11 Ağustos 2024 06:46

ABD seçimleri ya da öznesi, nesnesi olmayan gölgeler

Fotoğraf: AA, Düzenleme: Evrensel

PAZAR
Paylaş

“Kamala gelirse bireysel özgürlüklerimiz gidecek!”, “Trump kazanırsa bütün haklarımız elimizden alınacak!”, “Tanrı Trump’ı korudu ve kurşun onu sadece sıyırdı; nasıl da doğruldu ve meydan okudu!”, “O nasıl bakış, eda öyle; bir patron gibi başını eğip gözlerini kıstı ve nasıl da susturdu eylemciyi ama!”

ABD seçimleri bu iki imaj ve imge dünyasının kapışması seklinde devam ediyor; çarpışan bu iki imge de gerçeklikle bağını koparmış, gerçekliğin yerine geçmiş.

Bu adayların somut ne vadettikleri, vadettiklerini nasıl gerçekleştirecekleri çok da belli değil. Örneğin Biden’ın el çektirilmesinden sonra ön seçimsiz başkan adaylığına getirilen Harris’in secimler için hazırlanan resmi web sitesinde hiçbir politika, program listelenmemiş. Bağış butonları, biyografiler ve şapka, fanila, flama satışı var. “Ekonomiyi düzelteceğim,” “Ateşkes yanlısıyım” diye mitingler yapan Harris’e kimse de sormuyor; e yap o zaman? Diğer yandan milyarder Elon Musk, sahibi olduğu Twitter’dan Harris’in “komünist” olduğunu ilan ediyor. Musk’ın da desteklediği ve milyonlarca emekçinin sorunlarını çözüp, muhafazakar değerleri koruyacak imajıyla pazarlanan aday ise ırkçı ve dolandırıcı bir milyarder. “Ben başkanken her şey çok güzeldi, yine öyle yapacağız” deyip duruyor Trump. Başkanlığı sırasında ise maske, dezenfektan ve temel ihtiyaç ürünleri üretilememiş, dağıtımları organize edilememiş, özel şirketlerin elindeki sağlık sistemi çökünce insanlar hastane koridorlarında yerlerde ölmüştü.

DEĞİŞİMİN ADAYI İMAJI

Geçtiğimiz hafta seçimlerin en kritik eyaletlerinden Michigan’daki seçim mitingi sırasında Kamala Harris soykırım karşıtı protestocuları “Eğer Donald Trump’ın kazanmasını istiyorsan söyle yoksa şu an ben konuşuyorum” diye önceden çalışılmış olduğu aşikar bir şekilde susturup salondan attırınca Biden ve Trump’ın vadettiklerinden farklı bir aday beklentisine girenlerin heyecanı da sadece bir hafta sürmüş oldu. Halbuki yalandan da olsa “Sizi görüyor ve duyuyorum” dese Trump karşısında Demokrat Partiye oy vermeye meyilli, Biden ve Trump’ın birbirlerinden farkı olmadığını gören yüz binlerce soykırım karşıtı seçmenin oyunu da almış olacak. Ancak protesto olacağı belli olan Michigan’da “Konuşmasını bölen eylemciyi patron gibi susturup salondan attırdı” imajını tercih ettiler. Miting öncesi soykırım karşıtı temsilcilerle toplantısında İsrail’e silah satışını durdurma ihtimalinin masaya getirilmesine dahi yer vermemesi de cabası.

“Ben Biden ve Trump” değilim platformuyla secim kampanyası yürüten Harris’in geçmişte ve bugün ne yapıp ne yapmadığına ne söyleyip söylemediğine bakınca Harris adaylığının vadettiği değişim şimdilik görüntüde kalıyor. İlk kadın başkan olma ihtimali, siyah ve Hindistanlı kökenleri, başkan yardımcılığı için ismi geçen diğer aday adayları kadar gerici olmayan birini seçmesi, Michigan mitingi öncesinde soykırım karşıtı “kararsızlar” bloku temsilcileri ile görüşmesi bir değişim olacakmış havası yaratıyor. Bunun yanında henüz doğru dürüst bir politika ve program açıklamamış olması, açıkladıklarının da örneğin göçmenlik ve İsrail’e destek ve silah satışı konularında oldukça gerici olması ve Michigan gibi Arap seçmenlerin yoğunlukta yaşadığı ve seçimler için çok kritik bir eyalette çocuklar öldürülmesin talebine “Susun ve hizaya gelin” minvalli çıkışması ise bu değişim havasını dağıtıyor.

ABD SEÇİMLERİNDE KRİTİK EYALETLER

Michigan iki partinin birbirine çok yakın oy oranları nedeniyle seçimlerde en kritik eyaletlerden biri. Üstelik sendikali isçilerin ve Arap seçmenlerin yoğun yaşadığı eyaletteki son anketlere göre iki aday da yüzde 49 oy oranına sahip. Diğer kritik eyaletler Arizona, Georgia, Nevada, North Carolina, Ohio, Pennsylvania ve Wisconsin (Çok küçük bir ihtimal Florida ve Virginia da yarışa dahil olabilir). İki parti de en çok seçim harcamalarını bu eyaletlerde yapıyor. Diğer eyaletlerdeki seçim sonuçları çok önemli değil, çünkü diğer eyaletleri kimin kazanacağı ve kaç seçmenler kurulu delegesi çıkaracağı belli. Dolayısıyla ABD seçimlerini takip etmek isteyenlerin bu eyaletlere bakması yeterli. ABD’de genel seçim değil seçiciler kurulu seçimi olduğu için asıl mücadele tarihsel olarak bir Demokratların bir Cumhuriyetçilerin kazandığı ve toplam seçiciler kurulu delege sayısını belirleyen bu kritik, iki parti arasında sallanan eyaletlerde yaşanıyor. Hillary Clinton 2016’da ülke genelinde daha çok oy almasına rağmen Trump’ın bu kritik eyaletlerden özellikle Michigan, Pennsylvania ve Wisconsin’i kazanması ve toplamda başkanlık için yeterli olan 270 seçiciler kurulu delege sayısını geçmesi nedeniyle seçimleri de kazanmıştı. Örneğin tarihsel olarak isçi kentlerini içinde barındıran ve işsizlikle cebelleşen Wisconsin’e kampanya döneminde ayak bile basmayan Clinton, isçilerin sorunlarını kampanya suresince de görmezlikten gelmiş ve eyaleti de sürpriz şekilde kaybetmişti.

Ne Biden ne de Trump’ı istemeyen seçmenler Harris’e seçimi kazandırabilir, ancak Harris “Biden ve Trump olmayan aday” dışında bir değişim vadediyor mu? Şimdilik İsrail’e silah satışından göçmenlere, sağlık sigortasından iklim krizi politikalarına1 kadar Biden ve Trump’tan bir farkı yok. Gerçeklikle bağını koparmış sembollerin, öznesiz nesnesiz gölgelerin kapitalizmdeki yeri ve rolüne dair yazan Jean Baudrilard’ın kendisi de daha sonra bu semboller, imajlar, göstergeler dünyasında kaybolup kapitalizmin dayandığı somut yapıları ve sosyal ilişkileri hiçe saymıştı. Sonunda da tüketim karşıtlığından ibaret bir antikapitalizme vardı. Somali’yi Obama, Trump, Biden hepsi bombaladı; Harris seçilirse o da bombalar.

[1] Örneğin Harris’in danışmanları daha önce karşı olduğu, çevreye büyük zararlar veren hidrolik çatlatma işlemiyle kaya gazı çıkarma işlemine artık karşı olmadığını açıkladı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa