02 Eylül 2024 06:38

Cevdet Yılmaz harçlık değil hesap vermeli: İşgücü uyum programı hikayesi

Cevdet Yılmaz

Fotoğraf: Berkan Çetin/AA

Paylaş

Kamuda “Haftada 3 gün gitmeli” ve “Harçlık ödemeli” yeni bir işgücü uyum programı ilan edildi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ayrıntıları açıkladı: Amaç işsizliğin azaltılması, “Çalışma hayatı dışındaki bireylerin çalışma disipliniyle tanıştırılması ve istihdam dünyasına kazandırılması”.

Kulağa hoş geliyor. Kimileri “En azından harçlık olur, boş kalmazlar” diye düşünüyor. Mantık şöyle: İşsizlik ölümse, harçlık bir nevi sıtma. Sıtmaya razı olalım.

Hükümetin planı ise olağanüstü: Milyonlarca işsizin olduğu bir ülke yarat, üstüne insanları harçlıkla çalıştır ve iyilik yapmış gibi görün.

Yine de en Pollyanna bakış bile hikayedeki hileyi görebiliyor.

Açalım:

1. Bu program işsize iş sağlamıyor

Cevdet Yılmaz, her ne kadar amaç işsizliği azaltmak diyorsa da bu uygulama ile işsizlik elbette azalmıyor.

Öncelikle uygulama haftada 3 gün. Günlük 566 TL cep harçlığı. Haftalık 1698 TL, aylık 7 bin 924 TL. Asgari ücretin yarısı bile değil. Yol parası yok. Yemek parası yok. Günlük 200 TL olsa sadece dışarıda yemek masrafı 3 bin TL’ye yakın.

Şimdi, cep harçlığı ile çalıştırılan birisi için, “Artık işsiz değil” mi diyeceğiz.

Mesela bu insan cep harçlığıyla kirasını ödeyebilecek mi?

İhtiyaçlarını karşılayabilecek mi?

Yılmaz da bunun farkında: “Aynı zamanda eğer isterlerse başka bir işte çalışma imkanına da sahip olmuş olacaklar.”

Sayın Yılmaz, akıl izan, dalga mı geçiyorsunuz? Başka bir iş imkanına sahip olsalar niye harçlıkla çalışsınlar?

Yılmaz şunu demek istiyor da, diyemiyor: “Bakmayın lüks mekanlarda toplantı yapıp hava attığımıza. İşsizlik, istihdam diye koca koca laflar ettiğimize. Harçlık veriyoruz harçlık. Bununla yemek yer, çay içersiniz. Belki biraz da market. Benim size bir ayda verdiğim harçlık tek bir uçak seyahatimi beeeeeelki karşılar. Gidin başka bir işte daha çalışın. Üç gün bize, dört gün başkasına. Tabii iş bulabilirseniz.”

Özetle bu bir iş değil. Bedavaya yakın çalışmak. Köle gibi. Harçlıkla, yol ve yemek karşılığında.

2. Devlet ucuz iş gücü arıyor

Cevdet Yılmaz heyecanlı, ağzında bakla ıslanmıyor. “Program, daha az maliyetle daha fazla kişiye ulaşma imkanı sunacak” diyor.

Daha az maliyet? Kim için? Hükümet için…

Ancak Yılmaz’ın “daha az maliyet” dediği emekçiler için daha fazla yoksulluk, geçim derdi, stres, huzursuzluk, adaletsizlik demektir.

Ama dediği doğru: Ucuz iş gücü eşittir düşük maliyet.

Dolayısıyla, Şimşek ile IMF’ye gerek kalmadan “kemer sıkma” programı uygulanırken, bu iş gücü programı daha da bir anlam kazanıyor.

Şimşek programında “tasarruf” vardı, kamu harcamaları azaltılacaktı: Yani, daha az eğitim, daha az sağlık, halka daha az hizmet, daha düşük maliyet.

Tutarlı.

İlk olarak, harçlık programının kamuya maliyeti sıfır.

Harçlığın kaynağı kim? İşçilerden kesilen primlerle oluşturulan İşsizlik Fonu.

Ne karşılığında? Bakın az iş değil. Harçlıkla insanlara yaptırmayı planladıkları işler şunlar:

  • Engelli, yaşlı ve hasta bakımı,
  • Çocuk bakım işleri,
  • Tarımsal üretim ve hayvancılık,
  • Ağaçlandırma,
  • Temizlik, bakım ve onarım faaliyetleri,
  • Geri dönüşüm ve atık imha faaliyetleri,
  • Park-bahçe ve benzeri işler.

Dolayısıyla devlet ve taşeron şirketler, eğitim değil yoğun emek gerektiren bu işleri işçilere harçlık karşılığında yaptıracak.

“Peki, bunu kim yapar?” “Üç kuruşa kim çalışır” diyebilirsiniz.

Halkı işsiz bırakan bu sistem ölümü (işsizliği) gösterip sıtmaya (Köle gibi harçlıkla çalışmaya) razı edebilir mi, göreceğiz.

3. İşsizliği artırarak enflasyon mücadele?

Cevdet Yılmaz, harçlık programının Orta Vadeli Program hedefleriyle uyumlu olduğunu da vurguluyor.

Hatırlayalım: Şimşek programındaki yüksek faizin temel işlevlerinden birisi ekonomiyi soğutmaktı.

Ne demek bu? Yüksek faiz daha az yatırım, daha az tüketim, böylece daha az ekonomik büyüme ve daha fazla işsizlik demek. Bu neoliberal ezbere göre, ekonomi soğuyunca, işsizlik artınca ve bunların etkisiyle tüketim-talep azaldıkça enflasyon düşecek.

Şimşek’in dediği gibi program çalışıyor: Ekonomi soğuyor. İşsizlik son verilere göre aylık 0,7 puan gibi önemli bir artışla %9,2’ye yükseldi. Dar tanımlı işsiz sayısı 3 milyon 300 bin oldu. Geniş tanımlı işsizlikte durum çok daha vahim: %29 ve 11 milyon 820 bin kişi işsiz.

Aynı neoliberal paradigmanın bir de “sosyal” boyutu var. Buna göre “doğal” bir işsizlik oranı kaçınılmaz olduğu gibi iyidir. Enflasyonu düşürmek için bu “doğal” seviye yükselir. İşte, bu işsizler aktif olmalı (aktif işgücü politikaları), piyasaya hazır olmalı, esnek olmalı ve iş aramalı ki, işgücü piyasasına dahil olabilsin. “Pasif kalmasınlar”.

Bu nedenle işsizlere işsizlik maaşı gibi “eski” tip destekler (pasif işgücü politikaları) olabildiğince az sunulmalı. Az olmalı ki, milyonlarca işsiz kapıda beklesin. İşgücü piyasası “etkin”, ücretler “makul” (düşük), çalışma süreleri “esnek” (uzun ve belirsiz) olabilsin. Ama bir sosyal patlama olmaması için de sosyal politika niyetine “harçlık” verilsin. Hem iş gördürüp hem de harçlıkla bu insanlar ucuz işgücü piyasasında tutulabilsin.

Yani, neoliberal paradigmaya göre ölüm (işsizlik), sıtma (harçlıkla çalıştırma) ile yan yana yürümeli. Program çalışmalı!

4. Düşük ücret ve esnek çalışmayı yayma

Cevdet Yılmaz’a göre harçlık programı “güçlü ve sürdürülebilir bir iş gücü piyasası oluşturma” amacına da katkı sunacak. Nasıl? Esnek çalışmayla.

Kulağa hoş geliyor.

Ama “kime göre esnek” diye sormak lazım. Çoğunlukla sermayeye göre.

Yani, “ücretler esnek olmalı”: Az olabilir, asgari ücretin altına bile düşebilir.

“Çalışma süresi esnek olmalı”: Bazen az (karşılığında da az ücret) bazen de çok çalışabilirsin. Eve iş götürüp fazla mesai ücreti almayabilirsin. Pazarları “gönüllü” çalışabilirsin.

“İstihdam biçimi esnek olmalı”: 3, 6, 9 ya da 12 aylık sözleşmeyle çalışabilirsin. Taşeron şirkette istihdam edilebilirsin. Kıdem-ihbar tazminatı olmaz. Sözleşme bitince ne olacağı esnektir (belirsiz).

“Yapılan iş esnek olabilir”: Muhasebeci olarak girersin, ama arada başka evraklara da bakarsın. Belki çay da getirirsin, ne olacak? Esnemen gerekir.

Bütün bunlar, kamudaki taşeronlar dahil özel sektörde adım adım yaygınlaşmakta.

Şimdi, devlet kurumları, 3 gün (çalışma süresi esnekliği), harçlık (ücret esnekliği), 10 aylık sözleşme (istihdam esnekliği) ve ne iş verilirse yapma (fonksiyonel esneklik) modeli ile esnek çalışmanın farklı boyutlarını bizzat uygulayacak.

Harçlık uygulaması sadece kendi içeriğiyle değil, işgücü piyasalarındaki dönüşümü yaygınlaştırması ve meşrulaştırmasıyla, işçi sınıfının kazanılmış haklarını işlevsiz hale getirmesiyle hacminden çok daha tehlikeli bir düzenleme olarak karşımızda duruyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa