16 Ağustos 2024 04:23

Yalvar yakar kredi, yalvar yakar yatırım

Kabine

Fotoğraf: AA

Paylaş

TÜİK raporuna göre geniş tanımlı işsiz sayısı bir yılda 2 milyon 688 bin son bir ayda ise 1 milyon 718 bin artmış durumda. Emek gücünün reel fiyatının sürekli geriye çekilmesine rağmen memleketin sanayicileri ve tüccarları ücretlerden yapılan ‘tasarruf’ ve sınırlanmış tüketimden umut ettikleri rahatlamayı yaşayamıyorlar. Oysa hem kendi kalkınmaları hem de yabancı sermayeyle ortak iş yapmanın koşulunun bu olduğu ezberine sahipler.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ekonomi sert bir düşüş göstermeyecek diye teminat vermesine rağmen iktisatçılar önümüzdeki dönemin, sonbahardan başlamak üzere stagflasyona açık olduğunu söylüyor. Yılmaz’ın açıklaması bir düşüşün olacağı ama sertliğinin tartışmalı olacağının ikrarı anlamına geliyor. Bunun emareleri zaten şimdiden görülüyor. İşsizlikteki ve enflasyondaki tırmanış, vaktiyle uğruna har vurup harman savrulan yolların-köprülerin kasaya dayanan borçları iktidarı da köşeye sıkıştırdı.

Mehmet Şimşek’in adıyla anılan yine Yılmaz’ın “Bu hükümetimizin programıdır, arkasında tam bir siyasi destek vardır” dediği OVP bağlamında atılan bütün adımlar başta IMF olmak üzere uluslararası değerlendirme kuruluşlarından aferin almayı başardı. Bunun karşılığı, bugünlerde kuruluş yıl dönümünü kutlayan AKP’nin iktidarının ilk zamanlarında olduğu gibi aktıkça akan sıcak para değil. Zira dünya ekonomisi de ufak çaplı küçülmeleri ötelemekle meşgul.

İktidar da sermayesi de bu yüzden para, kredi, yabancı yatırımcının teveccühü için yalvar yakar dolanıyor. Yatırım Danışma Konseyinin eylülde gerçekleştireceği toplantıya, Jeff Bezos ve geçen yıl Türkiye’ye geldiğinde iktidarın ‘kanka’laştırdığı Elon Musk başta olmak üzere Avrupa ve Asya’dan büyük tekellerin CEO’ları davet edildi. Genellikle konvoy halinde gidilip yerlerinde ziyaret edilen ve eldeki yatırım paketleri takdim edilen şirket simsarları bu kez Türkiye’de, proje başında ağırlanacak. Erdoğan bu toplantıda ‘Türk ekonomisinde katedilen mesafeyi anlatacak ve Türkiye’ye yatırım çağrısında bulunacak.’

İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe’nin “Doları yap 37, battık batıyoruz” serzenişinin ardından dolar değilse bile avro 37 lirayı aştı. Düşük bedelli emek ve memleket arazilerini yatırım mahalline dönüştüren kararnameler ve yasalar da buna eklenince Eski Bakan Nebati’nin gözlerindeki kayıp ışıltı Mehmet Şimşek’te de görülebilir.

Fakat herkes, 27 rüzgar tribünü kurma karşılığında Almanya’dan 15 yıl vadeli 165 dolarlık finansman sağlayan, iktidarın gözdesi, Total Enerjiyle ortak Rönesans Holding kadar şanslı değil. Avro Bölgesi sanayi üretiminde yükselme beklenirken bir önceki aya göre yüzde 0.1 düşüşün gerçekleşmesi ihracat garantili krediye konmayı herkese nasip etmeyebilir! Silahlanma harcamalarındaki artış, her an savaşa dönüşebilecek bölgesel gerilimlerin uluslararası ticaret yollarında ortaya çıkardığı güvenlik sorunu evdeki hesapları pazara uydurmuyor.

Ormanlık arazilerin ‘Orman vasfını yitirdiğine’ karar veren iktidar ise enerji devlerine, maden arama şirketlerinden alınacak yüzdelere bel bağlamış durumda. Kredi kurumlarının kara listelerinden gri listeye geçildiğini gösteren berat cepte olarak karşılanacak olan CEO’lara görücüye çıkarılan yerli firmaların şimdiden kepçeleri, dozerleri bütün verimli arazileri, halkın yaşam alanlarını, geçim kaynaklarını dümdüz etmek üzere uygun adım marşla zaten sahadalar. Yeşil enerji diye yutturulan projeler için yeşil alanları, maden için köyleri-mezraları kazıyorlar. Memleket sathı koca bir obruğa dönüşmüş durumda. Yatırımcıya çeyiz bohçası hazırlamak için her şey yapılıyor. Yatırımcı ise kendisini pahalıya satmak, ‘malı’ ucuza almak derdinde.

Cevdet Yılmaz “Uluslararası firmaların ülkemize yatırım kararlarını açıkladıkları bir döneme girdik. Çok uluslu yatırımcıların önceliklerini alacak ve makro düzeyde politikalarımıza uluslararası bir bakış açısının yansıtılmasını sağlayacağız” diyor. Yani orta vadeli plan revize edilecek.

Bu yabancı sermayeye ‘Bize yatırım yapın’ çağrısı altında yapılan sözde ekonomiyi kurtarma operasyonunun, devletlerden şirketlere kredi aktarımının, yer altı ve yer üstü kaynaklarını peşkeş çekmenin, yatırımların ihtiyacı olan altyapılar için borçlanmanın nimetini yine sermaye ve iktidarı görecek, bedelini ise çoluğunu çocuğunu geçindirmek için gece gündüz çalışan işçi sınıfı ödeyecek.

İktidar, sermayenin ihtiyaçları söz konusu olduğunda emekçilerin boğazından kesmek pahasına elinden geleni yapıyor. Sanılıyor ki emekçiler buna dayanır, ekonomi düzlüğe çıktıktan sonra bir miktar parayla gönülleri alınır. Ancak bu düzlüğe çıkılıp çıkılmayacağı o kadar kesin değil. Uygulanan ekonomi politikaları sayesinde bir uçurumun başına kadar gelindi. Ekonomi kurmaylarının bütün iyimser vaat ve masalları sadece emekçileri oyalamak için değil kendi kendilerine de gaz vermek için belli ki. Sermaye aklı ne tarihten ders alır, ne uzgörüsü vardır. Varsa yoksa kısa günün kârı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa