Yurttaş meclisleri

Geçen hafta Beyoğlu Yurttaş Meclisinin çağrısıyla yapılan forum, kültür ve sanat alanındaki sorunların tartışılmasını sağladı. Geniş bir katılımla gerçekleşen forumda hak temelli, katılımcı ve kapsayıcı kültür politikalarının geliştirilmesine dair sözler söylendi, tartışıldı.

“AKP ve onun büyük sermayenin çıkarlarına uygun bir devlet yapılanmasının antidemokratik uygulamalarına karşı ne yapılabilir?” sorusunu yıllardır soruyoruz. Özellikle CHP’nin belediyeleri kazanmasıyla bu soru daha bir genişledi. Demokratik ve toplumcu (kamusal) bir kültür sanat dünyası yaratılabilir mi? En azından muhalif belediyelerin kazandığı il ve ilçelerde. Bir anlamda yerel seçimler öncesi sinen yılgınlık ve “Bir şey yapmalı” hali seçim sonrasında bir hareketlenme yarattı. Yerellerden başlayarak hakların kazanılması ve demokratik uygulamaların hayata geçirilmesi noktasında yerel yönetimlerle yurttaşların ortak katılımcı ve şeffaf toplumcu bir yapının kurulmasına yönelik girişimler arttı. Beyoğlu Yurttaş Meclisinin düzenlediği forum bunun bir örneği olarak görülebilir. Forumda katılımcılar şu sorunları tartıştılar:

“Beyoğlu’nun kentsel ölçekte kültürel mirasının korunmasına yönelik çalışmaları ve kültür sanat bağlamında atılan adımları takipteyiz. Beyoğlu’nun sakinleri; sanatçılar, koruma uzmanları, kültür emekçileri, tiyatrocular, sinemacılar ve Beyoğlu’nun mirasına sahip çıkanlar olarak sesleniyoruz! Beyoğlu Belediyesi ile İBB Miras arasında imzalanan ve içeriği ilan edilmeyen protokol vesilesiyle kültür politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında şeffaflık ve katılımcılık taleplerimizi yeniden hatırlatma ihtiyacı duyduk. Beyoğlu Belediyesinin henüz kendi stratejik planını oluşturmadan, dolayısıyla kültürel miras alanındaki aciliyetleri, ihtiyaçları, olanakları ortaya koymadan ve bunları sivil alan ile tartışmadan ‘İBB Miras’ ile bir iş birliği çerçevesi geliştirmesini planlama, katılımcılık ve şeffaflık açısından meşru bulmadığımızı tekrar hatırlatmak isteriz. Belediyelerin stratejik planlarının, ilgili mevzuat gereği, yerel seçimlerden sonra ilk 6 ay içerisinde hazırlanıp belediye meclisi onayıyla yürürlüğe girmesi gerekiyor. Dolayısıyla Beyoğlu’da ilçe belediyesinin önümüzdeki 5 yıl boyunca uygulayacağı strateji ve eylemleri belirleyecek planın tamamlanması için oldukça sınırlı bir süre kaldı. Beyoğlu’nun önemli bir yüzü kültürel zenginliği ise bir diğer yüzü de bu zenginliğin bir parçası olan yerel sivil varlığı, kente sahip çıkma bilinci ve muhalif dinamiğidir. Bu nedenle Beyoğlu habitatının bir parçası olan topluluklar ve Beyoğlu sakinleri olarak, Beyoğlu’nun kültür politikasına, kültür mirası ve kültür alt yapısına dair kararlara müdahil olmak ve stratejik plana katkıda bulunmak.”

DEMOKRASİ MÜCADELESİ

Ülkenin gündemi yoğun. Siyaset ve ekonomi, siyaset ve kültür, siyaset ve sanat diye sıralar gideriz. Ana başlıklar hep siyasetle başlar. Her bir başlık bitmek bilmeyen tartışmaları da beraberinde getirir. Siyaset dediğimizde bir belirleyenden bahsetmiş oluyoruz ve yanına gelen her başlık ya da kavram aslında belirlenen oluyor. Dolayısıyla ekonomiden bahsettiğimizde siyasetin belirleyen olduğunu ya da kültür politikaları dediğimizde de üst belirleyenin siyaset olduğunu söyleyebiliriz. Siyaset ideolojik yapısına göre iktidarların yöntem ve uygulamalarının hayata geçirilmesinde tartıştığımız tüm sorunları yaratıyor. İktidarın siyasetine (dolayısıyla ekonomiden sanata) karşı olmak muhalefeti oluşturuyor. Yani değiştirilmesini düzeltilmesini istediğimiz sorunlar siyasete müdahale etmeyi gerektiriyor. Bunun için de sınıfsal bakış açısıyla olay ve olguları değerlendirmek gerekiyor. Yani demokrasi mücadelesi…