01 Eylül 2024 03:24

İşçiler ABD seçimlerinin neresinde?

Chicago'da Demokratik Ulusal Kongre

Fotoğraf: Jacek Boczarski/AA

Paylaş

ABD’de iki parti de emek düşmanı. Cumhuriyetçi Parti açık emek düşmanı ve ırkçıyken, sendikaların bir ihtimal emek yanlısı bir platforma çekmek umuduyla desteklediği Demokrat Parti ise ABD’de toplumsal hareketlerin gidip öldüğü yer. Örneğin gecen sene otomotiv sanayinde son yılların en büyük grevlerinden birini örgütleyip büyük kazanımlar elde eden Birleşik Otomotiv Sendikasının Başkanı Shawn Fain, Kamala Harris’in işçi ve emekçilerin gündelik geçim sıkıntılarını çözmeye yönelik bir program dile getirmemesi ya da sendikanın bir diğer talebi Gazze’de ateşkese yönelik bir adım atmamasına rağmen Harris’e destek açıkladı. Sürekli genel grev ihtiyacından bahseden, sendikalı işçilerle birlikte ön saflarda İsrail’e silah taşıyan gemileri limana demirleten, “radikal” sendikacı olarak anılan Fain geçen haftaki Demokrat Parti kongresinde kürsüye Harris tişörtü ile çıkıp Trump’a karşı keskin eleştirilerinin dışında çok da bir şey söylemeden indi.

Diğer sendikalar da Trump ihtimaline karşı benzer durumda. Zaten Biden’a daha önce destek açıklamış olan ABD’nin en büyük işçi sendikaları konfederasyonu Amerikan Emek Federasyonu ve Endüstriyel Örgütler Kongresi geçtiğimiz hafta Harris’e de desteğini açıkladı. Hizmet İşçileri Sendikasından Birleşik Çelik İşçileri Sendikasına kadar tek tek yüz binlerce üyesi olan sendikalar da Demokrat Partiye desteklerini açıkladılar. Ancak iki parti de işçilerin taleplerini kale almıyor.

İŞÇİLER NE İSTİYOR?

Arizona Eyalet Üniversitesinin çalışma ve demokrasi merkezi gibi araştırma kuruluşlarıyla birlikte Jacobin dergisi son yıllarda “işçiler seçimlerde ne istiyor” eksenli araştırmalar yürütüyor. Buna göre Amerikan işçi sınıfı seçimlerde işçi kökenli adaylar, ekonomik ve politik elitlere karşı söylemler, gündelik geçim sıkıntılarını dile getiren ve en önemlisi de iş garantisi veren parti, aday, ve programlar istiyor. Ne büyük sürpriz. 2016’da Trump, yalandan da olsa kendisini Amerikan ana akım politika ve politikacıların antitezi olarak pazarlayıp bir de yeni iş olanakları yaratmaktan bahsedip, ülkenin çürümekte olan altyapısını yenileme ve madencilik ve üretimi tekrar canlandırma sözü verince büyük sendikaların Demokrat Partiyi desteklemelerine rağmen seçimleri kazanmıştı. Bugün Harris seçilirse kabinesine Cumhuriyetçi bakanlar alacağından söz ediyor, ama işçi, emekçilerin taleplerinden, savaş karşıtı ve kendisini sol ya da ilerici tanımlayan seçmenlerin taleplerinden bahsetmiyor. “Siyaset uzlaşmadır,” diye nutuklar atıyor Demokrat Partililer, ama ne hikmetse hiç emekle değil, hep emek düşmanlarıyla uzlaşmayı seçiyorlar.

İşçilerin bir diğer talebi de Gazze’de ateşkes ve İsrail’e silah sevkiyatının durdurulması. ABD’de sendikalar Gazze’de devam eden soykırıma en erken karşı çıkan örgüt ve gruplardan. Örneğin Kanada ve ABD’de örgütlü Uluslararası Boyacılar ve Bağlı Meslekler Sendikası, Gazze’de olan biteni soykırım olarak tanımlayan ilk örgütlerden, ve simdi de devasa boyutlardaki emeklilik fonlarını İsrail’le ilişkisi olan şirketlerden çekiyorlar. Henüz daha soykırım karşıtı öğrenci protestoları başlamadan, ocak ayında, çeşitli sendikalardan yüzlerce işçi Oakland Limanında İsrail’e silah sevkiyatı yapan gemilerin limanı terk etmesini gün boyu engellemiş, ve 200’ü aşkın sendika ve emek örgütü ateşkes çağrısı yapıp Biden yönetimini kınamıştı. Ancak aynı sendikalar bu soykırımı mümkün kılan önce Biden simdi de Harris’e destek açıkladılar. Yani sermaye açısından iki partili denen, aslında bir buçuk parti bile olmayan, bu sistem gayet iyi çalışıyor. Sendika yönetimleri bu sistemi kırmak için mücadele etmeyi kendi çıkarlarına uygun görmüyorlar.

MAKSAT GÖRÜNTÜ OLSUN

Bir yandan da işçilerin taleplerinin seçimlerde duyulması, dillendirilmesi için bu iki parti nezdinde uğraşan sendikaların çabaları boşa çıkarılıyor. ABD, Kanada ve Porto Riko’da örgütlü, 1.3 milyonu aşkın üyesi ile Amerika’nın en büyük sendikalarından olan Uluslararası Taşımacılar Birliği Sendikası1 başkanı hem Cumhuriyetçi Parti hem de Demokrat Parti kongrelerinde kürsüye çıkmak istedi. Cumhuriyetçiler bu isteği kabul edip sendika başkanı orada konuşma yapınca bu kez Demokratlar orada konuştu diye kendi kongrelerinde konuşma yapmasına izin vermedi. Bu gelişmeler üzerine tarihsel olarak hep Demokratları desteklemiş olan sendika bu secimde henüz bir adaya destek açıklamadı. En son Harris ile bir görüşme talep ettiler ancak bu görüşme de henüz gerçekleşmedi. Bu süreç iki partinin de işçilere yaklaşımını özetliyor: maksat görüntü olsun. İşçi, emekçi yanlısı hiçbir plan, programı olmayan Cumhuriyetçiler görüntü olsun diye kongrelerinde konuşturuyor; işçi emekçi yanlısı bir plan program açıklamayan Demokratlar da Cumhuriyetçi Parti kongresinde konuşuyor görüntüsü verdi diye kendi kongrelerinde konuşturmuyor. Kimsenin adamın ne dediği, ne talepleri dile getireceği ile ilgilendiği yok.

2022’nin sonlarında demir yolu işçilerinin grevini “Ekonomiye zarar verir” bahanesiyle yasaklayan Biden, 2023’te Trump’ın grevdeki otomotiv işçilerini göstermelik ziyaret planını öğrenince apar topar işçilerin grev hattına katılmış ve oradan görüntü vermişti. Sonra da mitinglerde kendi kendine “en işçi yanlısı başkan” sıfatı taktı. Ancak işçiler de bu maksat görüntü olsun yarışının farkında. Yukarıda bahsettiğim araştırmalara göre isçiler parti ayrımı gözetmeksizin cesur istihdam politikalarını destekleyen, işçi sınıfı kökenli ve ekonomik olarak popülist söylemleri olan adayları destekleme eğiliminde. Demokrat Partiden aday olmak isteyen ve kendilerine emek yanlısı, ilerici diyenlere işçilerin tavsiyesi ise işçi sınıfına sürekli ihanet eden Demokrat Parti oluşumundan ve kodamanlarından kendilerini uzaklaştırmaları.

[1] Kısaca “Teamsters” diye anılan ve Kamyon Şoförleri Sendikası olarak da bilinen sendika aslında çok daha geniş ve çeşitli iş kollarında örgütlü.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa