30 Eylül 2024 04:45

Hukukta zamanın geçmesi düzenlemeleri: Zaman aşımı ve hak düşürücü süre

Çatıda mola verip dinlenen işçi

Fotoğraf: Görkem Kınacı/Evrensel

Paylaş

SORU: Merhaba, ben 29.09.2017 tarihinde savunmamı vermiş olmama rağmen Kod 29 ile işten çıkarıldım. İş yerine ait nakdi bankaya yatırmakla mükellef olduğum (Normalde mağaza müdürünün görevi, iş tasvir garson görünüyor benim) o zamanın parası ile 2 bin 300 TL’yi düşürdüğümü, olayın sıcaklığı ile bildirmeme rağmen savunma sonrası 2 gün ücretsiz izin ve sonrasında çıkışım verildi. 30 güne yakın yıllık izin haklarım, son ayki maaşım hiçbir şekilde tarafıma ödenmedi. Düşürdüğüm tutar neredeyse bir maaşıma denk geliyordu. Geriye dönük maddi ve manevi tazminat davası açabilir miyim? Çünkü bu Kod 29 hâlâ karşıma çıkıyor ve her iş görüşmemde bunu izah etmek zorunda kalmaktayım. Teşekkürler.

CEVAP: Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Zamanın geçmesi, hukukta haklar üzerinde de çeşitli etkiye sahiptir. Bunlar zaman aşımı, hak düşürücü süre gibi çeşitli adlar altında düzenlenmektedir. Hak düşürücü sürede, hakkın kullanımı açısından düzenlenen süre içerisinde söz konusu hak kullanılmadan zaman geçirilmiş ise bu durumda, hakkın özü de sona ermektedir. Hak düşürücü sürenin dolması ile birlikte sadece hakkın dava edilebilmesi hususu değil hakkın kendisi de ortadan kalkmaktadır. Örneğin, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle işçi dava açmaz ise bu sürenin geçirilmesi ile birlikte bu hak düşürücü bir süre olduğu için işe iade dava açma hakkı da ortadan kalkmaktadır.

Zaman aşımı ise, zaman aşımı süresinin dolması ile birlikte, sahip olunan hak sona ermemekte sadece borçlunun zaman aşımı süresinin dolduğunu öne sürmesi ile bu hakkın dava yolu ile talep edilebilirliği ortadan kalkmaktadır.

Genel olarak kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı sürece zaman aşımı süresi 10 yıl olarak uygulanmaktadır. Kanunda aksine düzenleme olarak İş Kanunu’ndaki 5 yıllık zaman aşımı süreleri verilebilir. Kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti talebi daha önce 10 yıllık zaman aşımı süresine tabii iken 2017 yılında yapılan değişiklik ile, iş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı, iş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat, kötü niyet tazminatı ve iş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminatlar 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi kılınmıştır.

Zaman aşımı, hukukta def’i niteliğindedir ve dava açılması durumunda ön inceleme aşamasının sonuna kadar veya sözlü oturumda esasa girilmeden önce ilk duruşmada ileri sürülebilir. Hakim, hak düşürücü sürede kendiliğinden inceleme yapmasına rağmen zaman aşımı açısından ancak bir itiraz olması durumunda inceleme yapabilmektedir. Sizin sorunuzda belirtmiş olduğunuz maddi ve manevi tazminat davası açma açısından da zaman aşımı süresi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacaktır. Ancak sizin açınızdan “öğrenme”nin üzerinden iki yıllık süre geçtiği için dava açmanız durumunda karşı tarafın zaman aşımı itirazı halinde davanız açısından zaman aşımı nedeni ile davanız hakkında ret kararı verilmesi söz konusu olabilecektir. Kaldı ki iş sözleşmeniz işveren tarafından haklı nedenle feshedilmiş olduğu ve kalan ücret alacağınız için dava açmamış olmanız bu açıdan aleyhinize de işleyebilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa