15 Ekim 2024 05:11

CHP ile nereye kadar?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel

Fotoğraf: CHP Basın

Paylaş

Başımızda tek adam rejimi denen püsküllü bela var, burjuva muhalefet hakkında yazmayayım diyorum ama olmuyor.

Olmuyor çünkü son yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkmanın verdiği hız ve hevesle üst üste öz kimliğini ele veren laflar edip işler yapıyor.

Aslında Erdoğan, Bahçeli ve partileri irtifa kaybetti, gündem belirleyemez oldu ve en çok kendi dertleriyle uğraşıyor. Ancak Özel ve CHP öyle işler yapıyor ki iktidar ortakları bu düşkün halleriyle bile ataklar tazeleyip yeniden gündem belirlemeye ve toparlanmaya çalışıyor.

Özel o milliyetçi devletçiliğiyle “İçeride eleştiririz ama dışarıda, dış politikada birlikteyiz” tutumunda, buradan yakalıyorlar. “Vatan toprakları tehlikede, geç arkamıza, tek yumruk olalım” diyorlar. Özel “Öyle bir tehlike yok” diyerek AKP-MHP hamlesini savuşturma çabasında ama yine de kendi tabiriyle, bir gol yemiş oluyor. “Milli bir tehdit” oluşsa yani AKP-MHP ortaklığına karşı, arkalarına geçecek!

Benzer bir ortaklığı, Özel, bir milli maç sonrasında bir futbolcu faşizmin kurt başı işaretini yaptığında dile getirmiş ve savunup aklama çabasına girmişti. Türk adetlerindenmiş de... Kurt yol göstermişmiş de… Yetmemiş, başkan adaylığı CHP’ye 10 puan kaybettiren İzmir belediye başkanı o futbolcunun heykelini dikeceğini söylemişti.

Kılıçdaroğlu’na göre “sağa açılmak”tan başka çare yoktu. Başka türlü AKP sağı karşısında başarı kazanılamazdı. Özel “değişim” der ve genel başkanlığa talip olurken bunu eleştiriyor görünmüş ve “sol” mesajlar vermişti. Ancak Özel de bu “Sağı sağla yenme” taktiğini uyguluyor. Sağı yenecek yine sağ olduktan ve iktidar yine sağda kalacak olduktan sonra ne değişmiş olacak ki? Ahmet gidip Mehmet gelecek ama tasla hamam yerinde kalacak, belki bir-iki aşırılık bir süreliğine törpülenecek, hepsi o!

Bir örnekle somutlarsak. Şu Ankara Belediye Başkanı M. Yavaş. Şimdi MHP’li değil ama MHP kökenli bir “ülkücü”. Faşist yani. Ve bunu gizlemiyor. Özel yakınından bile geçmemesine rağmen Deniz Gezmiş’in yolundan yürüdüğü cakasını satarken adam Deniz’e küfrediyor! Aldırılmıyor. CHP demokrat ve CHP’de parti içi demokrasi var çünkü!

Başlarda iddiası yoktu. Az çok kendisini biliyordu. Giderek onun da biti kanlandı. Hele İmamoğlu’nun davalarla önü kesilmek istenmesini fırsat bildi ve sözde İmamoğlu’na tam destek olur görüntüsü verirken ellerini ovuşturmaya başladı. Üstelik açıktan yaptı bunu. “Olmam, olmayacağım” demedi, “Tabii ki neden olmasın” tutumu aldı ve “Partim gösterirse, cumhurbaşkanlığına aday olurum” deyiverdi. Oysa İmamoğlu kalubeladan beri bu koltuğun adayıydı!

Özel, “Sağı sağla yenme” peşinde olduğundan, “olmaz” demedi, lafı yuvarlamaya yöneldi.

Fakat bu M. Yavaş adaylığı tartışmaları CHP’nin sürüklenip geldiği yeri ortaya koyan net bir gösterge. İmamoğlu nasıl biri, ayrı bir sorun ancak bir faşistin sol görünümlü bir partiden ülkenin bir nolu koltuğuna adaylık peşinde oluşu CHP hakkında temel bir veri. Hele CHP, son yerel seçimlerden birinci parti çıksa bile, anketler, emekçileri mahkum ettiği yaşanmaz durum nedeniyle yerlerde sürünmesi gereken AKP’yle arasındaki farkı bir türlü açamadığını ve hâlâ yüzde 20’lerde olduğunu gösterirken… Bu adam buna nasıl cesaret ediyor ve Özel dahil kimse bir şey demiyor! Sosyalistler oy vermez. Kürtler oy vermez. Ne denli “Tek adamdan kurtulmak” masalıyla avutulsa bile CHP içindeki gerçek demokratlar vermez. Ankara yerel seçiminde desteklendi ya, Allah’ın “yürü ya kulum” dediği inancında!

Ve Özel’in sanki AKP’nin bıraktığı bir “normal” kalmış ve onunla “normal” bir ilişki olanaklıymış gibi, “sağ” eğilimli seçmeni ikna etme argümanıyla açıklayarak izlediği normalleşme taktiği. Bunu Meclis açılışında Erdoğan önünde ayağa kalkmakla taçlandırması. Kendisine küfreden Bahçeli’ye “Siyasetti, üzmedim ya” dediğinde, “Yok efendim” deyişi. S. Ateş’in öldürülmesi nedeniyle bütün deliller onu gösterirken hâlâ MHP’yi kurumsal olarak suçlamaktan kaçınarak iki başkan yardımcısını hedef almakla yetinmesi…

Hele Özel’in “Sağdan oy alayım derken sol seçmenin oyunu kaybetmeyesiniz” hatırlatması üzerine, “Kaybedersem ben kaybederim, hesabını ben öderim” deyişi. Tam bir “tek adam” mantığı.

CHP’yle değişse bile kökten hiçbir şey değişmeyecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa