09 Ağustos 2024 04:49

"Ekonomi mucizesi" Almanya, nasıl "Avrupa'nın hasta adamı" oldu?

Arkada çeşitli madeni paralar, önde yükselme eğiliminde grafik

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Ekonomisi çöküş sürecinde olan ülkeler için kullanılan "hasta adam" tanımlaması, 20. yüzyılın başlarında Avrupalılar tarafından Osmanlı İmparatorluğu için kullanılıyordu. "Boğaziçi’deki hasta adam"ın ölümü, Birinci Dünya Savaşı’na katılması, emperyalistler tarafından işgal edilme planlarının devreye konulması ve Kurtuluş Savaşı’yla son buldu.

İngiliz "The Economist" dergisi, Osmanlı için yapılan "hasta adam" yakıştırmasını son 25 yılda iki kez Almanya için kullandı. İlk olarak 1999’da bu yakıştırmayı yapan dergi, tam bir yıl önce ikinci kez kapaktan "Almanya yeniden Avrupa’nın hasta adamı mı?" diye sordu.

Aradan geçen bir yıl ve son birkaç ay içinde olanlara bakıldığında, bir zamanlar "ekonomi mucizesi" (Wirtschaftswunder) diye tanımlanan Alman ekonomisi gerçekten de "Avrupa’nın hasta adamı"na dönüştü. Ekonomideki küçülmenin 2030’a kadar ciddi bir büyümeye dönüşmesini kimse beklemiyor. Beş yıl önce büyümenin yüzde 2.5’e kadar çıktığı ülkede, özellikle sanayi dallarında büyük bir daralma yaşanıyor. Sanayisizleşme tehlikesi her geçen gün daha fazla dile getiriliyor.

Alman ekonomisiyle adeta özdeşleşen ana sanayi sektörlerindeki daralma nedeniyle şimdiden on binlerce işçinin işten atılması planlanmış durumda. Bazı işletmelerdeki duruma baktığımızda sürecin hangi yöne doğru gittiği kısmen anlaşılıyor:

- En büyük otomobil tedarik zinciri Bosch, 2025’in sonuna kadar 2 bin işçiyi işten çıkaracak.

- İkinci büyük otomobil tedarik şirketi ZF, Almanya’daki 54 bin çalışandan 14 binini 2028’e kadar işten atacağını açıkladı. Sayının fazla olabileceğine dair basında haberler var.

- Üçüncü büyük otomobil tedarik tekeli Continental de büyük bir kriz içinde. Dünya çapındaki 203 bin çalışandan 7 bin 150’sinin işten atılacağı duyuruldu. Yüzde 40’ı Almanya’dan olacak.

- Tedarik şirketi Webasto, 16 bin çalışanın yüzde 10’unu işten atacak.

- Çip üreticisi Infineon, hafta başında aşırı üretim nedeniyle 1400 işçiyi işten çıkaracağını duyurdu.

- Yazılım alanında Almanya’nın en önemli tekeli SAP, 10 bin çalışanı işten atacak.

Sadece Bosch, ZF, Continental, SAP ve Webasto’daki gelişmelere bakıldığında, ülke sanayisinin kalbi otomobil sektöründe büyük bir krizin kapıda olduğu anlaşılıyor. Elektrikli otomobil için yapılan yatırımlar, tüketim düşük ve rekabet güçlü olduğu için karşılık bulmuş değil. Tedarik zincirindeki daralma doğal olarak yan orta ölçekli şirketleri de vuracak.

Benzer bir tablo kimya sektörü için de söz konusu.

BASF, üçte biri Almanya’da olmak üzere 2 bin 600 işçiyi işten çıkaracağını duyurdu. Evonik, 2026’ya kadar 1500’ü Almanya’da olmak üzere 2 bin işçiyi işten çıkarmaya karar verdi. Aspirin üreticisi Bayer, bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 16.5 milyar avro zarar etti ve bunun sonucu olarak çok sayıda işçiyi işten çıkarmayı gündemine aldı. Korona aşısını bulduğu için rekor kârlar elde eden BioNTech, bu yılın ikinci çeyreğinde yaklaşık 800 milyon avro zarar etti. Şirketin yeni umudu, 2026’ya kadar onaylanması beklenen kanser ilacında.

Bunların dışında elektrikli ev aletleri üreten Miele, fabrikanın bir bölümünü Polonya’ya taşımaya karar verirken, toplamda 2 bin 700 işçiyi işten çıkaracağını açıkladı. Deutsche Bahn, 30 bin çalışanı işten atacağını duyurdu.

Sadece buraya kadar olan kesin rakamları alt alta topladığımızda, işten çıkarılacak kalifiye işçi sayısı 70 bini buluyor. Bir de bunların dışında küçük ve orta ölçekli işletmelerden işten çıkarılacakları eklersek, ekonomideki durgunluğun faturasının asıl işçilere kesildiği anlaşılıyor.

Ekonomideki durgunluğun aşılacağına dair veriler ise bulunmuyor. 2025’e dair yapılan en iyimser büyüme tahmini yüzde 0.5. Peki Alman ekonomisinin diğer gelişmiş kapitalist ülkelere nazaran bu denli “Avrupa’nın hasta adamı”na dönüşmesinin nedenleri neler? Bırakalım ABD, Çin, Rusya ve Hindistan’ı; Fransa ve İngiltere’nin ekonomilerindeki büyüme de Almanya’dan daha iyi. Son 15 yıl içinde ekonomi sadece 2009 (mali kriz), 2020 (korona krizi) ve 2023’te (Ukrayna savaşı) küçüldü.

Birçok burjuva ekonomisti küçülmeye gerekçe olarak “kalifiye iş gücü yetersizliği”ni gösteriyor. Halbuki ilgisi yok. Son iki yıl içinde işsizlik oranı yüzde 5.3’ten yüzde 6’ya yükseldi. Büyüme oranlarının Almanya’da eksiye düşmesinin başlıca nedeni elbette Ukrayna savaşı. Ancak, savaşa tam destek veren siyasetçiler ve ekonomistler bu gerçeği halktan gizlemeye çalışıyor. Halk ise her şeyin farkında. Ülkeyi savaşa sürükleyen hükümete güven, rekor düzeyde düşük. Hükümet partileri sürekli güç kaybediyor.

Uzun yıllar dış ticaretten beslenen Alman ekonomisinin en önemli avantajı Rusya’dan ucuza aldığı enerji idi. Sanayinin çarklarını çeviren bu ucuz enerji iki yıldır kesik ve başka ülkelerden katbekat enerji ithal ediliyor. Savaşla birlikte artan enerji fiyatları bir yandan alım gücünü düşürürken, diğer yandan parça başı ürün fiyatını arttırdı. Hal böyle olunca zorunlu olmayan malların tüketimi azaldı. Alman Ticaret ve Sanayi Odası (DIHK) tarafından yayımlanan “enerji barometresi”ne göre yüksek enerji fiyatları nedeniyle sanayi şirketlerinin yüzde 37’si üretimi, enerji ve emek maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkelere kaydırma niyetinde. Bu oran savaşın başladığı 2022’de yüzde 21 idi.

Özetle; Ukrayna savaşının uzaması Alman ekonomisindeki “hastalığı” daha da ağırlaştıracağı, “hastane faturası”nın ise daha fazla işçi ve emekçiye kesileceği anlaşılıyor. Bu nedenle özellikle işçi sınıfının savaşa karşı verilen mücadelenin başında yer alması gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa