24 Ekim 2024 04:55

Erdoğan-Bahçeli ittifakı: Büyük iddialar küçük hesaplarla nereye kadar?

Devlet Bahçeli ve Tayyip Erdoğan

Fotoğraf: TCCB 

Paylaş

1 Ekim günü, TBMM’nin 3. yasama yılı oturumunda DEM Parti grubuna giderek DEM Parti’li vekillerin elini sıkan Bahçeli girişimlerini sürdürüyor.

Salı günü partisinin grubunda konuşan Bahçeli “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini açıklasın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse ‘umut hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” diyerek bir hafta önce Öcalan’a yaptığı çağırıyı bir adım daha ileri götürdü.

Bahçeli’nin çağrısı MHP cenahında “tarihi bir dönemeç” olarak; yandaş medya tarafından alkışlarla karşılandı.

AKP il başkanları toplantısında konuşan Erdoğan ise “Cumhur İttifakı tarafından açılan tarihi fırsat penceresinin kişisel hesaplara kurban edilmemesini ümit ediyoruz. Siyaset kurumu, Meclis, sivil toplum, basın, akademi ve topyekûn millet olarak hep beraber terörün ve şiddetin olmadığı bir Türkiye’yi inşa edelim istiyoruz” diyerek Bahçeli’nin üç haftadır bu konuda attığı adımların arkasında olduğunu ilk kez ifade etti.

MUHALEFET OYUNA GELMEDİ

Bahçeli'nin sözlerine yanıt veren DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları “Kürt sorununun çözüm yolu, yöntemleri ve muhatapları bellidir. Ortadoğu’da ve Türkiye’de barışın muhatabı İmralı’da ağır tecrit altında bulunan Sayın Öcalan’dır… Sayın Öcalan fiziki olarak çıksın konuşsun. Herkes de ne söylediğini duysun. Kürt sorununun çözüm yeri Meclistir. Parlamentoda ve siyasette muhatap DEM Parti’dir. Demokratik zeminde siyasi partiler, demokrasi güçlerinin tamamıdır. Toplumun bizatihi kendisidir. Bir başlangıç olacaksa tecrit derhal kaldırılmalıdır. Onurlu bir barış için de inisiyatif almaya hazırız” dedi.

Pazartesi günü Edirne’de cezaevinde Selahattin Demirtaş’ı ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel salı günü partisini grup konuşmasında Bahçeli’ye yanıt verdi.

Bahçeli’nin hamlesinin en önemli yanlarından birisi DEM Parti-Demirtaş, Öcalan-Kandil arasında yaptığı ayırımla DEM Parti içinde bir bölünme yaratmaksa diğer amacı, hatta DEM Parti’den bile fazla CHP içinde bir ayrışma yaratmaktı. Çünkü Kürt sorununun böyle gündeme gelmesi CHP’nin “yumuşak karnına” vurulmuş sert bir yumruktu. Ama Özgür Özel ve CHP yönetimi bu hamleyi Demirtaş ziyareti, arkasında da bölge illeri ziyareti ile etkisizleştirmeye çalışırken, Bahçeli’nin sözlerine verdiği yanıtla da Bahçeli ve Erdoğan ittifakını hayal kırıklığına uğratmış olmalı!

Nitekim Özel; CHP grup toplantısında “Bu plan Türkiye’nin sorununu çözmek yerine Recep Tayyip Erdoğan'ın planını çözmek gibi görünüyor ve bu yüzden kötü kokuyor” dedikten sonra ekliyor: “Türkiye'de bir daha şehit gelmeyecekse, bir daha kan akmayacaksa, bir daha anaların gözünden yaş gelmeyecekse, askere silah doğrulmayacaksa bu ülke bir ve beraber olacaksa; bunun için söylenen her söz ve söyleyen her aktör kıymetlidir. Kim ne söz söylüyorsa bütün geçmişten yaşadıklarımıza rağmen bu sözlere kıymet veriyoruz. Bu ülkede terörün bitmesine, annelerin gözünün yaşının silinmesine biz tam destek vereceğiz!” dedi.

Kısacası Özel bugüne kadar CHP’nin ezberi olan ve Kürt sorununu kendisi için “yumuşak karın” yapan ezberini bozan önemli şeyler söyledi. Özel’in bölge illerine dün başlayan ziyaretinin de bu açıdan önemli olacağını söyleyebiliriz.

Bahçeli’nin çağrısına Emek Partisinden yanıt Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’dan geldi. Bayhan X hesabından yaptığı açıklamada; Bahçeli’nin açıklamalarının ekonomik ve politik açıdan sıkışmışlık içerisindeki sermayenin Saray rejimini rahatlatmayı ve güçlendirmeyi amaçladığını söyledi. Bayhan, “Belli ki Cumhur İttifakı’nın beka ve bölünme propagandası eşliğinde yeni bir siyasi operasyonuyla yüz yüzeyiz” dekten sonra atılması gereken somut adımları şöyle sıraladı:

  • İçeride ve dışarıda operasyonları durdurun.
  • Öcalan’la görüşülmesi ve sağlıklı koşullarda bir diyalog sürecinin başlaması için tecridi kaldırın.
  • Kayyum ve kumpas siyasetinden vazgeçin. Ayrımsız siyasi genel af ilan edin.
  • Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümü için Mecliste gerekli düzenlemelerin yapılması sürecini başlatın!

İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu Bahçeli’nin çağrısına, “Atatürk’ün kurduğu Meclisin kürsüsünde terörist başları değil, ancak Mustafa Kemal’in mirasçıları konuşabilir…” diyerek tepki gösterirken CHP’ye de “Vatan toprağını gezmek için icazet bekleyen sözde ana muhalefet artık bizim için yok hükmündedir” diye yüklendi ve MHP’nin tabanında çıkacak hoşnutsuzluğa oynadı. Zafer Partisi ve BBP de Bahçeli’ye benzer tepkiler gösterdi.

BÖLGE İLE İLGİLİ BÜYÜK İDDİALAR!

Kürt sorununun zaten çözüldüğünü söyleyerek Kürt sorununu “terör sorununa” indirgeyen Erdoğan-Bahçeli ittifakı;

  • Her ne kadar resmi olarak konuşurken “Kürt sorununu çözdük, şimdi de terör sorununu çözüyoruz” deseler de attıkları bu son adımla “Kürt sorununu nihai olarak çözecekleri”ni, iç barışı gerçekleştireceklerini propaganda ediyor,
  • ABD-Batı emperyalizminin bölgeyi yeniden dizayn etme, İsrail’in Türkiye topraklarında gözü olduğu, Lübnan ve Suriye’den sonra sıranın Anadolu olacağı, Filistin halkının İsrail zulmünden kurtarılması, İran’ın bölgede gerilemesi ve Rusya’nın Ukrayna savaşından dolayı bölgede eskisi kadar etkin olamayacağı nedeniyle doğacak büyük kaos ve boşluğu Türkiye’nin doldurması için “iç cepheyi” güçlendirmek istedikleri gibi “büyük hedefleri” olduğunu iddia ediyor.

İKTİDARIN AMACI KÜÇÜK OYUNLARLA BÜYÜK HEDEFLER SAĞLAMAK AMA…

Ama bu gürültülü “iç cephe”, “Kürt sorununun nihai çözümü”, “beka”, “Türkiye’nin bölgedeki büyük rolü” iddialarına daha yakından bakıldığında asıl amacın “iç cepheyi güçlendirme” gibi iddia edilenle kıyaslandığında küçük oyunlar oluğunu; dolasıyla asıl amacın,

  • İç politikada yaratılan dalgalarla muhalefetin özellikle de CHP ve DEM Parti’nin bölünmesi, AKP ve MHP’den kopmuş parti ve çevrelerin çatışmalara sürüklenmesi, “Öcalan gelsin Mecliste konuşsun” çağrısını yaparken bile Bahçeli’nin “Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı'dan DEM'e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın” diyerek daha ilk adımda bile muhalefetin en dinamik gücü olan Kürtlerin “Edirne” dediği Demirtaş’ın şahsında Kobanê davası ekseninde yürütülen ve binlerce Kürt siyasetçinin yıllardır cezaevinde tutulmaya devam edilmesi ve Kürt sorununun demokratik çözümüne dair talepleri yokmuş gibi davranılması,
  • Yoksulluk, açlık, işsizlik, enflasyon, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, çevre sorunları, kamusal hizmetlerin çöküşü, yolsuzluk, yasaklar, kadın cinayetlerinin ayyuka çıkması, çeteleşmelerin sokaklara kadar inmesi… şeklinde toplumsal yaşama yansıyan ve neresinden tutsan elde kalan çöküş alametlerinin kamuoyu gündeminden düşürülmesi
  • Böylece tek adam rejimi ve arkasındaki güçlerin iktidarının sorunsuz sürdürülmesi amaçlanmaktadır.

Tabii eğer mümkün olursa rejimin bir anayasal güvenceye de kavuşturularak Erdoğan sonrasında da güvenceye kavuşturulması, muhalefetin etkisiz, majestelerinin muhalefeti çizgisine itilmesinin Erdoğan-Bahçeli ittifakının asıl amacı olması; Kürt sorunu üstünden birkaç hafta içinde atılan adımların samimiyeti konusundaki şüpheleri de her adımda büyütmektedir.

Bölge ve ülkede büyük iç ve dış sorunlar karşısında küçük hesaplar üstüne kurulu oyunlarla nereye kadar gidilebilir, onu da yakında göreceğiz.

Ama çok bir yere gidemeyeceğini şimdiden söyleyebiliriz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa