11 Eylül 2024 10:15

Harris-Trump televizyon gösterisi: Göçmen düşmanlığı ve İsrailcilikte yarıştılar

Donald Trump ve Kamala Harris

Fotoğraf: Tayfun Coşkun/AA

Paylaş

Trump ve Harris arasındaki ilk ve büyük ihtimalle de tek canlı yayın tartışması ABD seçimlerine yakışır şekilde ve önceki Trump-Biden tartışması gibi bol yalanlı; kim daha göçmen düşmanı ve kim daha İsrailci şeklinde geçti. Ancak bu kez gösteriyi açık ara Harris kazandı. Göçmen karşıtlığı konusunda o kadar karşılıklı el arttırdılar ki Trump en son “Göçmenler insanların kedilerini, köpeklerini yiyor” deyiverdi. İki aday başta ekonomi olmak üzere hemen her konuda birbirlerini suçlayarak ‘en iyisini ben yaparım’ demekten başka dişe dokunur bir plan program da dile getirmediler. Bir mesele açık ki, kim kazanırsa kazansın Amerikalı emekçiler ve dünya halkları için bir şey değişmeyecek. Bu arada bir önceki Trump-Biden yayınında olduğu gibi reklam aralarında yine Türkiye turizm reklamı izledik. Üstelik bu kez boğaza nazir içen, eğlenen insanların görüntüleriyle...

BU KEZ "YAŞLI" OLAN TRUMP’TI

Harris aslında tutuk başladı ve Trump’ın bir dolu saçmalaması karşısında da birçok fırsatı kaçırdı. Ancak, “Trump’ın mitingleri zayıf, gelenler de kaçıyor” diye attığı oltaya Trump takılınca hakimiyeti ele aldı ve bir daha da bırakmadı. İçeriğin boş, görüntünün her şey olduğu bu tartışmalarda Trump bu kez yaşlı, sürekli zıvanadan çıkmış ve savunma halinde bir görüntü verdi. Hatırı sayılır bir kontra atak da geliştiremedi. Hatta bazı konularda Trump, kendisine benzer politikaları savunan Harris karşısında el yükseltmek zorunda hissedip daha da saçmaladı.

DIŞ POLİTİKA, EKONOMİ, SAĞLIK, KÜRTAJ

Kısa kısa bu adayların ne vaat ettiklerine bir bakalım:

Harris yine “Dünyanın en ölümcül, en güçlü savaş gücünü” yaratacağının sözünü verdi. İsrail-Filistin konusuna gelince İsrail’e desteğini açıklayarak her zaman ve her koşulda İsrail’e kendini savunma kabiliyetini sağlayacağını açıkladı. Ardından da ateşkes istediğini söyledi.

Trump ise Harris’i İsrail düşmanlığı ile suçladı ve “İsrail’den nefret ediyor, seçilirse İsrail kalmaz” dedi. Rusya-Ukrayna savaşında Trump, Putin ve Zelenskiy ile görüşerek savaşı bitirmekten, Harris ise Ukrayna’yı silahlandırmaya devam etmekten bahsetti ve Trump’ı Putin’e karşı yumuşak olmakla suçladı. Buna karşılık Trump da Harris ve Biden’ı Çin’e karşı yumuşak olmakla suçladı.

Harris, Obama döneminin ürünü mevcut sağlık sistemini savundu. Trump ise bu sistemin pahalı olduğundan bahsetti ama yerine ne önerdiğini kendisi de açıklayamadı. Bir ara insanların işyerlerinden bağımsız özel sigorta satın almalarından bahsetti ki, işçi ve emekçiler için bu mevcut sistemden de daha kötüsü demek.

Kürtaj meselesinde Trump kendisi sayesinde düzenleme yetkisinin eyaletlere geçtiğini ve bu sistemin devam edeceği söyledi. Harris ise Kongre önceki federal düzenlemeyi yasalaştıracak tasarıyı önüne getirirse onaylayacağını bildirdi. Şu anki durumda da seçimlerden sonra da böyle bir yasanın Kongreden geçecek çoğunluğu yakalaması neredeyse imkânsız. Başkan olarak başka ne önlemler alacağından ise bahsetmedi.

SENDİKALARIN DESTEĞİNİ ALDI, İŞÇİLERDEN BAHSETMEDİ

Sendikaların çoğunluğunun desteğini almış olmasına rağmen işçiler hakkında tek kelime etmeyen Harris esnaftan, orta sınıftan bahsetti. Trump ise işçilerden iki yerde bahsetti; birinde “Göçmenler siyah ve Latin Amerika kökenli işçilerin işlerini ellerinden alıyor” dedi, diğerinde ise sağlık sigortasının işçiler için pahalı olduğundan bahsetti ama yukarıda da belirttiğim gibi savunduğu sistem daha da işçi düşmanı.

Geçtiğimiz haftalarda “Kim daha çok Trumpçı yarışı başladı” demiştim. Bir ara Trump da Harris’in kendisiyle aynı kampanyayı yürüttüğünü ama seçilirse bu söylediklerinden cayacağını çünkü aslında ‘babası Marksist bir profesör’ olduğu için Harris’in de Marksist olduğunu söyledi. Harris de “Beni önde gelen 200 Cumhuriyet Partili destekliyor, hatta Dick Cheney de destekliyor” diye övündü.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa