31 Ekim 2024 04:58

İnsanca yaşayacakları bir asgari ücret için işçiler kendi ölçütlerini koymalı!

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Paylaş

Cumhuriyet’in 101. yılı kutlamaları vesilesiyle kameralar karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir aydan beri tartışılan Kürt sorunu, ama “Kürt sorunu yoktur” iddiaları, etrafında “Teröre son verme” üstüne hamasi vaatleri yineledikten sonra ekonomiyle ilgili sorunlara geldi.

Ekonomik durumun son 6 yılda milletin hayatında yol açtığı zorlukların farkında olduklarını” söyleyen Erdoğan sözlerini “Türkiye Yüzyılı olarak adlandırdığımız, aydınlık yarınlara kavuşmak için önümüzde aşmamız gereken az sayıda engel, çözmemiz gereken az sayıda sorun kaldı” diyerek sürdürdü. Erdoğan-Şimşek programının uygulamaya sokulmasından beri “Önümüzde az sayıda engel kaldı” diyen Erdoğan “Biraz daha sabır” isteğini yineledi.

Burada dikkat çeken Erdoğan’ın “Başka ülkelerde de enflasyon var”, “Etrafımızda savaş var”, “pandemi”… gibi bahaneleri sıralamadan yaşanan “zorlukların” sorumluğunu muhalefete, Gezi eylemlerine yüklemeden, CHP’nin tek parti dönemini suçlamadan kabul etmesiydi. Dahası Erdoğan böylece bahsettiği “6 yıllık zor dönem”in tamamının “Türkiye’yi uçuracak” denilerek büyük vaatlerle getirilen “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adını verdikleri tek adam rejimi dönemi olduğunu da itiraf etmiş oldu!

EVRENSEL ASGARİ ÜCRETİ NEDEN SIKÇA GÜNDEME GETİRİYOR?

29 Ekim günü gazetemiz, Erdoğan’ın “6 yıllık zor dönemi” devam ettirme amacıyla TÜİK enflasyonu bile yüzde 50 dolayında oluğu koşullarda asgari ücret ve emekliler başta olmak üzere ücret ve maşlara yüzde 25 bir üst sınır getirilmek istenmesine karşı “Yüzde 25’e hayır!” manşetiyle çıktı.

Manşetin dayanağı 126 akademisyenin yaptığı ve gazetemizin 29 Ekim tarihli sayısında ayrıntılarıyla verilen açıklamalarıydı. Bu başlık altında bir yandan iktidarın ücret ve maaşların “hedeflenen enflasyon”a endekslenmesine hayır denirken öte yandan da emekçiler ücret ve maaşların belirlenmesinde fiilen taraf olmak, “İnsanca yaşanacak bir asgari ücret” (Ki, bu yoksulluk sınırının altında olmayan bir ücret demektir) için mücadeleye çağrılıyordu.

Evet gazetemiz asgari ücret ve emekli maaşlarıyla ilgili tartışmaları sıkça manşete kadar çekiyor. Çünkü asgari ücret hem tüm emeği ile geçinenlerin ücretlerinin ve maaşlarının belirlenmesinde etkili, hem de bugün işçilerin yüzde 45’i doğrudan asgari ücretle çalışıyor. Bu yüzden asgari ücretin ne kadar olacağı en azından yerel seçimden beri patron ve patron örgütleri, bakanlıklar, Merkez Bankası (MB) gibi iktidar kurumları tarafından da tartışılmaktadır.

ASGARİ ÜCRETİ SERMAYE ÇEVRELERİ VE İKTİDAR, SENDİKALARDAN DAHA ÇOK KONUŞUYOR

Dahası asgari ücretin ne olacağı, sadece içeride değil Londra ve Washington’da uluslararası finans temsilcileriyle yapılan toplantılarda da Bakan Şimşek ve MB Başkanı Karahan tarafından gündem edilmekte ve asgari ücretin yüzde 25’in üstünde olmayacağına dair sözler verilmektedir. IMF bile asgari ücretteki artışın yüzde 25’te kalmasını olumlu bulduğunu açıklamıştır.

Tabii burada “Öyleyse Asgari Ücret Tespit Komisyonu (AÜTK) ne için toplanacaktır?” sorusu akla gelmektedir. Eğer asgari ücretli işçiler başta olmak üzere sendikalar, patron ve iktidar temsilcilerinin çoğunlukta olduğu AÜTK’ye işçilerin taleplerine yaklaşan bir zam kararı alması için baskı uygulamazsa AÜTK geçmiş yıllarda olduğundan bile daha fazla bir orta oyununa dönüşecek, patronların ve uluslararası tekellerin isteği doğrultusunda asgari ücret zammının yüzde 25 dolayında tutulması için her yol denenecektir.

Bu yüzden diyebiliriz ki, asgari ücret ve genel olarak ücret ve maaşlara zamların yüzde 25 dolayında tutulması etrafındaki tartışma içeride TÜSİAD’dan TOBB’ye medyadan siyasi parti ve çevrelere, Londra ve Washington’daki uluslararası sermayenin temsilcilerine, onların baş organizasyonu IMF’ye kadar her platformda tartışılmaktadır.

Dolayısıyla asgari ücretli işçiler başta olmak üzere tüm emeğini satarak geçinenleri ilgilendiren “İnsanca yaşanacak bir ücret ve maaş” konusu en az emekçiler tarafından konuşulmaktadır. Özellikle de sendikalar bilerek ve isteyerek kendilerini ve işçileri bu tartışmanın dışında tutmaya çalışmaktadırlar.

ASGARİ ÜCRETE ZAM İÇİN ÖLÇÜT NE OLMALI?

Sorun asgari ücret olunca Osmanlı’da oyun bitmiyor!

Geçmiş yıllarda gündeme gelen “bölgesel (çoklu) asgari ücret” uygulamasının, böylece asgari ücretlileri bölme oyununun gündeme gelmesi de beklenmez değil.

Yaşadığı sıkışmışlık nedeniyle yüzde 25’lik artışı kabul ettirmesi zor görünen iktidarın hem asgari ücretlileri bölmek hem de gündemi sapıtmak için “bölgesel asgari ücreti” gündeme getirmesine karşı da bir tutum alınması elbette önemli olacak. Nitekim yaz aylarından beri zaman zaman İstanbul, İzmir, Antalya, Kocaeli gibi illerle Van, Bingöl, Çorum, Bilecik… gibi illerde enflasyonun aynı olmadığı tartışılmaktadır. Asgari ücretin miktarı tartışmaya açıldığında asgari ücretin bölgesel olarak belirlenmesinin “Daha adil olacağı”, dolasıyla bölgesel olarak belirlenmesinin gündeme getirilebileceğini söylemek abartı olmaz.

Asgari ücretin tespitinde AÜTK’deki tartışmaların bir orta oyununa dönüşmüş olması eleştirileri bile artık olup biteni karşılamamaktadır. Çünkü asgari ücrete zam şimdiden yerli ve uluslararası sermayenin temsilcileri tarafından “yüzde 25 civarı” olarak belirlenmiştir! Eğer sendikalar gerektiği gibi karşı çıkmazsa TİS’ler de tamamen anlamsızlaşacaktır. Çünkü bu “yüzde 25” TİS’lerde de sendikaların omuzunun üstüne asılmış bir “Demokles Kılıcı”dır!

Sermayenin bu saldırısının püskürtülmesinin tek gerçekçi yolu ise asgari ücrete yapılacak zammın ölçütü; “Gerçekleşen enflasyon mu”, “Beklenen enflasyon mu”, “Sermaye sahiplerinin gönlünden geçen, IMF’nin hoşuna gidecek bir yüzde mi” karmaşıklığına son verecek olan bir ölçüttür! Ki, o ölçüt de asgari ücretlilerin ve asgari ücretten dolaylı olarak etkilenecek tüm emekçilerin, sermayenin dayattığı ölçütleri reddederek, talepleri etrafında birleşerek, insanca yaşayacakları bir asgari ücret (Bu yoksulluk sınırının üstünde bir ücrettir) için mücadele eden bir hatta geçmesidir!Ötesi lafügüzaftır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa