Barış belediyeciliği: Didim
Fotoğraf: Zeki Gül
Bazen hiç görmediğimiz, temas etmediğimiz insanlara, toplum ya da halklara ‘görünmez’ şiddet besleriz. Bu ‘görünmez’ şiddetin merkezi zihin, mekanı gönüllerimiz, özü şeyleştirme, vasatı ‘menfi’ barıştır. Faili ise malumumuz eğitim sistemi ve resmi tarih söylenceleridir. Şiddetin bu hali üstü açık kör bir kuyu misali önce kendimizi kaybettirir bize.
İki halk ya da halklar arasında ‘savaşa hayır’ demek yeterli mi? Elbette hayır. Toplumsal adaleti, hakikati içinde barındıran ‘pozitif barıştır’ esas olan. Andrew Cruney, “Birden fazla hakikatin olduğunu söylemek, hakikatin olmadığını söylemek değildir” der. Bu Ege halkları için de geçerli.
Pozitif barışa giden yol temas etmek, gündelik hayatı bir arada solumakla başlar. Geçtiğimiz 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, Didim Belediyesinin öncülüğünde Ege’nin iki yakası başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden barışseverlerin katkısı ile bunu başarmanın adımları öteye taşındı. Barış yürüyüşüne başta Samos ve Midilli’den olmak üzere çok sayıda katılım vardı. Didim Barış Şenlikleri bu yıl 29. kez hayata geçti. İlki barış belediyeciliğinin mimarlarından, sonrasında Abdi İpekçi Dostluk Ödülü verilecek olan Mehmet Soysalan’ın belediye başkanlığında yapılmıştı.
İki ayrı dut ağacından birer dalın aşılanıp iki köklü tek ağaca evrildiğini, diğer tüm diğer dalların özgür bırakıldığını görmüşsünüzdür. Bunu ortak tarih ve kültürel geçmişe sahip halklar ve ülkeler arasında da hayata geçirmek mümkün. Elbette barış ve kardeşlik; sabır, birikim, fedakarlık ve bir o kadar da emek ister…
Ege’de iki yakada birlikte doğmuş iki ayrı barış derneği, dut ağacı misali sabırla, emekle Türkiye ve Yunanistan başta olmak üzere tüm Akdeniz Havzası’nda barışı hayalden gerçeğe evirmeye çabalıyor on yıllardır: Egede Barış ve İletişim Derneği ile Midilli merkezli Siniparksy 1 Eylül Barış Günü’nü bu kez de Didim’de birlikte kutladılar.
“12 Eylül’ün karanlık günlerinde Dikili’den yükselen bir ışıkla aydınlık bir geleceğe yürüdük” diyordu Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay barış yürüyüşünün ardından.
İki yakada iki belediyede 1984’de Ege’de barış adımları atılmıştı: Dikili’den Osman Özgüven ve Midilli’den Apostolos Komninakas. Buna atıfla “Bizler Didim’de dostluğun, barışın simgesi olmaya farklı kültürleri aynı sofrada buluşturmaya devam edeceğiz” diyordu Başkan.
“Didim 75 ülke ve Anadolu’nun 81 ilinden vatandaşın bir arada yaşadığı Ege’nin yükselen barış kenti…Barış sadece bir umut değil, geleceğimize bırakacağımız en değerli miras.” sözleri çok kıymetli. Mültecisinden düzensiz göçmenine yurttaş diyebilmek pozitif barış umutlarını artırıyor.
Yunanistan’dan gelen Siniparksi Derneği Başkanı Paris Vounatsis’in selamlaması ardından benim de genel sekreterliğini yürüttüğüm Ege Barış ve İletişim Derneği adına başkan Zeynep Altıok Akatlı ise, “Barış kavramının, insanlığın kalıcı bir yaşam biçimi olmasının ön koşulunun, her toplumun eşit, özgür, adil ve insan onurunu önceleyen bir düzen içinde yaşaması olduğunu düşünüyoruz. Bu bakış açısıyla toplumsal ve evrensel barış kavramının salt savaşmama hali olmadığını bilerek barışı tanıyan, kavrayan ve içselleştiren bir toplum yaratmak için yerel yönetimlere önemli bir görev düştüğüne inanıyor, barış belediyeciliği kavramını önemsiyoruz” diyordu etkinlikte.
Didim, barış etkinliklerini duvarların ardından çıkartıp gündelik yaşam alanlarına yaymakla bir adım öne çıkıyor barış belediyeciliğinde. Altınkum Yalı Caddesi’nde Barış Yürüyüşü,
Aytepe Barış anıtında Yunanlı dostlar ile birlikte barış ateşinin yakılması ardından barışın simgesi olan beyaz güvercinlerin uçurulması ve sonrasında plaja kurulmuş bir stantta duvarsız bir mekanda “Barış Belediyeciliği” paneli: Bülent Tanık, Mehmet Soysalan ve Apostolos Komninakas.
Bir başka etkinlik daha var Didim’i barış başlığında öne çıkartan. Bu yıl 3’üncüsü. düzenlenen Didim Uluslararası Kültür Festivali bir başka barış ve kardeşlik düşü. 78 ülke temsilcisinin açılış kortejinde yer aldığı, 36 ülkenin festivalde stant açtığı bir etkinlik bu. Didim’de ikamet eden diğer ülke vatandaşları festivalde kendi ülkelerinin bayraklarıyla açtıkları stantlarda yöresel giysilerini, kültürlerini, müziklerini ve yemeklerini tanıtıyorlar. Festivalde ortak aşure, yine kardeşlik çorbası ortak yapımı çok değerli.
Bir arada yaşamı düşten gerçeğe evirmek barış belediyeciliği ile mümkün. 78 ülkeden Didim’de yaşayanları şeyleştirmemek, görünür kılmak iyi bir başlangıç.
Sağlıcakla kalın.
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29
- Tombul kentler tombul insanlar yaratır 16 Eylül 2024 04:55
- Şifa kurumundan biyo-ahlak mekanına: Hastaneler 02 Eylül 2024 05:29
- Yaşamın topukla imtihanı: Bilim mahkeme salonlarına sığmaz 26 Ağustos 2024 04:45