylül 2024 05:03
- Saksonya ve Thüringen'de seçimler 04 Eylül 2024 04:30
- AfD'nin aile politikası 28 Ağustos 2024 04:15
- Thüringen'de nüfus, aile ve siyasi eklemlenme 21 Ağustos 2024 04:39
- Taşra ve siyasi kültür: Doğu Almanya'da seçimlere doğru 14 Ağustos 2024 04:22