01 Eylül 2024 04:31

Kentte dolaşan kanser

NAe São Paulo savaş gemisi

NAe São Paulo savaş gemisi | Fotoğraf: Wikimedia Commons

Paylaş

İngiltere’nin işyeri sağlık ve güvenliğine ilişkin ulusal düzenleyicisi HSE tarafından asbest maruziyetinin neden olduğu Mezotelyoma (akciğer zarı ve karın zarı kanseri) istatistikleri raporu önceki günlerde yayınladı. Asbest, kristalize bir grup mineralin ticari adı. Yunanca “söndürülemez, yanmaz” anlamına gelen “asbestos”, ısıyı ve elektriği yalıtma nitelikleri nedeniyle en yoğun 1930-1980 arasında, çıkarılıp, işlenip, çeşitli şekillerde piyasaya sürülen, “mucizevi lif” denilen bir maden. Mezotelyoma, asbest liflerinden solunduktan sonra gelişmesi yıllar süren bir kanser türü, genellikle semptom başlangıcından sonra hızla ölüm gerçekleşiyor. Yıllık ölümler İngiltere’de son 50 yılda hızlı bir artış göstermiş ve birçok ölüm geçmişe atfedilmiş. Mesleki asbest maruziyeti 1950-1980 yılları arasında yoğunlaşmış. Rapora göre 2022'de Büyük Britanya'da 2.257 mezotelyomaya bağlı ölüm yaşanmış. Raporda bu ölüm sayısı, 2021'de 2.290, 2012 ile 2020 arasındaki dönemde yıllık ortalama 2.529. Erkekler arasında kadınlara göre ciddi oranda yüksek ölüm sayıları, geçmişteki asbest maruziyetlerinin, erkek egemen mesleklerde meydana gelme eğiliminin göstergesi.

EN AZ 500 BİN İNSANIN ÖLÜMÜNE…

Asbeste maruziyet ile hastalığın ortaya çıkması arasında çok uzun bir süre olmasından dolayı, hastalık nedeninin ve bağlamının tespiti zor. Ayrıca asbest bulaşmış elbiselere ikincil olarak maruz kalanların, asbestli binalarda eğitim görenlerin, hizmet verenlerin de risk altında olduğu araştırmalarla kanıtlanmış. Asbest, 1930’lardan sonra Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırma Merkezinin “kanserojen maddeler” listesinde Grup 1A kanserojen madde olarak belirlenmişti. Fakat Avrupa’da tüm türlerinin çıkarılması, ticareti, üretimi ve tüketiminin yasaklanması, asbest üretici firmaların baskıları ve lobi faaliyetlerine karşı çoğu zaman halk/çevre ve emek hareketleri sayesinde ancak 1980’ler ve 1990’ların ikinci yarısı arasında sağlanabilmişti. AB ölçeğinde 1999 Direktifi ile bütünsel yasak benimsenmiş, bütünsel yasaklama tüm üye ülkelerde 2005’te, Türkiye’de ise 30 Aralık 2010’da gerçekleşti. 1999 yılında Avrupa Toplulukları (EC), Dünya Ticaret Örgütüne verdiği ilk yazılı sunumda, asbeste bağlı kanserlerin 2030’a kadar en az 500 bin insanın ölümüne yol açacağı ifade edilmişti. Türkiye’de ise asbeste bağlı ölümler, solunum yolu yetmezliği olarak kaydedilip, halk sağlığı ve meslek hastalıklarının görünmez hale getirilmiş kör kuyusuna atılıyor. 

