10 Ekim 2024 04:50

Öcü

TBMM'de Emek Partisi ve işçiler toplantı yaparken

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel

Paylaş

Çocukluğumuzun kabusudur Öcü. İkiz kardeşimle beraber yapmadığınız yaramazlık kalmamıştır. En çok da aynı odayı paylaştığımız 4 yaş büyük ablam çekmiştir bizden. Bizden çıkan uğultunun altında uyuması ne mümkün. Tüm uyarılarının, yalan tehditlerinin etkisi en fazla 30 saniye olur, sonra aynı curcuna devam ederdi. Ta ki işin içerisine en büyük tehdit karışana kadar;

Öcü.

Öcü gelirse halimiz haraptı. Kafamızda “Öcü” nün hayali meali bile vardı. Gece cesaret edemediğimiz için gündüz kardeşimle Öcü’nün nasıl olabileceğini konuşa konuşa bir cisim oluşturmuştuk kafamızda.

Öcü beyazdı. Bacakları var ama ayakları yoktu. Kayarak yürürdü. Kayarken hafif bir rüzgar sesi çıkarırdı. Hiç konuşmadan yüzümüze bakar, işini yapmış olmanın donukluğuyla süzülerek giderdi. Tam kapıdan çıkarken kafasını çevirip son bir bakış atar, o da bizi susturmaya yeterdi.

Hiç görmediğimiz ama varlığından kuşku duymadığımız “Öcü” olsa olsa böyle bir şeydi. Belki de gelmişti de biz o sırada yorganın altına saklanmış olduğumuzdan görememiştik Öcü’yü. Hatta ablamın Öcü ile konuştuğuna gözlerimizle değil ama kulaklarımızla şahit olmuştuk.

“Tamam Öcü. Artık yaramazlık yapmayacaklarmış. Ama tekrar yaparlarsa gelir, onları ısırırsın.”

Eh ablam konuştuğuna, giderken de “huuuff” diye hafif bir rüzgar sesi çıkardığına göre gelen Öcü’ydü ve bir kez daha paçayı kurtarmış olurduk.

Arkadaşlarımızla konuşurken anladık ki her evin, sadece annesinin, ablasının, ağabeyinin gördüğü çoğu beyaz, ayaksız bir Öcü’sü vardı.

Büyüyünce de durumu değişmeyenler geçen gün Mecliste kapalı oturumda toplanıp Öcü’yü konuştular.

“Öcü gelirse hepinizi ısırır” diye bağırdı biri, diğerleri susup yorganın altına saklansınlar diye. Birkaç Öcü düşmanı dışında diğerleri sessizce sindi oldukları yere.

Öcü bu, hiçbir şeye benzemez maazallah.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa