29 Eylül 2024 04:34

Yirmi altı sabıka

Yunus Emre Geçti

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Aşağıdaki bilgileri basından öğreniyoruz. Ne kadarı doğru? Henüz bilemiyoruz. Daha sonra daha fazla gerçek bilgiye ulaşacağız. Bu yazıda gerçek bilginin aktarımını değil, basında anlatılanın olabilirliğini tartışacağız.

On dokuz yaşında bir genç. Yirmi altı sabıkası varmış. Polis tarafından motosiklet çaldığı gerekçesi ile gözaltına alınmış. Gözaltında tutulduğu karakoldan kaçmış, polisler yakalamak için operasyon yapmış, yakalandığı sırada bir polisin tabancasını almış, polislerle çatışmaya girmiş ve bir kadın polisi öldürmüş. Polisler de kadın meslektaşlarının öldürülmesinin hıncını almak için şüpheliyi iyice dövdükten sonra çıplak vaziyette, bir çöp poşetinin içinde, sokak hayvanlarının barınaklara taşındığı araca bindirerek savcılığa götürmüş. İki kadın polisin kollarından tuttuğu şüphelinin çöp torbası içindeki fotoğrafı ve video kaydı da polis tarafından ya da polisin göz yumması ile basına servis edilmiş. Kadın polisi öldüren kişiyi yine kadın polisler işte böyle cezalandırıyor denmek istenmiş.

Bu görüntüler ve haberin duyulması üzerine üç konuda tartışma başladı. Birincisi, kim olursa olsun suç işlediği iddiası ile gözaltına alınan bir kişiye işkence yapılamayacağı, insan onuruna aykırı muamelede bulunulamayacağı, polisin hakim gibi suçluyu cezalandıramayacağı idi. Daha çok hukukçular tarafından dile getirilen bu yasal uyarı ve eleştiriler elbette doğruydu. Yasalara uymayan bir polisin yasa karşısındaki yeri çöp poşeti içinde götürdüğü kişi ile aynıdır. Yani her ikisi de yasayı ihlal etmiştir. Bakalım çöp poşeti içinde ve hayvan taşıma aracı ile şüpheliyi adliyeye sevk edenler de yargılanacak mı?

İkinci konu AKP iktidarının özellikle son yıllarında çetelerin ne kadar çok arttığı, gri listeden çıkmak için yapılan çete çökertme gösterilerine rağmen çetelerin; insanların sokağa çıkmaya korkacak kadar yaygınlaştığı eleştirisi idi. Elbette bu eleştiri de doğru. Ama bu konuyu üçüncü konu ile birlikte ele alalım. Üçüncü konu da yirmi altı sabıkası olan biri nasıl böyle aramızda serbestçe dolaşır?

Evet. Yirmi altı sabıkası olan biri aramızda dolaşabilir. Hatta daha ciddi suçları olanlar  da. Bu durumun pek çok nedeni var. Bazılarını aşağıda sıralayalım.

Suç ve ceza sistemimiz çağdaş standartlara uygun değil. Suçlu (Adi suçluları kastediyorum tabii ki zaten siyasi suç diye bir şey olmamalı) hapishaneye konunca ıslah olmuyor, suç işleme konusunda daha uzmanlaşıyor ve çevresi genişliyor. Bir çete içinde değilse çeteye üye olarak çıkıyor. Hapishaneler doluyor, sürekli yeni hapishaneler yapılıyor, onlar da doluyor. Bu sefer yeni infaz rejimleri icat ediyoruz. Cezasının yarısını yatırıyoruz, cezasının bitmesine iki yıl kala açık cezaevine sevk ediyoruz, oradan denetimli serbestlikle dışarı bırakıyoruz ama denetlemiyoruz. Hükümlüleri mümkün olan en kısa sürede bırakmamıza rağmen hapishaneler yine yetmiyor. Hapishanelerde 350 bin civarında kişi yatıyor. Onun birkaç katı da denetimli serbestlikle aramızda dolaşıyor.

Yirmi altı sabıkası olan biri nasıl aramızda dolaşır sorusuna gelince? Şöyle bir örnekle cevap vereyim. Bir avukat arkadaşımın baktığı davada bir genç iki arkadaşı ile birlikte bir araba çalarak birkaç gün içinde 23 otomobilin ses düzenini çalmıştı ve yakalandıktan sonra işkence ile hepsini itiraf etmişti ve 23 ayrı davadan yargılanmıştı. Davalar tabii seneler sürmüştü, hırsızlık suçu basit bir suç olduğu için bir ay civarında tutuklu kalıp denetimli serbestlikle tahliye olmuştu ve delil toplanmadan işkence ile alınan ifade ile dava açıldığı için davaların çoğundan da beraat etmişti.

Bu örnekteki gibi binlerce vaka var. Gençler yoksul aile çocukları. Çoğu okula ortaokuldan sonra devam edemiyor. Ailesinden harçlık alamıyor. İnternet sayesinde kendi yaşında bir eli yağda, bir eli balda gençleri görüyor ve onların yaptıklarını yapabilmek için çalmaya başlıyor.

Her mahallede birkaç çete var. Bu çetelere dahil olanlar çalarak, uyuşturucu pazarlayarak, kısa sürede, Tiktok’ta yediklerini, içtiklerini, giydiklerini gösterecek, zengin çocuklarıyla kendilerini kıyaslayacak kadar para kazanıyorlar ve birkaç ayda bir karakola çekilip bırakılmaları onları caydırmıyor. Çete sisteminde daha üst seviyelere baktıklarında onların siyasilerle ilişkilerini görüyorlar ve onlar gibi milliyetçi ve dindar oluyorlar; zaman zaman sosyal medyada bayrak inmez, ezan susmaz falan deyip silahlı pozlar veriyorlar, ölmezlerse çetecilik basamaklarında yükseliyorlar.

Bu suç-ceza sistemi ile her gün yeni bir hapishane açmakla bu iş çözülmez. Tabii çözülmek isteniyorsa… Mevcut iktidar ve benzer geçmiş iktidarlar bu sistemden şikayetçi değildir. Çeteler onların işçi ve emekçilerin hak mücadelesini bastırmaktaki yedek güçleridir.

Gençlerin çeteleşmesinin, uyuşturucu ve suça bulaşmasının birinci nedeni ekonomik durumdur. İşsizlik, yoksulluk, geleceksizlik gençleri suça ve çeteleşmeye itmektedir. İkinci olarak eğitim yetersiz ve yanlıştır. Parasız ve yaygın, herkese eşit olanaklar sağlayan bir eğitim sistemi olmazsa; eğitim bilimsel, araştırmaya, öğrenmeye yönelten ve sporla birlikte sürdürülen bir şekilde yapılmazsa bugünkü üniversite mezunu işsiz ve çaresiz gençlik kümeleri ile lise, üniversite mezunu çete üyelerine geçiş yaparız.

Tabii suç ve ceza sistemi çağdaş olmalı. Bir kere siyasi suç olmamalı. İnsanlar ifade, basın, örgütlenme vb. haklarını kullandıkları için suçlanmamalı. Adi suçlardan yakalananlar işkence görmemeli, adil yargılanmalı, hapishanelerde baskı görmemeli, çetelerin eline düşmemeli, hapishanelerde eğitim ve çalışma olanakları sağlanmalı, dışarı çıktığında okumuş, çalışmış, bir miktar para biriktirmiş olarak çıkmalı. Sabıkası işe girmeye engel olmamalı, devlet iş bulmakta yardımcı olmalı vb. sistem değişikliği konusuna girmiyoruz. Kapitalist bir sistemde dahi yapılabilecek şeylerden söz ediyoruz.

Son söz olarak, mevcut iktidar bugünkü sistemden memnun. Çetelerle mücadele etmiyor. Çetelerin çoğalması ve güçlenmesinin ortamını yaratıyor. Pek çok konuda ve alanda zaten kendisi de yasalara aykırı, çetelerin yöntemleri ile davranıyor. Mevcut iktidar koşullarında çeteleşmeden kurtulmak mümkün değil. Ya çetelere alışacağız, onlarla birlikte yaşamaya çalışacağız ya da iktidarı değiştireceğiz. En garantisi elbette halkın demokratik iktidarını kurmak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa