Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat

Umut yaprakları

Reklamları Kapat
DİĞER YAZILARI
İnsan olmak 29 Ocak 2025
Anılara dönmek 22 Ocak 2025
Gemici Islığı 1 Ocak 2025
Dünden bugüne 25 Aralık 2024
Ellerinize ve yalana dair  18 Aralık 2024
Eski dostlar 11 Aralık 2024
Korku üzerine 27 Kasım 2024
Sabah esintileri 20 Kasım 2024
YAZI ARŞİVİ

Sonbaharı da neredeyse tüketmekteyiz. İçimizde bizi sarmalayan hüzün ise hemen hiç kaybolmuyor. Hüznü içinde bulunduğumuz çağda gençler pek bilmez. Şiirimizin ustalarından Ahmet Haşim kuşaklar arasındaki duyarlılık farkını bir şiirinin dizelerinde yansıtır okurlarına. Üstat şöyle der:

“Sen, ben ve o mavi deniz
Melali anlamayan nesle aşina değiliz.”

Üstelik öyle bir dönemde yaşıyoruz ki bırakın gençlerle yaşlılar arasındaki anlaşmazlığı artık yaşı ne olursa olsun ülkemde insan insanı anlamıyor, insan insanı sevmiyor. Hatta diyebiliriz ki insanların bir bölümü doğayı, doğayı evi sayan hayvanları da sevmiyor. Sevgisiz nefret dolu bir toplum olduk özetle.

İçimden geçen narı, ayvası ve dökülen yapraklarıyla çınar ağaçlarıyla eski sonbaharlar. “Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!/ Her yıl biraz daha benimsediğim.” Yazınımızın hüzün şairlerinden Cahit Sıtkı Tarancı 35 Yaş şiirindeki dizesi ile sonbaharı geçip gitmekte olan ömre benzetir her gün biraz. Diyebilirsiniz ki belli bir yaşa ulaşılınca eski anılar üşüşüyor insanın belleğine. Haklı olabilirsiniz. Belki de yaş almanın ötesinde eski zamanların güzelliklerinin belleğimize canlanması şu içinde yaşadığımız çevremizi saran kaoslu ortamdan olamaz mı? Toplumda iyilik ve kötülük arasındaki gelgitlerde insanımızın kimliği de yitip gidiyor. Ulus olmaktan çok düzensiz, uyurgezer bir kalabalık olup çıkıyoruz. Siyasi didişmeler arasında elbette yaşamın en güzel renkleri şiir, müzik, dans, tiyatro sanatının yaratıcıları da giderek azalıyor, o güzel Türkçemiz, birbirimizi anlamadığımız değişik bir konuşma üslubuna dönüşüyor. İnsanlar bu güzel dili birbirine küfür edercesine bağırarak ifade etmeye başladı nicedir. Sonbaharın hüznüne bir de ülkemdeki acıları, sıkıntıları eklediğimizde bazen yaşaya geldiğimiz bu verimli topraklarda ne kadar da öksüz kaldığımızı düşünüp duruyoruz.

Bu haftaki yazımızı da alışageldiğimiz üzere bir şiirle sonlayalım. Edebiyatımızın unutulmaz isimlerinden Özdemir Asaf’tan: “Umut Yaprakları”

Öyle bir ilk yaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgarlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular.    
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.

Evrensel'i Takip Et