16 Ağustos 2024 04:00

Tarık Ziya Ekinci'nin mücadelesi ve mirası

Tarık Ziya Ekinci

Fotoğraf: MA

Paylaş

1992’de JİTEM tarafından katledilen Apê Musa (Musa Anter) hatıralarında "Türkiye’nin 55 yıllık girdisinin, çıktısının yeminli, canlı bir şahidiyim. ‘Hem yalnız şahidi mi?’ Değil!.. Sanığıyım, mahkumuyum ve davacısıyım” diyordu. Bugün tıpkı Apê Musa gibi cumhuriyet tarihinin çok büyük bir bölümüne tanıklık etmiş; Kürt sorununun eşit haklara dayalı demokratik çözümünü savunduğu için defalarca mahkum olup cezaevine girmesine rağmen yaşamının sonuna kadar bu mücadeleden vazgeçmemiş değerli bir aydınımızı, Tarık Ziya Ekinci’yi kaybettik.

Ekinci, cumhuriyetin kuruluşu sürecinde kendilerine verilen sözlerin (özerklik, ulusal varlıklarının tanınması) yerine getirilmemesi nedeniyle başlayan Kürt isyanlarının bastırılması amacıyla Takrir-i Sûkun Kanunu’nun çıkartıldığı ve Şark Islahat Planı’nın uygulamaya konduğu dönemde (1926) Lice’de dünyaya gelmişti. Ardı sıra başlayan Kürt isyanlarının 1938’de kanlı bir şekilde bastırılması ve ardından İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın yaşanması, Kürtlerin ulusal mücadelesi bakımından uzunca sayılacak bir sessizlik döneminin yaşanmasına yol açmıştı.

Ancak İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’ndan sonra kapitalist gelişmenin hız kazanmasına bağlı olarak Kürdistan coğrafyasında yaşanan kentleşme, ülkede ve dünyada olup biteni yakından takip eden eğitimli bir genç Kürt aydın kuşağının ortaya çıkmasını sağlamıştır. İşte Tarık Ziya Ekinci, bu dönemde Kürtlerin yeniden uyanışının ve Kürt aydınlanmasının öncülerinden biri olmuştur.

İstanbul ve Paris’te tıp eğitimini tamamladıktan sonra 1957’de Diyarbakır’a yerleşen Ekinci, uzunca yıllardır devlet ve iktidarların hedefinde olan TTB içinde önemli görevler üstlendi. TİP’in kuruluşundan sonra (1961) birçok Kürt aydını gibi partiye katılan ve Kürt coğrafyasında kitleselleşmesinde önemli bir rol oynayan Ekinci, 1965’te Diyarbakır milletvekili seçilmişti. TİP içinde “Doğulular” olarak anılan grubun öncülerinden biri olan Ekinci, TİP’in 1967-69 yılları arasında Kürt coğrafyasındaki jandarma baskısı ve yoksulluğa karşı düzenlediği ‘Doğu Mitingleri’nin de örgütlenmesinde önemli rol üstlenmiştir. Bu mitingler, Kürt ulusal mücadelesinin Kürt yoksullarının da taleplerini kapsayarak sol-sosyalist bir çizgide ilerlemesi bakımından yol açıcı olmuştur.

Devrimci Doğu Kültür Ocaklarının (DDKO-1969) kurucularından biri olan Ekinci, 12 Mart cuntası tarafından “Kürtçülük propagandası” iddiasıyla tutuklandıktan sonra üç yıla mahkum olmuştu.1980 askeri faşist darbesinden sonra da insanlık dışı uygulama ve işkenceleriyle öne çıkan Diyarbakır Cezaevinde kalmış, buradaki işkencelerin başını çeken Esat Oktay Yıldıran’ın “Bir daha buraya gelirsen, sağ çıkamazsın” tehditlerine maruz kalmıştı.

Tarık Ziya Ekinci, 1980’li yıllardan sonra Kürt sorununun Türkiye’nin demokratikleştirilmesi temelinde ve ortak mücadeleye dayalı çözümü yönündeki girişimleri destekleyen ve bu konuda aydın sorumluluğuyla hareket eden isimlerden biri olmayı sürdürdü.

Liberal ve demokrat kimi aydınların ‘Yetmez ama evet’ diyerek AKP-Erdoğan iktidarına destek verdiği dönemde (2010 referandumu öncesinde) ‘Kürt ve Türk Demokratlarına Açık Mektup’ yazarak “AKP’ye dair pompalanan umutların tükendiğinin anlaşılması gerektiği”ni ve “Eşit haklı vatandaşlık anlayışına bağlı emek eksenli bir demokrasinin ilkelerini kapsayan” bir mücadele programı etrafında birleşmek gerektiğini söylemişti.

Erdoğan Aydın’ın 2019’da Dilop dergisi için kendisiyle yaptığı röportajda “Türk pazarı içinde kalmayı, ayrı küçük bir Kürt pazarı içinde çalışmaya tercih ediyorlar” diyerek Kürt burjuvazisinin iş birlikçi karakterine dikkat çekerken aynı zamanda mücadelenin hangi hatta ilerletilmesi gerektiğine de işaret ediyordu. (Dilop dergisi 6. sayı)

Kürt sorununun eşit haklara dayalı çözümünden, emekten, barıştan, demokrasiden yana olan ve bu uğurda neredeyse cumhuriyetle yaşıt olan ömrü boyunca mücadele eden Tarık Ziya Ekinci’nin ölümü, kuşkusuz sadece Kürt halkının değil, bütün emek ve demokrasi güçlerinin önemli bir kaybı olmuştur. Bugün artık onun mirasını yaşatmak, halkların demokratik-ortak geleceği için mücadeleyi büyütmekten geçiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa