31 Ağustos 2024 05:36

‘Yokluk ve yoksulluk bitmiş!’

Recep Tayyip Erdoğan

Fotoğraf: Murat Kula/TCCB

Paylaş

Bu hafta sadece CHP ve tüzük kurultayına ilişkin yazmayı planlamıştım. Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bitlis’te yaptığı konuşmada, “Yasakların, baskıların, yokluk ve yoksullukların olduğu o eski günler artık bir daha gelmemek üzere tamamen geride kalmıştır” sözü yani “Yokluk ve yoksulluk bitmiştir!” ifadesi beni AKP iktidarının yollarını hazırlayan, Ecevit başbakanlığındaki hükümetin son dönemlerine götürdü.

*   *   *

Cumhur İttifakının her kaba yerleşebilen ortağı Bahçeli’nin de olduğu DSP, ANAP ve MHP ortaklığındaki koalisyon hükümeti dönemi. Onlara göre de vatandaş rahat, geçim sıkıntısı yok, her şey güllük gülistanlık…

Ama iktidara bakmayın her yerde üretici, çiftçi, işçi eylemleri, Başbakanlık önünde yazar kaza atmalar vb. Ülkenin dört bir yanında esnaf perişan ve öfkeli. Yükselen seslere karşı esnaf örgütleri eylem kararı almak zorunda kaldı.

Ankara, İzmir, Konya, Mersin, Kütahya, Sivas, Denizli, Gaziantep gibi birçok ilde yürüyüş ve eylemler yapıldı. Tarih 10 Nisan 2001 yanılmıyorsam. Ankara’da günlerdir Siteler çalkalanıyor. Bir gün önce Samsun asfaltını doldurmuş, saatler süren iknadan sonra dağılmıştı esnaf. Ertesi gün sabahın erken saatlerinde başlayan yürüyüş, Tandoğan Meydanı’nda mitinge dönüşecek. Ama başlarında esnaf örgütleri temsilcileri olmasına rağmen öyle öfkeliler ki durdurmak mümkün değil. Bir eylem, protesto gelenekleri de yok. Ne kürsüde yapılacak konuşmalara baktılar, ne Tandoğan’da kaldılar. “Yolsuzluğa ve yoksulluğa hayır'', ''Aç gözünü Türkiye'', "Burası Siteler hükümeti iteler" gibi sloganlarla Meclise yürümek isteyen on binlerce esnaf ancak polisin ateş açması, saatler süren çatışma sonrası durdurulabildi. Sonuç 7 saat süren çatışma sonrası adeta savaş meydanı gibi olan Tandoğan Meydanı ve çevredeki sokaklar, yerlerde yırtılmış pankartlar, tek tek ayakkabılar, koca koca taşlar ve 3 gazeteci ağır olmak üzere 100 esnaf 50 polisin yaralanması, 100 civarında gözaltı…

Hani iktidarlar diyor ya, “Yokluk ve yoksulluğu bitirdik” sonucu böyle… Bir yıl sonra da koalisyon iktidarı yerle yeksan… ANAP tümüyle yok olup gitti, DSP ise adı var kendisi yok. Bir kalan AKP’ye koltuk değnekliği yapan MHP…

*   *   *

Erdoğan “Yokluğu, yoksulluğu bitirdik” diyor ya halk öyle demiyor işte. Ülkenin dört bir yanında ürününün karşılığını alamayan üretici köylü protestoda… Konfederasyon yönetimleri önlerini almaya, göstermelik mitinglerle tepkileri yatıştırmaya çalışsa da işçiler “Bıçak kemiğe dayandı” diyor. Açlığa karşı mücadele veren milyonlarca emekli tepkili, öfkeli… Her yerde, parça parça da olsa direnişler… Koalisyon hükümetinin son dönemleri gibi bir tablo…

*   *   *

Gelelim seçimlerden birinci parti çıkan CHP’ye. “Normalleşme” girişimleri boşa çıkan, bırakın normalleşmeyi, sokak röportajı bile suç sayılan, Mecliste linç girişimi ile kanların döküldüğü günler yaşanıyor. CHP ise 2028’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle, tüzük kurultayı ile meşgul. Cumhurbaşkanı aAdayı Ekrem İmamoğlu mu, Mansur Yavaş mı olacak, Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel aday olacak mı? Cumhurbaşkanı adayının belirleme yöntemine tüzükte yer verelim mi? Tüzük kurultayı seçimli mi seçimsiz mi olacak tartışmalarıyla meşgul… Haklarını da yemeyelim, fındık, fıstık vb. mitingleri yapıyor Özgür Özel, “Geçim yoksa seçim var” diyor ama iktidarın uygulamalarına, Şimşek programının halkın posasını çıkarırcasına uygulanmasına karşı bu yeterli yanıt olur mu zaman gösterecek…

*   *   *

CHP tüzük kurultayı 4-8 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek. Tüzük Komisyonu da çalışmalarda belli bir ilerleme kaydetti. Alınan bilgilere göre tüzükte 15-20 madde değişecek ki çoğu teknik düzenleme. Ama en çok tartışılan konular, aday belirleme yöntemi, ön seçim, vekillere ve seçileceklere 3 dönem sınırı getirilmesi ve cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceği…

Ön seçim yapılması konusunda hemfikirler gibi, ancak bunun her yerde sağlıklı sonuç vermediği görüşü de var. Ayrıca ön seçimlerde, partiye bir ay önce üye olanların bile oy kullanabildiği, dolayısıyla ön seçimi etkilediği de konuşulanlar arasında. Bunun için de oy kullanabilecek üyelerde bir yıllık üyelik ve aidat ödemesi şartı aranması benimsenmiş gibi. Adayların belirlenmesi konusunda ön seçim mi yapılacak, merkezden mi atanacak temayül yoklaması mı yapılacak bu konularda ise il yönetimlerinin merkez ile birlikte karar vermesi üzerinde duruluyor. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olarak çıktığında “ön seçim” yapılmamasını eleştiren ve kendisinin mutlaka ön seçim yapacağını belirten Özgür Özel’in son yerel seçimlerde “Yeterli zaman yok” gerekçesine sığınması da dikkate alındığında, tüzükte bağlayıcı hüküm olması gerektiği de konuşulanlar arasında.

Ayrıca tartışma konusu olan “3 dönem sınırı” da henüz çözülmüş değil. Genel Merkeze daha yakın üyelerin “esnek olsun” önerisi getirdiği, 3 dönemi tamamlayıp ön seçime giren ve başarılı olanların bir dönem daha devam etmesi gerektiği yönündeki görüşler ise daha ağırlıkta.

Gazete Duvar’dan meslektaşım Ceren Bayar, cumhurbaşkanı adayının belirlenme yöntemine ilişkin tüzüğe madde konulması önerisinin ise “Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kabulü anlamına gelir ki, doğru değil” görüşünün öne çıktığını yazdı. Meslektaşımın ve görüştüğüm kaynakların verdiği bilgiye göre tüzük kurultayı oldukça sakin, tartışmasız, kavgasız geçecek gibi gözüküyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa