08 Ekim 2024 04:41

Bilinen yalanlar

basın açıklaması

Fotoğraflar: Remis Sağlam/Evrensel

Paylaş

Bu ilk değil. Bütçe açığı ve dış borçlar büyüdüğünde, pasta küçülmeye başladığında, enflasyon arttığında patronlar emekçilerin cebine saldırır. Patronların hükümeti ve basını propagandaya başlar. Emekliler devlete yük, bir çalışan dört emekliye bakmaya çalışıyor, emeklilik yaşı yükseltilmeli, devlette çok fazla insan çalışıyor, devlet küçülmeli, kıdem tazminatı kaldırılmalı, asgari ücretin ve işçi ücretlerinin arttırılması enflasyonu arttırıyor vb. Bu yalanlar son günlerde yine arttı. Evrensel ve BirGün gibi gazeteler bu yalanlara karşı halkı bilgilendirmeye çalışıyor. Aziz Çelik Hoca SGK yalanları ile ilgili günlerdir yazıyor.

 

İşçilerin, emekçilerin ve emeklilerin aldığı para alnının teridir. Bir kuruş fazla almıyorlar, tam tersine alın terleri patronlar tarafından çalınıyor. Kâr denilen şey işçilerin patronlar tarafından çalınan alın teridir. Devlet bütçesi denilen şey de işçilerin alın terlerinden oluşturulmuştur.

Eğer bütçede açık varsa, açık patronlardan alınacak servet vergisi ile kapatılmalıdır. Dış borç varsa (Ki bu borcun büyük kısmı zaten patronların borcudur) patronlar kapatmalıdır. Patronlar, dış borçtan ve bütçe açığından daha büyük bir parayı (Ne olur ne olmaz, yarın işçiler iktidara gelip bizim çaldığımız alın terlerini geri almak isterlerse diye) yurt dışına çıkarmıştır. İngiltere’de sokak satın alanlar, Dubai’ye ve ABD’ye parasını kaçıranlar, paralarını off-shore bankalara yatıranlar bilinmektedir.

 

Emekliler devlete yük değildir. Yirmi yıl da çalışsa, yirmi beş yıl da çalışsa, kırk yaşına da emekli olsa (Ki bunlar yalandır, yirmi beş senedir uygulanan SGK sisteminde bu iddiaların gerçek olması mümkün değildir) emekliler insanca yaşayacak bir emekli maaşı almalıdır. Çünkü onlar çalıştıkları sürece zaten aldıkları emeklilik parasının çok fazlasını devlete ve patronlara vergi, sigorta, kar olarak vermişlerdir. Emekliliklerinde aldıkları kendi alın terleridir.

Devlette çalışan çok değil azdır. Örneğin sağlık alanında ve eğitim alanında 3-4 kişinin yapacağı işi bir emekçiye yatırmaktadırlar ve bu sektörlerde çalışanlar olağanüstü bir sömürü ve baskıya maruz kalmaktadır.

Devlette çalışan fazlalıklar yok mudur? Vardır. İmamlar, müezzinler mesela fazladır. Dünyanın hiçbir laik ülkesinde Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurum olmaz. Yoktur. İbadet para ile yapılan bir şey değildir. Namaz kılmak isteyenler bir araya gelir, biri imam olur namazı kıldırır, biri müezzin olur, ezanı okur. Camilerin temizlik vb. masraflarını da orada namaz kılan cemaat kendi aralarında topladıkları para ile karşılar. Diyanet İşleri Başkanlığı ve yüz binden fazla maaşlı din görevlisi devlete yüktür. Asker sayısı fazladır, polis sayısı fazladır, hapishane ve gardiyan sayısı fazladır. Milletvekili sayısı fazladır, bakanlıklardaki bürokrat sayısı fazladır. Makam araçları, makam şoförleri fazladır. Dünyanın hiçbir yerinde milletvekili emekliliği diye bir şey olmaz. Milletvekilliği bir iş değildir. Geçici bir temsiliyettir, esasen para karşılığı yapılmaz, emekliliği olmaz.

Bankamatik memurluğu fazladır, eş dost kayırmacılığı fazladır. Arpalık olarak kullanılan yönetim kurulları üyelikleri fazladır.

Yalanlarınızdan bıktık. Artık emekçilerin alın terinden çalma yalanları dinlemek istemiyoruz.

Kesin sesinizi!

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa