19 Ağustos 2024 04:35

Bir erişkin oyunu: savaş, gıda güvencesizliği ve sağlık

Alan Kurdi anısına yapılan “Umut Enstalasyonu” çalışması

Fotoğraf: AA

Paylaş

'Sobe' kadim bir çocukluk oyunuydu. Şimdi erişkinlerin küresel oyununa evrildi: Sağımız solumuz, önümüz arkamız savaş...

"Savaş, silahlı çatışma, şiddet tartışmasız bir şekilde bir halk sağlığı sorunudur" (HASUDER, 2017). Öyle ki, bir yandan yaşam ve tarım alanlarını yok ederken aynı zamanda atmosfere bırakılan azot oksit, nitrat, cıva vb. ağır metaller, toksik etkiye sahip kimyasallar, radyoaktif maddeler ve yıkılan şehirlerden ortaya çıkan asbest ile telafisi zor sorunlara yol açıyor. 

Sanayi tesislerinin ve barajların yıkılması, tarım alanlarının yok edilmesi, kimyasal ve radyoaktif kirliliğe maruz bırakılması, ormanların yakılması ile çevre yıkımının bir silaha evrilmesi doğal olarak gıda güvencesizliğini daha da derinleştiriyor.

Birleşmiş Milletler verilerine göre "Çevre sorunlarının yüzde 34'ünün nedeni savaş ve silahlar". 

Gıda güvencesi, "Bütün insanların her zaman aktif ve sağlıklı yaşamı için gerekli olan besin ihtiyaçlarını ve gıda önceliklerini karşılayabilmek amacıyla yeterli, sağlıklı, güvenilir ve besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik bakımdan sürekli erişebilmeleri" olarak tanımlanmıştı 1996 dünya gıda zirvesinde.

FAO'nun (2016) yaptığı tahminler, "Dünyada 815 milyon insanın yani her dokuz kişiden birinin yetersiz beslendiğini, bunların çoğunluğunun çatışma, şiddet ve kırılganlıkla mücadele eden ülkelerde yaşadığını gösteriyor."

Gıdanın üretimi, sağlanabilirliği, erişilebilirliği, kabul edilebilirliği, sürdürülebilirliğinde sorunlar, riskler yaşanır. Riskin doğası çok etkenlidir, dolayısı ile bu riskler birbirine eklenebileceği gibi, birbirini etkileyebilir de. Gıda güvencesi "Salt herkese yetecek kadar gıdanın temini olmayıp aynı zamanda sağlıklı, temiz, güvenilir olması ve insan onuruna yakışır bir şekilde sağlanması şartını da kapsar." Toplumsal refah kurumlarının gerilemesi ile bu alandaki yıkım derinleşir.

Denebilir ki, salt yaşandığı coğrafya, zaman ile sınırlı kalmayan, öncesi ve sonrası ile sınır tanımaz bir halk sağlığı sorunudur savaş eksenli gıda güvencesizliği. Savaş bitse de yol açtığı insani kriz dinmez. 

Gıda güvencesinde erozyon, savaş ve çatışmalar için hem bir neden hem de sonuç olabilme özelliği ile sorunu kronikleştirebilme potansiyeli taşır.

Sözü fazlaca yuvarlamaya gerek yok: Gıda güvencesizliği sağlıksız ve hasta nesiller demektir. 

Malnütrisyon ve savaş bağlamında bir örnek olarak 20 yıllık savaşın 2014 yılı itibarıyla Irak'ta faturası "5 yaş altında 1.5 milyon malnütrisyonlu çocuk olup ve her gün 100 bebek ölmekteydi" 

Kapitalizmin, özünde temel bir insan hakkı olan gıda güvencesini, dar bir kesimin ayrıcalığına indirgeyerek geri kalanlar için tüm sorumluluğu bireye yıkma gayreti, kendi yarattığı savaş koşullarında daha da kesifleşir. 

Beslenme toksik kimyasallara maruz kalma yollarından biridir. "Basra, Felluce gibi savaş yoğun bölgelerde çocukluk çağı kanserlerinde 12 kat, doğum anomalilerinde ise 17 kat artış olduğu bildirilmektedir (Bülent Şık, 2018).

Hasılı savaş öldürür: Savaşlarda sobe oynarken çocuklar erişkinler ölümle sobeler onları. Sobe oyununda yakalanmamak için çocuklar kaçar ve bir yere dokunarak "sobe" yaparlar. "Sobe" yapmak, oyuncunun güvenli bir bölgede olduğunu ve yakalanamayacağını belirtir. Savaşın çocukluk halinde sobe yapmak mülteci olabilmektir. Unutmayalım, mülteci çocuklar insanlığın kanayan yarası.

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa