Açılım senaryoları
Fotoğraf: Mustafa Çiftçi/AA
Devlet Bahçeli’nin konuşması ortalığı karıştırdı.
Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor? Yoksa hesap başka mı?
CHP yanlısı bazı gazeteciler başlangıçta Bahçeli’nin girişimini Cumhur İttifakının yeni anayasa politikasına DEM Parti’yi kazanma manevrası olarak değerlendirdi. Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilemeyeceği kampanyası başlattılar. Bu kampanya sırasında CHP’nin en sağ kanadı İstanbul Barosu seçimlerinde dört madde propagandasını CHP Eski Milletvekili, Baro Başkan Adayı İbrahim Kaboğlu’na karşı kullandı. “Dört madde” kampanyası fazla etkili olmadı.
CHP Genel Başkanı Özel’in Bahçeli’nin deklaresine karşı “El arttırması” sonrası dört madde kampanyası bitti “Kürt açılımı” konusunda CHP’liler de tartışmaya katıldı.
Televizyonda ve gazetelerde tartışmacılar üç ana eksen üzerinde saflaştı. ‘Cumhur İttifakı Apo-DEM Parti ve iktidar bu konuyu çözsün’; CHP başta olmak üzere ‘Mesele TBMM çatısı altında DEM Parti ile görüşerek çözülsün’ ve ‘Kürt sorunu yok, terör sorunu var, o da asker ve polisle bitirilir’ diyen çevreler de yıllardır söylediklerini tekrarlamaya başladı. Dördüncü siyasi çevreyi, Emek ve Demokrasi güçlerini en sonda yazacağım.
“Yeni anayasa” gerekçesi zayıfladıktan sonra “yeni açılım”ın gerekçesi tartışılmaya başlandı. Cumhur İttifakı “İç cepheyi güçlendirmek” diyerek, bir dış cephe imasında bulundu ama fazla açmadı. Dış cephe konusunda da çeşitli senaryolar dile getirildi. Erdoğan’ın “Lübnan’dan sonra İsrail’in hedefi Suriye ve sonra Türkiye” demesi nedeniyle bir grup; İsrail’in ABD desteği ile önce Lübnan’ı, sonra Suriye’yi işgal edeceği ve sonra Rojava’daki Kürtler ile Türkiye’ye saldıracağını iddia etti. Başka bir grup, “Türkiye PKK’yi ortadan kaldırmak için Rojava’ya operasyon yapacak, onun için içerideki Kürtleri tarafsızlaştırmaya çalışıyor” diyor. Diğer bir grup “İsrail ve ABD İran’a saldıracak, Türkiye de NATO üyesi olarak bu savaşa katılacak, cephe gerisini güçlendirmek istiyor” diyor. Bir başka grup ise “ABD seçimlerden sonra Irak ve Suriye’den askerlerini tedrici olarak çekecek, yerini Türkiye’ye bırakacak, Türkiye IKBY ve Rojava’nın hamiliğini üstlenecek, buna hazırlanıyor” tezini savunuyor.
Dış cephe ve savaş senaryoları dışında savunulan bir başka teze göre ise “yeni açılım” eski açılımın devamı. Eski açılım sırasında Öcalan’ın ev hapsi ve hapishanelerdeki Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması konularında anlaşılmıştı ama Kandil’dekiler konusu çözülememişti. Devlet, “Örgütü dağıtsınlar, silahları bıraksınlar ve teslim olsunlar”, muhatapları ise “Silahları bıraksınlar, legal bir parti olarak çalışabilsinler, Türkiye’ye ya da Avrupa’da istedikleri ülkeye gidebilsinler” diyordu; o zaman kabul edilmeyen bu karşı teklifin şimdi kabul edileceğini iddia ediyor bu tezi savunanlar. Bir Kürt gazetecinin birkaç gün önce yazdıkları da bu teze dayanak ediliyor. Kürt gazetecinin yazdığına göre Öcalan bu sene temmuz başında Kandil’e bir mektup göndermiş. (Tecritte olduğuna göre mektup devlet görevlileri tarafından ulaştırılmış olmalı). Mektupta PKK’nin kongre toplayabileceğini, demokratik bir değişim ve dönüşüm için kendini feshedebileceğini, yerine kurulacak partinin isminin Halkın Çağı Partisi (HÇP) veya Halkın Özgürlük Partisi (HÖP) gibi bir isim olabileceğini belirtmiş; PKK merkez yöneticileri de 19 Temmuz günü gelen mektubu görüşmüş ve mektupta yazılanlara itiraz etmemişler.
Emek ve demokrasi güçlerinden gelen açıklamalarda ise iktidarın somut adımlar atması çağrısı yapılıyor. Umut hakkının hukuki bir gereklilik olduğu, AİHM’nin bu konuda on sene önce verilmiş kararı olduğu, bu kararın yerine getirilmesinin pazarlık konusu olmaması gerektiği, Demirtaş ve Kobanê kumpas davası mahpuslarının, Gezi hükümlülerinin hukuken serbest bırakılması gerektiği, DEM Parti’li belediyelere yapılan baskı ve hukuk dışı uygulamaların sona erdirilmesi gerektiği belirtiliyor. İçte ve dışarıda savaş politikalarından vazgeçilmesini, ayrımcı, ırkçı söylemin yerine barışçı bir dilin geçirilmesi gerektiğini söylüyorlar.
Bir de tabii, kimse Cumhur İttifakının ve devletin samimiyetine güvenmiyor.
Top iktidarda. Samimi mi, değil mi? atacağı adımlardan belli olacak.
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48
- Yirmi altı sabıka 29 Eylül 2024 04:34
- İnsancıl hukuk 24 Eylül 2024 04:45
- Narin cinayeti nedeniyle akla gelenler 17 Eylül 2024 04:49
- Omerta 10 Eylül 2024 04:51
- Türkiye'de emekçi sınıfın durumu 03 Eylül 2024 04:50