30 Ağustos 2024 04:35

Gözlem

polis kalkanları arasında yere yatırılmış ters kelepçe takılıyor

Fotoğraf: Arif Nacaroğlu

Paylaş

Saat 6.  Akşam. Otelin içerisinde büyük ihtimalle akşam yemeğinde hangi tür et yeneceği, etin yanına hangi şıranın yakışacağı tartışılırken, otelin üst pencerelerinden birileri, belki de otelin sahibi, perdenin arasından korkuyla dışarıyı gözlüyor. Otelin önünde az sayıda lüks araç.  

Diğerleri ne olur ne olmaz diye gizlenmiş. Otelin hemen bitişiğindeki diğer otelin önünde 100’e yakın çevik(?) kuvvet. Robot gibiler. Kim bilir ne düşünüyorlar. Belki hepsi işçi, köylü çocuğu. (Zengin çocuğu neden çevik kuvvet olsun ki, o otel sahibi olur ve işçiyi işçi çocuğuna dövdürür.) Bir o kadar da sivil polis. Sağa sola emirler vermelerinden belli ki bazıları üst(?) rütbeli. Aldıkları 40 bin lira maaşın hakkını vermek için çırpınıyorlar. İşleri kötü. Olanı görünce “İyi ki bunlardan olmamışım, pazarda limon satar bu kötü işi yapmazdım” düşüncesi geçiyor aklımdan.

Divan otel patronu Akcanlar tekstilin de sahibi korkudan otelinin önünü ıslak çuvallarla(?) örtmüş. Asgari ücretli otel görevlisi patronuna yaranma peşinde.

Polis araçları, uzun namlulu silahlı polisler. İlk bakışta otelde seri katil, büyük mafya babası, devletin 128 milyar dolarını götüren uğursuz, dağları, ormanları, dereleri yağmalayan küfürbaz iş adamı var sanıyor insan.

Hayır.

Az ötede 40 kadar silahsız, sopasız, Akcanlar işçisi. Sendikaları ile birlikte yokluğa yoksulluğa, 7’li sisteme karşı bir bildiri hazırlamışlar. Okuyup gidecekler.

Polis, pencereden bakan patronun gözü önünde işçiyi ezmeye kararlı. Bir polis Sendika Başkanı Mehmet Türkmen ile diyalog içerisinde ama, beyaz gömlekliyi görünce hemen aklıma iyi polis, kötü polis sahneleri geliyor. Sivil biri eline aldığı megafonla “Dağılın” diye bağırırken beyaz gömlekli kalkanlı polislerle işçileri çeviriyor.

“Dağılacağız” diyen işçiler kalkanlarla çevriliyor ve “gözaltı” emri ile işçiler tek tek koparılıp yere yatırılıyor ve plastik kelepçe takılıp minibüslere sürükleniyor. Uzaktan bakınca siviller içerisinde bu işi zevkle yapanlar kadar, yaptığından utandığı belli olanları ayırt edebiliyor insan.

Bir işçi iki elini uzatıp beni de alın diyor ama muamele aynı. Yere yatır, plastik kelepçe tak. 

Etrafa toplanan az sayıda insan, “Bu kadar da vahşet olmaz ki, zengine de yapabilseler ya bunu da görsek” diye sıkıntıyla söyleniyor.

Minibüsler dolunca dışarıda kalan işçiler yürüyerek gidip gözaltına alınan arkadaşlarını bulmak ve belki de gözaltına alınıp bu kavgada doğru tarafta olmanın gururu ve cesaretiyle yürüyorlar.

Yoksul işçiye bir sayfa kağıdı okutmayan polisin gece nasıl uyuduğunu bilmiyorum ama patronlar otelin serin odasında coşkulu.

“Şerefe”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa