18 Ekim 2024 05:00

Irak Kürdistan seçimleri ve bölgesel etkileri

IKBY seçim afişleri

Fotoğraf:AA

Paylaş

Irak Kürdistan Bölgesi’nde 2022’de yapılması gereken ancak KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) ve YNK (Kürdistan Yurtseverler Birliği) arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle iki yıldır ertelenen seçimler bu pazar yapılacak. Bu seçim tarihi, YNK’nin anlaşmazlıkların çözümü için Irak Yüksek Federal Mahkemesine yaptığı başvurunun ardından belirlenmişti. Bu başvurunun ardından Irak Yüksek Federal Mahkemesi; azınlık kotalarının düşürülmesi (111 sandalyeli parlamentonun sandalye sayısı 100’e ve azınlıklara ayrılan sandalyeler de 11’den 5’e düşürüldü), tek olan seçim bölgesinin dörde çıkartılması ve seçimlerin Irak Yüksek Seçim Komisyonunun denetiminde yapılması yönünde karar vermişti. Dolayısıyla sadece bugüne kadarki sürece bakarak bile bu seçimlerin hem KDP ve YNK arasındaki güç ilişkisinin ve hem de Kürdistan bölgesinin Ortadoğu’daki pozisyonunun şekillenmesi bakımından önemli bir dönemeç olacağını şimdiden söyleyebiliriz.

Bugün Irak Kürdistan Bölgesi’nde yönetimi fiilen tek başına elinde bulunduran KDP, bölgede son yıllarda maaşların ödenmemesinden elektrik sorununa kadar yaşanan birçok sorunun sorumlusu olarak görüldüğü için yapılacak seçimlerde bir güç kaybı yaşaması bekleniyor. Bu bakımdan Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani’nin seçimlerin hemen öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret etmesine de dikkat çekmek gerekiyor.

Buna karşın YNK’nin Lideri Bafil Talabani ise seçim kampanyasında yaşanan ekonomik sorunların yanı sıra KDP’nin, Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki operasyonlarına destek vermesi ve Rojava özerk yönetimine karşı mesafeli duruşu gibi konuları öne çıkararak “Kürtlerin birliği” gibi önemli bir konu üzerinden KDP’yi hedefe koyan bir strateji izliyor. Geçtiğimiz ağustos ayında Kerkük’ün yeni valisinin YNK’den (Rewbar Tahir) seçilmesi de Talabani’nin elini güçlendiriyor.

Bugün Ortadoğu’da Gazze’de başlayıp Lübnan’da devam eden ama asıl olarak İsrail-İran gerilimi ekseninde süren savaş Kürdistan bölgesini etkilemekle kalmıyor, buradaki aktörlerin alacağı tutumu da önemli hale getiriyor. Bu bağlamda olup biteni doğru anlamak için KDP-YNK arasındaki gerilimin arka planına ve hangi bölgesel güçlerle ilişki-iş birliği halinde olduklarına dönüp bakmak gerekiyor.

Kürdistan Bölgesel Yönetiminde önce 1998’de ve Saddam’ın devrilmesinin ardından 2005’te yapılan anlaşmalara göre güç ve yetkiler KDP ve YNK arasında paylaştırılıyor. Mesela Irak Cumhurbaşkanı YNK’den ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı da KDP’den belirleniyor ve her iki partiye bağlı peşmerge güçleri bulunuyor.

Ancak önce YNK’nin kurucularından Noşirvan Mustafa’nın partiden ayrılıp 2009’da Goran (Değişim) Hareketini kurması ve sonra dönemin Irak Cumhurbaşkanı da olan YNK Lideri Celal Talabani’nin 2012’de beyin kanaması geçirip komaya girmesi, YNK’yi parti liderliği konusunda iç çatışmalara sürükleyince KDP ve YNK arasındaki güç dengesi altüst oldu. KDP, YNK’nin içine düştüğü durumu Kürdistan Bölgesi Yönetiminin bütün güç ve yetkilerini fiili olarak elinde toplamak için bir fırsata dönüştürdü. Bu dönem gücünü arttıran KDP ve Lideri Mesut Barzani, Irak’ta IŞİD’in yenilgisi sonrasında Kürdistan bölgesindeki ‘bağımsızlık referandumu’nun da öncülüğünü yaptı. Fakat referandum sonrası Irak merkezi yönetiminin yaptığı müdahale Kerkük başta Irak Kürdistan Yönetiminin kazanımlarının önemli bir kısmını kaybetmesine yol açtı.

KDP ve Barzani’nin referandum hamlesi; ekonomik, askeri ve siyasi olarak yakın iş birliği halinde bulundukları Türkiye’deki Erdoğan iktidarından destek görmediği gibi, İran yanlısı güçlerin müdahaleleri Türkiye’ye bağımlılığı da arttırıcı bir sonuç doğurdu. Bu sürecin devamında Erdoğan yönetiminin Irak Kürdistan bölgesi sınırları içindeki ‘Pençe-Kilit’ operasyonları geldi.

Öte yandan özellikle 2014’te IŞİD’in Êzidî Kürtlerin yaşadığı Şengal’e (Sincar) ve Kerkük’e saldırısı karşısında aldığı tutum, PKK’nin Irak Kürdistan bölgesindeki prestijini ve siyasi gücünü arttırıcı sonuçlar doğurmuştu. PKK’nin Rojava için de stratejik bir konumda bulunan Şengal’deki konumlanışı, Rojava’daki PYD/SDG için de önemli bir destek oldu.

Bu gelişmeler, KDP karşısında güç kaybı yaşayan YNK’nin PKK ve Rojava özerk yönetimi (SDG) ile ittifak ilişkisi geliştirmesine yol açtı. YNK Lideri Bafil Talabani’nin özellikle 2022 sonunda Rojava’yı ziyaret etmesi büyük bir yankı uyandırmıştı.

Bu arada Süleymaniye merkezli YNK’nin de Erbil merkezli KDP’nin Türkiye ile bağımlılık ilişkilerine benzer bir şekilde İran ile ekonomik ve siyasi olarak bağımlılık ilişkileri bulunduğunu da belirtmek gerekiyor. Bu iş birliğinin sonuçlarını Şengal örneğinde olduğu gibi İran yanlısı Haşdi Şabi milislerinin KDP ve Türkiye’ye karşı konumlanışında ve PKK-YNK ile belli noktalarda ortaklaşmasında görebiliyoruz.

Ancak bu denklemi daha da karmaşıklaştıran ilişkiler de yok değil. Mesela YNK üzerinde İran gibi ABD’nin de önemli bir etkisi bulunuyor. ABD, Irak’ta İran’a karşı Türkiye-İsrail eksenini güçlendirmek için PKK’nin tasfiyesinden yana tutum alırken Rojava’da SDG ile iş birliğini sürdürüyor. KDP, Türkiye ve İsrail’le aynı eksende konumlanırken buna karşın geçtiğimiz günlerde İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın Kürtçe konuştuğu Erbil ziyaretinde KDP ile ilişkileri geliştirmeye yönelik adımlar attığını da hatırlatmak önem taşıyor.

Bütün bu gelişmeler, hem egemenlik/paylaşım mücadelesi ve hem de Kürt sorunu bakımından Erdoğan iktidarının neden bölgede İran’ı dengeleyici bir aktör olarak devreye girmeye çalıştığını da açıklıyor. Bu bağlamda Neçirvan Barzani’nin son Türkiye ziyaretinde ekonomik ilişkiler ve kalkınma yolu üzerinden PKK’nin tasfiyesi ve Türkiye’de Kürt sorunu konusunda yürütülmesi olası süreçte KDP’nin üstlenebileceği rol gibi konuların gündeme geldiğini tahmin etmek zor değil.

Sonuç olarak, bölgedeki savaş ve bağlı olarak bölgenin yeniden dizaynı yönünde süren mücadele Kürdistan’ın öne çıkan siyasetleri arasındaki çelişkileri de kaçınılmaz bir biçimde derinleştiriyor. Dolayısıyla Irak Kürdistan Bölgesi’nde hafta sonu yapılacak seçimlerden çıkacak sonuçlar, buradaki güç ilişkisinin nasıl şekilleneceği sorusuna yanıt vermekle kalmayacak; Kürt sorununun yaşandığı diğer parçalardaki gidişat ve Kürtlerin bölgenin yeniden dizaynı sürecinde nasıl bir rol oynayacağı sorularının yanıtları için de önemli bir veri olacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa