11 Ağustos 2024 05:10

İşten çıkış kodları kaldırılmalıdır

İşten atmalara karşı İİSŞP eylemi

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İşten çıkan işçi için SGK’ye işten ayrılış bildirgesi verilir. İşten ayrılış bildirgesine, işveren tarafından, işten çıkış nedenini gösteren bir işten çıkış kodu yazılır. İşten çıkış kodları fesih şekline göre 1’den 50’ye kadar sıralanmıştır. İşverenler bildirgeye belgesiz ve delilsiz olarak diledikleri kodu yazabilir.

Patronun dilediği gibi yazdığı bu kodun işçiler bakımından önemli sonuçları olmaktadır. İşçinin işsizlik ödeneğinden yararlanıp yararlanmayacağını bu kod belirlemektedir. Örneğin, işveren 3 (istifa) kodunu yazdıysa, SGK ve İŞKUR “Nerede bu istifanın belgesi” diye sormaz ve işçiye işsizlik ödeneği bağlamaz. 

İşten çıkış kodlarının 42-50 arasında olanları İş Kanunu’nun 25/II. maddesindeki fesih hallerine karşılık gelmektedir. “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlığı altındaki bu fıkra nedeniyle işten çıkartılan işçiler de işsizlik ödeneğinden yararlanamaz.

42-50 arası kodlarla işten çıkartılan işçilerin mağduriyeti sadece işsizlik ödeneğinden yararlanamamakla sınırlı kalmamaktadır. Sonraki iş bulma süreçleri de olumsuz etkilenmektedir. Bu olumsuzlukları aktarmadan önce işten çıkış kodlarının hukuken kişiye özel bilgi olduğunu ve kişisel veri kabul edildiğini hatırlatalım. Evet, işten çıkış kodlarının yazılı olduğu, adli sicil belgesi gibi bir belge de yoktur. Bu nedenle işçilerin sonraki iş yaşamlarını etkilememesi gerekir. Ama uygulamada sıklıkla tersi durumla karşılaşılmaktadır.

Örneklendirmek gerekirse, diyelim ki 5-6 yıl çalıştığınız önceki işinizden patronların sıklıkla başvurduğu “Doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda” bulunduğunuz iddiasıyla işten çıkartıldınız. Bu durumda işten çıkış kodunuz 46 olacaktır ve bu kod aynı zamanda “hırsızlık” ve “Güveni kötüye kullanmanın” da karşılığıdır. Yaşayabilmek için yeni bir iş bulmak zorunda olan işçinin iş ararken referans bildirmesi, deneyimli olduğunu gösterir ve işe girmesini kolaylaştırır. Yeni patron adayı, referans olarak bildirilen işvereni aradığında ise işçinin hangi kodla işten çıkartıldığını öğrenmektedir. Sonuç, “Sen güveni kötüye kullanma ve hırsızlık suçlamasıyla işten çıkartılmışsın, maalesef seni işe alamayız” denilerek bir iş kapısının işçiye kapanması olmaktadır.

Bu yasal mıdır? Elbette yasal değildir. İşçinin kişisel verisi rızası olmadan kullanılmıştır. Ancak işçilerin fiilen bu ve benzer örnekleri engelleyecek bir imkanı yoktur.

Sonuç olarak patronların tek yanlı beyanı, sadece sınıfdaşı diğer patron tarafından değil,  sözde işçiler için kurulmuş olan SGK ve İŞKUR tarafından da doğru kabul edilmekte ve hukuki sonuç doğurmaktadır. Üstelik işçi işe iade veya tazminat davası açtığında kodun hatalı olduğu mahkeme kararıyla ispatlansa dahi işverenlere bir yaptırım uygulanmamaktadır. İşverenin haksız olduğunu ispatlayan işçi, yıllar sonra, ilk çıktığı dönemdeki tutar üzerinden işsizlik ödeneğini alma hakkına kavuşmaktadır.

Ama yalan beyanın sahibi patronlar, istediği kodu bildirmeyi işçinin haklarını tırpanlamak için de kullanmaktadır. Ara bulucu aşamasında veya öncesinde, “İstifa dilekçesi yaz yoksa çıkışını yüz kızartıcı koddan yaparım, iş bile bulamazsın”, “Bu paraya razı ol yoksa 46 kodla işten çıkartırım, hem işsizlik maaşı alamazsın, hem iş bulamazsın” şeklindeki tehditlerin ne kadar yaygın olarak kullanıldığını bu satırları okuyan işçiler bilmekte ve yaşamaktadır.

***

İşten çıkış kodlarına karşı özellikle pandemi döneminde ciddi bir tepki gelişmişti. O dönemde, İş Kanunu 25/II’ye göre fesihlerin tamamında 29 kod kullanılıyordu. İşçiler, cinsel taciz, hırsızlık ya da işe iki gün üst üste mazeretsiz gelmeme iddiasıyla da işten çıkartılsa kod 29 işaretleniyordu. İktidar bu tepkiyi eritmek için 29 kodu 25/II’deki işten çıkış nedenlerine göre ayırıp 42’den 50’ye kadar dokuz ayrı koda ayırdı. Ama sonuç değişmedi.

Başta da söylemiştik. İşten çıkış kodlarının asıl işlevi, işçinin işsizlik ödeneğinden yararlanıp yararlanmayacağını belirleyecek bir ölçü olmasıdır. Bu bize çözümün yolunu de gösteriyor. İşsizlik ödeneğinin süresi, miktarı gibi sınırlılıkları tartışmayı başka bir yazıya bırakıp çözüm önerimizi sunalım: Çalışırken primini ödeyen her işçinin işsiz kaldığında işsizlik ödeneğinden yararlanması sağlanmalı ve işten çıkış kodu uygulamasına son verilmelidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa