Narin cinayeti nedeniyle akla gelenler

Fotoğraf: AA
Tek adam sistemi gibi günümüzde dünyada nadir görülen bir sisteme sahip olduğumuz gibi yine dünyada nadir görünen bir hukuk sistemine sahibiz.
AKP kendine daha fazla oy devşirmek için büyükşehir diye bir şey uydurdu ve köyleri mahalle yaptı. Narin’in öldürüldüğü yer köy ama Diyarbakır büyükşehir olduğu için o köy de Diyarbakır’ın bir mahallesi sayılıyor ama cinayet olayını jandarma soruşturuyor. Artık günümüzde jandarmanın adli soruşturmada görev yapması garip bir olay. Ben de askerliğimi jandarma olarak yaptım. Az çok biliyorum. Jandarmanın adli soruşturma eğitimi çok zayıftır. Yüzeyseldir. Eskiden dayağa dayanırdı. Falaka ve kaba dayak en temel soruşturma yöntemiydi. Şimdi jandarmada ve diğer askeri birliklerde çok sayıda profesyonel asker görev yapıyor ama onlarla da adli bir soruşturma olmaz.
Dünyanın her yerinde cinayet soruşturmalarında çok önemli bir birim vardır: “Olay yeri inceleme.” Bizde de bazı yerlerde var ama uyduruk. Ne doğru dürüst delil toplarlar ne de delillerin kaybolmasını önlerler. Olay yeri incelemenin topladığı deliller saati saatine incelenmeli. Yani tıbbi, biyolojik, balistik vb. inceleme ekipleri, ekipmanları ve bölümleri olmalı. Bizimkiler yarım yamalak topladıkları delilleri İstanbul’a incelenmesi için gönderiyorlar. Orada inceleyemiyorlarmış. Ve hâlâ İstanbul’dan bir ses yok. Çünkü İstanbul’a Türkiye’nin her yerinden böyle incelenmek üzere binlerce delil gönderiliyor. İstanbul da büyükşehir Diyarbakır da ama Diyarbakır delilleri inceleyebilecek olanaklara sahip olmadığı için onları İstanbul’a gönderiyor.
Günlerdir Narin cinayeti tartışılıyor televizyonlarda, gazetelerde, sosyal medyada. Tartışanların çoğu tahminler üzerinden ve gazetecilere verilmiş şüpheli sorgu tutanaklarına dayanarak konuşuyor. Eğer kamuoyunda bu kadar tartışılan bir olay varsa o kentin başsavcısı ve emniyet müdürü belli aralıklarla basın toplantısı yapar ve kamuoyuna bilgi verir. Onların görevidir bu iş. Jandarma komutanı (hem de üst düzey) kısa sürede çözeceğiz gibi birkaç cümlelik bir açıklama yapıyor, sonuç çıkmıyor.
Küçücük bir köyde bir cinayet işleniyor, cinayet hakkında köy halkının hepsi görgü ya da bilgi sahibi, kimse konuşmuyor ama iktidar ortağı milletvekilleri köylülere sahip çıkıyor ve şöyle insanlardır, böyle insanlardır diye övgüler düzüyor.
Ben kırk senedir bilirim, ondan önce de mutlaka tartışılıyordu: Türkiye’de bir adli polis tartışması vardır. TV’lerde ABD ve Avrupa dizlerinde gördüğümüz bir şeydir adli polis. O polisler direk savcıya bağlıdır. Kendilerine dedektif, çavuş, teğmen gibi isimler verilen polisler cinayet, hırsızlık vb. suçlarda delil toplama ve çözme konusunda özel eğitim görürler. Yıllarca aynı işi yaparlar. Onlarla eş güdümlü çalışan olay yeri inceleme ve tıbbi, balistik, biyolojik inceleme birimleri vardır. Sistem böyle işler. Bizde polis önce polis okulunda MHP ya da FETÖ’cülük eğitimi alır. Sonra gösteri yapanları nasıl döveriz eğitimi. İlk mezuniyetlerinden sonra gösterilerde bol bol vatandaş dövdürülür kendilerine. Yeterince MHP’li, dindar ve dindar olmayanlar trafiğe ya da karakollarda adli büroya gönderilir. Artık onlar oralarda ifade alırlar (İfade alırlar dediysem bilgisayarda karşısındakinin söylediklerini yazarlar sadece), ifadeye çağırırlar, savcıya evrak gönderirler vs. Amirleri savcı değil karakol amiridir. Cinayet büro da vardır ama bunlar da dört yıllık eğitim görmüş polisler arasından seçilir. Bugün cinayet büroda çalışır, bir süre sonra narkotikte, bir bakarsın terör şubesine verilmiş ya da kaçakçılığa… Onlar da çalıştıkları alanın uzmanları değildir. Onlar da önce emniyetteki amirlerine bağlıdır. Bir de ilden ile tayin olurlar. Şark tayinleri vardır vs. Yani bir yerde on sene çalışıp o yer hakkında detaylı bilgiye sahip olamazlar. Zaten çalışma alanları da geniştir. Eskiden sonuç almak için buldukları çözüm işkence idi. İşkenceyi yaparsın, şüpheli bülbül gibi öter, ifadesini yazıp savcıya gönderirsin. Delil falan toplamaya ne gerek var. Her şeyi itiraf etmiş zaten şüpheli. Şimdi de işkenceye sık sık başvuruluyor ama eskisi kadar yapılamıyor hak savunucuları sayesinde o zaman Narin cinayetindeki duruma düşüyorlar.
Neyse, konu çok uzun. Diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da demokratikleşme ve çağa uygun sistemlere geçme zorunlu. Böyle soruşturma falan olmaz.
Evrensel'i Takip Et