MEZOTELYOMA DAVASINDA İLK TAZMİNAT

İstanbul Kasımpaşa'daki Camialtı Tersanesinde 1. sınıf elektrik kaynakçısı olarak 16 yıl çalışan Mustafa Zafer Genç, 1990 yılında SSK'den emekli oldu. Emekli olmasının üzerinden 19 yıl geçtikten sonra 20 Ağustos 2009’da 'sol yan ağrısı ve nefes darlığı' şikayeti ile İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine giden Genç'e, yapılan testlerin ardından akciğer zarı kanseri 'malign plevra mezotelyoma' teşhisi kondu. Emekli olduktan 19 yıl sonra vefat eden Mustafa Zafer Genç’in vefatından 10 yıl sonra mezotelyoma, meslek hastalığı olarak kabul edilmişti. Mezotelyoma davasında ilk defa Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ tazminata mahkûm edildi. Çevre Bakanlığı'nın verilerine göre Aliağa’da gemi sökümünde her yıl 50 tonu asbest olmak üzere, 15 ton tehlikeli atık “bertaraf usulü”ne göre bertaraf ediliyor.

BELEDİYELER ASBEST DENETİMİ YAPMIYOR

Türkiye’de ise asbest kullanımı 2010 yılında yasaklanmışsa da yüksek miktarda ithal edildiği 1970’lerin ortasından 1990’ların ortasına kadar inşa edilen yapılar bugün kentsel dönüşüm adı altında yıkılıyor, yıkımla birlikte bu madde lif halinde havaya karışarak canlılar tarafından solunuyor ve insanların gündelik hayatlarını da tehdit ediyor. Depremler, kentsel dönüşüm ve yıkım, tadilat ruhsatlarında hâlâ belediyelerin çoğunluğu tarafından bir denetim yapılmıyor. Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik gereği, yapılardaki asbest ve benzeri tehlikeli kimyasal içeren imalatlar sökülüp uzaklaştırılmadan, Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine göre de seçici yıkım yapılmadan ana yıkıma geçilemez. Asbest içeren tehlikeli maddelerin, yıkım öncesi kontrollü bir şekilde uzaklaştırılması ve bertaraf edilmesi için ülkenin yüzde 90’ında, yeni seçilen muhalefet belediyeleri de dahil, herhangi bir çalışma yapılmıyor. Asbest sökümünde çalışan işçiler ve yakınındaki insanlar ve çevredeki tüm canlılık asbeste maruz kalıyor. Sökümden elde edilen asbestli atıklar hâlâ belediye çöplüklerine atılıyor. Asbestli atığın uluslararası standartlarda bertarafını sağlayacak tesisler çok sınırlı. 

DENİZLİ ÖRNEĞİ

Denizli şehir merkezinde son 6 yıl içinde yıkılan üç kamu binasında hiçbir önlem alınmadı. Eski İl Özel İdare binası, Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Binası, Ziraat Bankası Binası… Binalar imal tarihi çok eski yıllara dayanıyor ve kentin tam merkezi bir yerinde; cami, valilik binası, alışveriş merkezleri, hastane gibi toplu yaşam alanlarının olduğu bir yerde tadilat ve yıkım yapıldığından dolayı halk sağlığı açısından çok önemli. Konu ile ilgili olarak; uygulanması gereken ve ihtiyaç duyulan "Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik" kapsamında; hizmetlerin verilmesine ilişkin bir çalışma yapılmış mıdır? Yıkım öncesinde ve yıkım sırasında; yıkım alanında ve çevresinde risk varlığını tespit etmek için havada asbest lif yoğunluğu ölçümü yapılmış mıdır? Emredici yönetmelikler gereği Asbest Söküm Uzmanı görevlendirilmiş midir? Asbest söküm planı hazırlanmış mıdır? Bu sorularıma Denizli Büyükşehir Belediyesi “Biz bir çalışma yapmadık” yanıtı verirken; Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü de lafı dolandırıp topu ilçe belediyelerine attı. Dünyada asbeste bağlı kanserler 100.000’de 10’dan az. Türkiye’de ise çevresel asbestin endemik etkisiyle 100.000’de 700 civarında. Son yıllarda Türkiye’de kentsel dönüşüm ve deprem yıkımları asbest maruziyetini arttırdı. İngiltere’de asbeste bağlı ölümlerin sayısı yılda yaklaşık 2 bin 500 ise gemi söküm tersaneleri, son depremler ve kentsel dönüşümleri de birlikte düşündüğümüzde Türkiye’de nedir?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa