Diller başka, eller başka söylüyor
Fotoğraf: Mustafa Kamacı/TCCB
Meclisin 28. Dönem 3. Yasama Yılı başladı, başladı ama ne başladı... Sabah başka söyler, akşam başka hareket eder ya da diller başka, eller başka söyler türünden sahneler yaşandı bu açılışta.
Devlet Bahçeli’nin DEM Parti eş genel başkanlarının yanına giderek tokalaşması, “Neler oluyor, siyasette yeni bir dönem mi başlıyor?” sorularını da beraberinde getirdi. Düne kadar küfrettiği, kapatılmasını istediği bir partinin başkanları ile tokalaşması… Bahçeli’nin, “Dünyada barış isterken kendi ülkemizde de barışı sağlamak lazım” sözleri…
“Bahçeli ya da Cumhur İttifakı gerçekten barış mı istiyor, yeni bir döneme mi giriliyor?” soruları kulislerde konuşulan konuların başında geliyor. DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’e sordum, “Yeni bir süreç mi, gerçekten barış mı demek istiyorlar?” diye... Koçyiğit ise “Tokalaşmaya şimdiden bir önem atfetmek, bir beklenti içinde olmak için çok erken. ‘Normalleşme’ mi bekleyip göreceğiz” görüşünde. Ama ilk testin olumsuz olduğunu; temmuz ayında tepkiler üzerine görüşmeleri yarım bırakılan öğretmenlik mesleğine ilişkin yasa teklifinde hiçbir değişiklik olmadan yeniden getirilmesi örneği ile ifade ediyor... Şimdilerde yine çok konuşulan Meclis iç tüzük değişikliğine ilişkin duyumlara da atıf yapıyor Koçyiğit ve “16 Ağustos’ta Can Atalay ile ilgili görüşmede şiddete başvuranın AKP olduğunu ancak buna çözüm olarak muhalefetin sesinin kısılması için de içtüzük değişikliğinin planlandığını” belirtiyor. Seslerinin kısılmasına asla onay vermeyeceklerini de söylüyor Koçyiğit ve ekliyor: “Sesimizi kısmayı değil, mermeri değil, şiddeti törpülesinler.”
Öte yandan sözü edilen oturumda çıkan kavgada kanların döküldüğü TBMM’de yine olası bir kavga durumunda yaralanma olmasın diye mermerlerin köşelerinin törpülendiği; ayrıca üzerine bir halı düşünüldüğü de söyleniyor. Muhalefet ise “AKP mermeri değil, kendisini, şiddet uygulayanları törpülesin” diyor.
***
Meclisin açılışında yaşananlar ve “yeni dönem” tartışmaları asıl CHP’de yaşanıyor ve “Bu makas değişikliğinin nedeni ne?” sorusuna yanıt aranıyor. Zira AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis kürsüsüne gelirken en önce Özgür Özel olmak üzere, CHP’li milletvekillerinin ayağa kalkmasının gerekçesi halen sorgulanıyor. “Erdoğan’da ne değişti de CHP ayağa kalktı?” sorusuna ikna edici bir yanıt gelmiş değil. Hatta hem kendi grubu içinde hem de tabanında bu konuda adeta ikiye bölünmüş bir CHP var.
CHP bir bütün olarak ayağa kalkmadı, içeri germeyen çok sayıda vekil ile içeri girip kalkmayan 7 vekil halen gerekçeyi sorguluyor. “Bu bir dayatma gibi geldi. Oysa bu tür kararlar konuşularak, en azından kapalı grup olmasa bile vekillerle, parti yöneticileri ile bir şekilde konuşulmalıydı” diyorlar. CHP’deki bu “makas değişikliği” tabanda da oldukça tepki aldı. Sosyal medyadan tepki gösterenler kadar, vekilleri, yöneticileri arayanların da oldukça çok olduğu kulislere yansıyor. Milletvekilleri de “Sokakta seçmene anlatmakta zorlanacağız, şimdiden bizi çok eleştiriyorlar” diyor. Ayrıca Özgür Özel’in ABD’de Türkevi’ni ziyareti, Mecliste Erdoğan’ı ayakta karşılama gibi kararları tek başına aldığı, kimseye sormadığı, görüş ve öneri almadığı eleştirileri yoğun…
***
Özgür Özel’e bir eleştiri de Devlet Bahçeli karşısındaki tutumu konusunda yöneltiliyor. Sabah grup toplantısında gazetecileri ve Özel’i de tehdit eden, hatta “çürük” diyen Bahçeli karşısında “Çok ezik durduğu” eleştirileri getiriliyor.
Bahçeli: Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor, siyasetin gereği olarak.
Özel: Yok yok efendim, Celal (Adan) Bey gibi dostlarımız duygularımızı biliyor. Herkes doğru bildiğini söylüyor, önemli olan saygıda, sevgide eksiklik göstermemek. Hürmet ederim.
Bu diyalogda Özel’in dost diye örnek gösterdiği Celal Adan ise 12 Eylül döneminde emniyette verdiği ifadede DİSK’in Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler’in ölüm emrini Türkeş’in verdiğini itiraf etmiş, cinayetin azmettiricilerinden biri olarak yargılanmıştı. Ancak Adan daha sonra bu ifadesini reddetmiş, dava da önce delil yetersizliği sonra da zaman aşımı nedeniyle düşmüştü. Adan beş dönemi MHP’de olmak üzere altı dönemdir milletvekili, şimdi ise MHP’nin Meclis Başkan Vekili…
***
Bu tartışmalar ve değerlendirmeler daha çok su götürecek gibi. CHP yönetimi ve Özgür Özel, yumuşama, yeni bir siyaset dese, kulislerde “Ne oluyor, yeni bir dönem mi başlıyor?” soruları yöneltilse de AKP de MHP de bildiğiniz AKP ve MHP. Nitekim muhalefetin Narin Güran’ın katledilmesinin soruşturulması yönündeki üç ayrı önergesi Cumhur İttifakının oyları ile reddedildi. Öğretmenliği yok edecek, adeta tüm toplumun karşı çıktığı Öğretmenlik Meslek Yasası’nın görüşmelerinin kaldığı yerden devam ediyor olması da yine muhalefetin “yeni dönem” söylemlerinin boşa düşeceğinin ilk göstergeleri.
***
Sormaya devam edeceğiz: “Narin’i kim/kimler neden öldürdü? Narin ne gördü de susturuldu? Ortalıkta dolaşan AKP’nin kutsal aile imgesini yok edecek bir ilişki mi vardı, Narin gördü de susturuldu? Ensarioğlu’na bildiğin ama sustuğun gerçek ne diye soruldu mu, ne zaman sorulacak? Devlet bu kadar mı acz içinde ki bir köyün bildiği gerçeği bulamıyor? Buldu da neden saklıyor? Üç ayrı partinin, konunun araştırılması için verdiği önerge neden reddedildi?
- 'Enerji, haberleşme, ulaşım en stratejik alanlar' 23 Kasım 2024 05:07
- AKP iktidarıdır ölümlerin sorumlusu 16 Kasım 2024 04:30
- İki tarafı keskin bıçak 09 Kasım 2024 04:43
- AÜTK lime lime edilmiş, Türk-İş’ten çıt yok! 02 Kasım 2024 05:47
- Yasayı meclisler yapmıyor! 19 Ekim 2024 05:00
- Halkın nabzı ve TBMM 12 Ekim 2024 05:01
- MEB okulları mı kapatmak istiyor? 28 Eylül 2024 04:44
- AKP’nin cumhurbaşkanı adayı kim? 21 Eylül 2024 05:42
- Narin’in köyü ve AKP 14 Eylül 2024 05:27
- 22 yıldır ülkeyi kim yönetiyor? 07 Eylül 2024 04:59
- ‘Yokluk ve yoksulluk bitmiş!’ 31 Ağustos 2024 05:36
- ‘Söyleyene değil, söyletene bak’ ya da tepkileri geçiştirmek! 24 Ağustos 2024 05:34