Omerta

Sekiz yaşındaki Narin Güran cinayeti hakkında konuşurken Prof. Adem Sözüer mafyanın omerta (suskunluk) yasasından söz ediyor. Gazeteci Nevzat Ayçiçek ise aldığı haberlere göre cinayet konusunda köyde herkesin bilgi sahibi olduğunu, kolektif bir suçtan söz etmek gerektiğini anlatıyor.

Köylülerin yardım, yataklık, bilgi ermeme davranışı mafya örgütlenmesi içinde olduklarından değil elbette. Ama mafyanın omerta yasası ve diğer yasaları ile Narin Güran’ın yaşadığı köyün yasalarının kökeni aynı: Feodal ilişkiler, aşiret ilişkileri.

Narin’in köyünden ya AKP’ye ya da HÜDA PAR’a oy çıkıyor. Narin cinayetinden sonra AKP’nin ve HÜDA PAR’ın yetkilileri köylülere sahip çıkıyor. Bu cinayet soruşturması nedeniyle köylülere fazla yüklenilmemesi, onların iyi insanlar olduğu söyleniyor. Kamuoyuna yapılan bu “tavsiyeler” muhtemelen iktidar yetkilileri tarafında açıktan ya da dolaylı olarak soruşturmayı yönetenlere de ulaştırılıyor.

Anlaşıldığı kadarıyla köyü çepeçevre araştıran kolluk ile cesedi saklayanlar adeta saklambaç oynuyor. Ceset arama yapılan yerlerden birilerince uzaklaştırılıyor, daha sonra arama yapılmış yerde saklanıyor. Üstelik cesedi saklayanlar bütün delilleri de yok etmek ve gizlemek için bütün becerilerini kullanıyorlar. Adeta seri katil, polis dizilerindeki katiller gibi.

Bu tür cinayetler, kayıplar gündeme geldiğinde basın ve insan hakları kuruluşları eski kayıp ve cinayetleri hatırlıyor. Kadın cinayetleri, kayıplar, intiharlar ya da intihar süsü verilmiş cinayetler ve katillerin bulunamadığı hukuk diliyle takibe bırakılmış (İngilizcesi ile cold files) zaman aşımı süresine kadar raflarda bekleyen ve zaman aşımı dolunca kapatılan dosyalar.

Feodal ilişkileri, aşiret ilişkilerini dağıtmak gerek. Feodal ilişkilerin kapitalizm döneminde dağılması gerekirdi ama kapitalistleşemeden emperyalizmin ağına düşmüş bizimki gibi ülkelerde emperyalizm ve iş birlikçileri feodal ilişkileri özenle korur ve kullanır. Günümüzde ABD ve AB iş birlikçisi iktidar gibi. Onun için AKP ve HÜDA PAR kolektif suç işlenen köyü ve köylüyü böylesine koruyor.  

Bu yazının yazıldığı sırada gelen habere göre gözaltındaki şüphelilerden birisi “Muhtar bana cesedi bir torba içinde verdi ve dereye gömmemi istedi” demiş. Muhtar, anlaşıldığı kadarıyla köydeki aşiret lideri, zaten ilk tutuklanan kişi.

Şimdi kimlerin sakladığını, kimlerin cinayeti gizlediğini öğrenmiş bulunuyoruz. Ama hâlâ cinayetin nedenini ve kimin işlediğini öğrenemedik. Ama tahmin ediyoruz. Narin’in cinsel saldırı sonucu ya da cinsel nedenlerle öldürüldüğü ve sonra aşiret töresi gereği cinayetin ve katilin gizlenmesi kararı alınıp, kolektif olarak gizleme eylemine girişildiği büyük ihtimal.

Kadın cinayetlerinin, töre cinayetlerinin önlenmesi için etkin güvenlik tedbirlerinin alınması, yargının doğru dürüst işlemesi falan şart ama şu feodal ilişkileri de bir an önce dağıtmak lazım. Ağalık ve aşiret sistemi artık bitmeli. Altmışlardan sonra yükselen işçi sınıfı ve devrimci gençlik hareketi ağalık sistemini geriletti, son yirmi yılın kadın hareketinin de bu konuda önemli başarıları var ama gerici iktidarlar ve yirmi senedir de AKP ağalık ve aşiret ilişkilerini güçlendiriyor. Urfa’daki seçimler, Şenyaşar ailesinin adalet arayışı ve yukarıda açıklamaya çalıştığımız cinayetler iktidar ve aşiret ilişkilerini çok güzel gösteriyor.

Sömürüye, yoksulluğa, işsizliğe, adaletsizliğe karşı olduğu gibi aşiret ve mafya sistemine karşı mücadelemizle önce mevcut iktidarı, sonra da bu düzeni değiştireceğiz. Sivrisinekleri öldürmekle yetinmeyip, bataklığı da kurutacağız.