21 Eylül 2024 05:10

İsrail Batı’nın desteğiyle savaşı bölgeye yayıyor

patlamanın yaşandığı bir evin salonu,  duvarda oluşan siyah yanık izleri etrafa saçılan parçalar

Fotoğraf: Suleiman Amhaz/AA

Paylaş

Lübnan’da Hizbullah militanları ve üyeleri tarafından kullanılan binlerce çağrı cihazı ve telsizin salı ve çarşamba günleri İsrail tarafından patlatılması, 37 kişinin hayatını kaybetmesi, 3 bin 250 kişinin yaralanması dünyayı “şok” etti. “Şok”un nedeni saldırıdan çok saldırının biçimiydi.

Batılı emperyalist devletler doğrudan İsrail’in adını telaffuz etmeyerek taraflara “itidal” çağrısında bulundu. Çağrıda İsrail’in saldırganlığı her zaman olduğu gibi mahkum edilmedi. Perşembe günü Paris’te bir araya gelen ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya dışişleri bakanları savaşın bölgeye yayılmaması çağrısı yaptı. Ancak İsrail devletini durdurmaya da niyetli değiller. Tersine, geçen yıl 7 Ekim’de başlayan saldırıların ardından İsrail’in boşalttığı bölgeye geri dönülmesini istiyorlar.

İSRAİL LÜBNAN’DA KORİDOR OLUŞTURMAK İSTİYOR

7 Ekim’den sonra yaklaşık sekiz kilometre genişliğindeki bölge Hizbullah tarafından bombalandığı için boşaltılmıştı. İsrail Başbakanı Benyamin Natenyahu, evlerinden edilen 60 binden fazla İsraillinin söz konusu koridora geri dönmesini sağlamak için savaşı kuzeye yayacaklarını açıkladı. Bu nedenle Güney Lübnan’daki askeri operasyon için özel ordu birliklerini göreve çağırdılar. Çağrı cihazları ve telsizlerin tam da bu operasyonun kolay bir şekilde yürütülmesi için patlatıldığı anlaşılıyor.

Batılı emperyalistler bir süredir Lübnan’a söz konusu koridoru boşaltması için baskı yapıyor. Hizbullah’ın sınırdan çekilmesini resmi görüşmeler sırasında gündeme getirdiler. 2006’da “Lübnan Savaşı”nı amaçlayan 1701 sayılı BM Kararı, Litani Nehri’nin güneyinde sadece BM Barış Gücü ve Lübnan silahlı kuvvetlerinin bulunabileceğini öngörüyordu. İsrail ve Batı şimdi bu kararı öne sürerek Hizbullah’ın sınırdan çekilmesini, İsraillilerin yerleşmesini dayatıyor. Koridorun Lübnan topraklarına kaydırılması İsrail’deki gericilerin başlıca hedefi.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant de Lübnan’da meydana gelen ikinci telsiz patlaması dalgasından kısa bir süre sonra savaşın yeni bir aşamaya geçtiğini ve topyekûn savaş çağrısında bulunmuştu.

"CİHAZLAR NASIL PATLATILDI" TARTIŞMASI SÜRÜYOR

Bu arada Batı’nın Çin’den koparmaya çalıştığı Tayvan’da Hizbullah’ın siparişi üzerine üretildiği ifade edilen çağrı cihazları ve telsizlere patlayıcıların üretim sırasında mı yoksa daha sonra mı yerleştirildiği konusu belirsizliğini korumaya devam ediyor.

Planın kendisi de, istihbarat açısından sabırlı ve farklı istihbarat örgütlerinin desteğini gerektiren bir çalışma. Patlayan IC-V82 tipi çağrı cihazlarının asıl olarak Japon “Icom” firması tarafından üretildiği biliniyor. Şirketin müdürü 2014’ten bu yana yurt dışı için üretim yapmadıklarını ileri sürüyor ve daha önce taklitleri konusunda uyarıda bulunulmuş.

New York Times gazetesi ise Tayvan Gold Apollo şirketiyle bir lisans anlaşması imzalayan Budapeşte merkezli BAC Consulting şirketinin Mossad adına Hizbullah’a gönderilen çağrı cihazlarının pillerini patlayıcı PETN ile doldurduğunu ileri sürdü. Macaristan hükümet sözcüsü iddiayı yalanladı ve “Çağrı cihazları hiçbir zaman Macaristan’a gelmedi. BAC, Macaristan'da faaliyet üssü bulunmayan bir ticaret ve aracılık şirketi” açıklaması yaptı.

Bu “istihbarat başarısı” elbette İsrail’in haklı olduğu, her yola başvurma hakkına sahip olduğu anlamına gelmiyor. Tersine sivil insanların kullandığı çağrı cihazları patladı. Çocuklar öldü.

Burada zamanlama önemli. Güneyde Gazze’de 40 binden fazla insanı katleden, etki alanını genişleten İsrail rejimi, şimdi yönünü kuzeye çevirmiş görünüyor.

ALMANYA SİLAH SATIŞ ONAYI VERMEDİ Mİ?

Çağrı cihazlarının patlatılmasıyla düzenlenen saldırının yoğun tartışıldığı sırada Alman basınında ise Almanya’nın İsrail’e silah satışını düşürdüğü haberleri dolaşmaya başladı. Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) Meclis Grubunun soru önergesine hükümet tarafından verilen yanıtta İsrail’e silah satılmadığı belirtildi. Sonradan bu yılın başından bu yana İsrail’e yeni silah satış izni verilmediği ortaya çıktı. Silah ithalatının yüzde 70’ini ABD’den yüzde 23’ünü Almanya’dan yapan İsrail’in, Alman silahlarına ihtiyaç duyduğu biliniyor. Bu nedenle İsrail’in güvenliğini dış politikasının önceliği haline getiren Almanya’nın İsrail’e silah ihracatını durdurduğu yönlü haberler gerçeği ifade etmiyor. 7 Ekim saldırısından hemen sonra Almanya ek silah izinleri vermişti. Yılın başından bu yana İsrail silah almak için yeni bir başvuru yapmadığı için, Almanya da silah satış izni vermemiş doğal olarak.

Almanya geçen yıl İsrail’e 326.5 milyon avro değerinde silah ihracatına izin verdi. Bu rakam bir önceki yıldan on kat daha fazla. Bu miktarın büyük bir kısmı 7 Ekim’in ardından onaylandı. Geçen yıl devasa sipariş veren ve muhtemelen bu yıl içinde teslim alacak İsrail’in yeni bir siparişte bulunmaması aynı zamanda elinde büyük bir savaş için yeteri kadar silahın olduğu anlamına da geliyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa