29 Ekim 2024 04:48

Açılım senaryoları

Devlet Bahçeli

Fotoğraf: Mustafa Çiftçi/AA

Paylaş

Devlet Bahçeli’nin konuşması ortalığı karıştırdı.
Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor? Yoksa hesap başka mı?

CHP yanlısı bazı gazeteciler başlangıçta Bahçeli’nin girişimini Cumhur İttifakının yeni anayasa politikasına DEM Parti’yi kazanma manevrası olarak değerlendirdi. Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilemeyeceği kampanyası başlattılar. Bu kampanya sırasında CHP’nin en sağ kanadı İstanbul Barosu seçimlerinde dört madde propagandasını CHP Eski Milletvekili, Baro Başkan Adayı İbrahim Kaboğlu’na karşı kullandı. “Dört madde” kampanyası fazla etkili olmadı.

CHP Genel Başkanı Özel’in Bahçeli’nin deklaresine karşı “El arttırması” sonrası dört madde kampanyası bitti “Kürt açılımı” konusunda CHP’liler de tartışmaya katıldı.

Televizyonda ve gazetelerde tartışmacılar üç ana eksen üzerinde saflaştı. ‘Cumhur İttifakı Apo-DEM Parti ve iktidar bu konuyu çözsün’; CHP başta olmak üzere ‘Mesele TBMM çatısı altında DEM Parti ile görüşerek çözülsün’ ve ‘Kürt sorunu yok, terör sorunu var, o da asker ve polisle bitirilir’ diyen çevreler de yıllardır söylediklerini tekrarlamaya başladı. Dördüncü siyasi çevreyi, Emek ve Demokrasi güçlerini en sonda yazacağım.

“Yeni anayasa” gerekçesi zayıfladıktan sonra “yeni açılım”ın gerekçesi tartışılmaya başlandı. Cumhur İttifakı “İç cepheyi güçlendirmek” diyerek, bir dış cephe imasında bulundu ama fazla açmadı. Dış cephe konusunda da çeşitli senaryolar dile getirildi. Erdoğan’ın “Lübnan’dan sonra İsrail’in hedefi Suriye ve sonra Türkiye” demesi nedeniyle bir grup; İsrail’in ABD desteği ile önce Lübnan’ı, sonra Suriye’yi işgal edeceği ve sonra Rojava’daki Kürtler ile Türkiye’ye saldıracağını iddia etti. Başka bir grup, “Türkiye PKK’yi ortadan kaldırmak için Rojava’ya operasyon yapacak, onun için içerideki Kürtleri tarafsızlaştırmaya çalışıyor” diyor. Diğer bir grup “İsrail ve ABD İran’a saldıracak, Türkiye de NATO üyesi olarak bu savaşa katılacak, cephe gerisini güçlendirmek istiyor” diyor. Bir başka grup ise “ABD seçimlerden sonra Irak ve Suriye’den askerlerini tedrici olarak çekecek, yerini Türkiye’ye bırakacak, Türkiye IKBY ve Rojava’nın hamiliğini üstlenecek, buna hazırlanıyor” tezini savunuyor.

Dış cephe ve savaş senaryoları dışında savunulan bir başka teze göre ise “yeni açılım” eski açılımın devamı. Eski açılım sırasında Öcalan’ın ev hapsi ve hapishanelerdeki Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması konularında anlaşılmıştı ama Kandil’dekiler konusu çözülememişti. Devlet, “Örgütü dağıtsınlar, silahları bıraksınlar ve teslim olsunlar”,  muhatapları ise “Silahları bıraksınlar, legal bir parti olarak çalışabilsinler, Türkiye’ye ya da Avrupa’da istedikleri ülkeye gidebilsinler” diyordu; o zaman kabul edilmeyen bu karşı teklifin şimdi kabul edileceğini iddia ediyor bu tezi savunanlar. Bir Kürt gazetecinin birkaç gün önce yazdıkları da bu teze dayanak ediliyor. Kürt gazetecinin yazdığına göre Öcalan bu sene temmuz başında Kandil’e bir mektup göndermiş. (Tecritte olduğuna göre mektup devlet görevlileri tarafından ulaştırılmış olmalı). Mektupta PKK’nin kongre toplayabileceğini, demokratik bir değişim ve dönüşüm için kendini feshedebileceğini, yerine kurulacak partinin isminin Halkın Çağı Partisi (HÇP) veya Halkın Özgürlük Partisi (HÖP) gibi bir isim olabileceğini belirtmiş; PKK merkez yöneticileri de 19 Temmuz günü gelen mektubu görüşmüş ve mektupta yazılanlara itiraz etmemişler.

Emek ve demokrasi güçlerinden gelen açıklamalarda ise iktidarın somut adımlar atması çağrısı yapılıyor. Umut hakkının hukuki bir gereklilik olduğu, AİHM’nin bu konuda on sene önce verilmiş kararı olduğu, bu kararın yerine getirilmesinin pazarlık konusu olmaması gerektiği, Demirtaş ve Kobanê kumpas davası mahpuslarının, Gezi hükümlülerinin hukuken serbest bırakılması gerektiği, DEM Parti’li belediyelere yapılan baskı ve hukuk dışı uygulamaların sona erdirilmesi gerektiği belirtiliyor. İçte ve dışarıda savaş politikalarından vazgeçilmesini, ayrımcı, ırkçı söylemin yerine barışçı bir dilin geçirilmesi gerektiğini söylüyorlar.

Bir de tabii, kimse Cumhur İttifakının ve devletin samimiyetine güvenmiyor.

Top iktidarda. Samimi mi, değil mi? atacağı adımlardan belli olacak.    

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa