27 Eylül 2024 06:08

BM’nin mecalsiz hali, çelişkiler ve savaş planları

BMGK genel kurulu, büyük bir salonda oturan üyeler

Fotoğtaf: Selçuk Acar/AA

Paylaş

New York’ta pazar günü başlayan ve bugün sona erecek Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kuruluna sürmekte olan Ukrayna, Gazze ve Lübnan savaşları damgasını vurdu. Genel Kurulun başladığı gün İsrail, savaşı bölgeye yaymak için Lübnan’ın içlerine kadar saldırılar düzenledi. Gazze’nin kuzeyinin insansızlaştırılmasından sonra sıra Lübnan’ın güneyini insansızlaştırmaya gelmiş görünüyor. Katliam ve zulümle boşaltılan bölgelere İsraillilerin yerleştirilmesi hedefleniyor. Tabii ki her zaman olduğu kendisine tam destek veren Batılı emperyalist ülkelerin sayesinde...

Daha önce olduğu gibi bu BM Genel Kurulunda da “bölgesel savaş” uyarısında bulunanlar, savaş bölgeye yayıldığında ise üç maymunu oynayarak İsrail’e destek vermeye devam ediyorlar. İsrail’in gerici rejimi ise uyarılara kulak asmadan belirlediği planları adım adım hayata geçiriyor. İş olsun diye Batılı ülkeler tarafından yapılan ateşkes çağrılarına da İsrail’in kulak astığı yok.

BM’de aralarında ABD, Almanya, Fransa’nın da olduğu ülkeler, dün, kara harekatı hazırlıkları yapan İsrail’e Gazze ve Lübnan’a düzenlediği saldırıları üç hafta boyunca durdurma çağrısından bulundular.

Kurula, iki buçuk yılı aşkın bir süredir devam eden Ukrayna savaşı da önemli ölçüde damgasını vurdu. Bunun başlıca nedeni ise Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin bir “zafer planı”yla New York’a geldiğini söylemesi. BM Güvenlik Konseyi toplantısına davet edilen Zelenskiy’nin burada söylediklerine bakılırsa koltuğunun altında “zafer planı” değil yeni “savaş planı” vardı.

Temel tezi Rusya’yı müzakere masasına mecbur edecek tarzda Ukrayna’ya destek verilmesi... Kısmen basına yansıyan ve nihai hali ABD Başkanı Joe Biden’e sunulan planda, özetle, daha fazla askeri ve mali destek, Rusya’nın merkezini vuracak uzun menzilli füzeler ve Rusya’nın şiddetle karşı çıktığı NATO ve AB üyeliğinin güvence altına alınması yer alıyor.

Zelenskiy, dünyanın desteğini alacak, Rusya’yı masaya oturmaya ikna edecek diplomatik bir plandan çok, savaşla müzakereye mecbur bırakacak bir planı sergilediği için Ukrayna savaşının kısa sürede bitirme imkanını da ortadan kaldırıyor. “Zafer planı”nın özünde Rusya’nın diz çöktürerek masaya oturtulması yer alıyor. Ancak, bunun basit bir yaklaşım olduğu ortada. Zira, Rusya’nın askeri gücü, NATO doğrudan bir savaşa girmediği takdirde Ukrayna tarafından kırabilecek düzeyde değil. Ayrıca plan Zelenskiy’nin epey acelesi olduğunu gösteriyor. Çünkü 39 gün sonra, 5 Kasım’da ABD’de yapılacak başkanlık seçimlerin sonucu her şeyi tersine çevirebilir. Cumhuriyetçilerin Başkan Adayı Trump’ın seçimleri kazanma olasılığı azalsa da yok değil.

Burada önemli olan Zelenskiy’nin BM Genel Kurulunu kendi savaş planlarını sergilemek için bir sahne olarak kullanması ve müttefiklerinin de bunu ayakta alkışlamasıdır. Halbuki, 193 ülkenin üyesi olduğu bu “dünya meclisi”nde içinde geçilen süreçte dünyanın yaşadığı ağır sorunlara küçük de olsa çözümler bulunması insanlığın beklentisi.

Ancak, “çözüm” ve “uzlaşma” adresi olması gereken BM ve onun sözleşmeleri bugün tam anlamıyla mecalsiz ve işlevsiz. Hal böyle olduğu için “savaş planı” barış planı diye sergilenebiliyor.

Ülkelerin lideri de BM Genel Kurulunda yaptıkları konuşmalarda dünyanın sorunlarının hafiflemesi için yapılması gerekenler ve kendilerine düşenleri sıralamak yerine, rakip ülkeleri hedef göstererek arı kovanına çomak sokmaya devam ettiler. Bu nedenle BM Genel Sekreteri António Guterres’in açılış konuşmasında savaşlar ve krizlerle dolu dünyadaki durumu “kasırga”ya benzetmesi yerinde bir saptama. Kasırganın en şiddetli hali şu sıralar Ortadoğu’da ve Ukrayna-Rusya sınırında dolaşıyor. Ne zaman dineceğine dair bir belirti yok. Dahası başka bölgelere uğrama olasılığı gün geçtikçe artıyor. Kasırgayı durduracak en önemli mekanizmalardan biri olması gereken BM ise dev yangın karşısında mecalsiz düşen itfaiye eri gibi her şeyi izlemekle yetiniyor.

Gerçekten de dünyanın içinden geçtiği süreçte, emperyalist devletler arasındaki çelişkilerdeki hızlanma, en geniş paydada uzlaşmayı da ortadan kaldırmış durumda. Daha önceki BM genel kurullarında sergilenen uzlaşma çabalarıyla bu kuruldaki çabalar arasında farklılıklar var. Daha doğrusu bu kurulda hiçbir çaba gösterilmedi. Almanya ve Namibya’nın öncülük ettiği ve bütün üye ülkelerin altına imza attığı “Gelecek Paktı” da bu gerçeği değiştirmiyor. Paktta yer alan 56 maddenin çok azı somut hedefler içeriyor. Bu bile dünya üzerindeki ülkeleri birleştiren ortak paydanın alabildiğince küçüldüğünü, somut değil soyut bir hal aldığını gösteriyor.

BM gibi uluslararası kurumların işlevi ve misyonu, emperyalist devletler arasındaki ekonomik ve siyasi rekabetle yakından bağlantılı. Çelişkiler derinleştikçe varlık nedenleri ve fonksiyonları azalıyor. Çünkü, kendi başlarına bağımsız güçleri olan uluslar üstü kurumlar değiller. Süren savaşlar, kopan kasırgalar karşısında bir tutum sergileyememeleri de bundan.

Bu nedenle insanlığın, emekçi sınıfların bu çürümüş ve kokuşmuş sistemin parçası olan bu “dünya meclisi”nden bir beklentisi kalmamış durumda. Yeni dünya kuruluna kadar kasırga şiddetlenerek yıkmaya devam edecek...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa