27 Ağustos 2024 04:43

Emperyalizm çağında fetihçilik

Erdoğan Malazgirt Zaferi yıldönümünde konuşuyor

Fotoğraf: TCCB 

Paylaş

AKP ve yandaşlarının Malazgirt Savaşı anmaları her sene fetihçilik ve din savaşı propagandasında seviye yükseltiyor.

Bu seneki konuşmalarda yine Malazgirt Savaşı Müslümanların Müslüman olmayanlara karşı cihadı ve zaferi olarak tarif ediliyor ve bu savaşın kıyamete kadar devam edeceği ilan ediliyor.

Fetihçilik tehlikeli bir şeydir. Güçlü olanın güçsüzü ezdiği, yağmaladığı bir durumdur. Damarlarda akan kan ya da göğsündeki imanla ilgisi yoktur fetih hareketinde başarılı olmanın. Daha güçlü ordusu ve daha iyi silahları olan güçsüz olanı yener, kıyım yapar, toprağını işgal eder, sömürür vs. Başka birileri de fetihçilerden daha güçlü ise onların işgal ettiği toprakları fetheder. Bu işgal etme, edilme durumunun tarihte örnekleri çok fazladır. Nitekim Malazgirt Zaferi ile Kudüs’ü almanın, İstanbul’u almanın yolu açıldı diyenler. Futbol karşılaşmalarında bile Viyana’ya kadar dayandıkları ile öğünenler, işgal ettikleri o toprakları kaybettiklerini, Ankara ve çevresi ile sınırlı bir alana kadar daraldıklarını da unutmamalıdır.

Günümüzde bizimkiler gibi din savaşı ve işgalcilik çığırtkanlığı yapan çok parti ya da örgüt yok. Devlet diyemeyeceğim, çünkü devletler böyle şeyler söylemezler. Devletler derken devlet temsilcilerini kastediyorum. Müslüman devlet temsilcilerinden de bu tür sözler pek işitmiyoruz. En son IŞİD böyle şeyler söylüyordu. Tüm dünyayı Müslüman egemenliği altına alana kadar savaşacaklarını ve Müslüman olmayan herkesin hedefleri olduğunu ilan etmişlerdi.

Günümüzde emperyalistler artık işgal yöntemini pek kullanmıyor. İkinci Emperyalist Savaş sonrası işgal eylemleri duraksamıştı. ABD bir süre sonra yardım adı altında ufak ufak işgal girişimlerinde bulundu. 11 Eylül sonrası Afganistan, daha sonra Irak işgallerini gördük. Tabii İsrail’in Filistin’e yönelik sürekli işgal politikası özel bir vaka.

Emperyalistler artık sermaye ihracı, ihracat, doğal kaynaklara el koyma, ekonomik bağımlılık yaratma, askeri üsler, askeri paktlar ile sömürülerini sürdürüyor. Bu yöntem ülkelerin işgal edilip yönetilmesinden daha kârlı geliyor onlara. Ama bizimkiler bu çağda hâlâ IŞİD gibi kıyamete kadar sürecek bir din savaşından, fetihlerden, Libya’ya, Karabağ’a, Kudüs’e girmekten söz edebiliyor. Üstelik bunu başkaları Ankara’ya girmeye kalktığında önleyebilecek savunma sistemlerinin yeterli olmadığı bir zamanda söylüyor. Ne denir bilmiyorum. İHA ve SİHA’larla dünyayı fethetmeyi düşünen bir fatih.

Belki de giderlerse gitsinler diyerek gönderdiği, bilim insanları, bilgisayar uzmanları, doktorlar, hemşireler vb. ile Avrupa ve Amerika’yı fethetmeyi planlıyor gizlice. Şimdiden gizli ordunun on binlerce askeri buralara gönderildi. Yakında zaferi muştularlar.

Yoksa din savaşları çığırtkanlığı, fetihçilik vaazları yoksul emekçileri aldatmak için mi böyle sık sık en üst düzeyde tekrarlanıyor. Büyük ihtimalle öyledir. Ama hiçbir ciddi devlet başkanı soyduğum halkımı gaza getirip yaptıklarımı gizleyeceğim diye böyle şeyler söylemez. Şimdinin modası dünya barışı, savaşların önlenmesi, yoksulluğun azaltılması, diktatörlerin devrilmesi falan; IŞİD söylemi böyle bir ortamda hoş karşılanmaz. Zamanı gelir senin aleyhine de olur bu içe yönelik gaz vermeler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa