Yıkıcılar

Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel

DİĞER YAZILARI
Hakkâri’de Bir Mevsim 1 Şubat 2025
Tek gerçek 25 Ocak 2025
Dilsiz 18 Ocak 2025
Kendi başına 11 Ocak 2025
Kan durmuyor 4 Ocak 2025
Yumruklar sıkılı 28 Aralık 2024
Yürek ağrısı 21 Aralık 2024
Ayak altında 14 Aralık 2024
Tadı yok 7 Aralık 2024
Uğultu 30 Kasım 2024
YAZI ARŞİVİ

ŞARKIN SÖYLENSİN

Sesini çıkar, şarkını söyle. Susmadığını, susmayacağını bilsinler. Bağır, bağırabildiğince sesini duysun herkes. Şarkın söylensin.

ULAŞAMADIKÇA

Acıyı ne engelleyebilir? Geçmiş günlerden kalan sevinçler mi, sevgiler mi? Düşlemekle düşünmek de acıtır yürekleri. Yeniden ulaşılamadıkça sevince, sevgiye, sevgiliye.

YIKICILAR

Kuşlar konardı ağacımın dallarına. Dal dalı tartardı olgun meyvelerimle. Ne güzün rüzgarları, fırtınaları ne kışın karları yıktı beni. Üstüme beton döken yıkıcılar gelmeden.

ATEŞ RENGİ

Ne yeşil ne mavi ne boz rengi kaldı yerin. Dağları, tepeleri boğan beton yığınlarından. Üstümüzde ateş rengine dönen göğün kızıllığından.

İSTANBUL MAVİSİ

Mavidir İstanbul. Gökyüzüyle denizi karışır birbirine. Hangisinde yüzülür, hangisinde uçulur? Masmavidir ikisi de.

ÇÖKÜNTÜ

Çay çöktü mü tatlanır. Bal şeker. Deve çöktü mü binilir üstüne. Dere tepe gidersin. Çöl möl demeden. Ev çökmeden.

BAĞIR

Nasıl açı çekiyorsun sırtına bindirilen binbir yükten. Ne anlatabiliyorsun derdini ne konuşabiliyor ne de yazabiliyorsun. Bağır o zaman. Bağıralım hep birlikte.

AKIŞ

Akan su durmaz. Çevrenizde dolandıkça bet bereket katar toprağınıza. Durdurmadıkça.

OVA SERİNLİĞİ

Ova git git bitmeyen güneşli yollarıyla karşılar, kara kara dağları, karanlık koyakları aşıp gelenleri. Gülümseterek yüzünü, gölgelendirir yeri. Uzun bir yel eser, dalgalanan başakların üstünden. Yüreği serinler ovadakilerin.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et