31 Ekim 2024 04:38

2025 Bütçesi üzerine-2

KESK Kartal mitingi | Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel

Paylaş

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandı. Komisyon görüşmelerinin 29 Kasım’a kadar sürecek ve aralık ayı başında Meclis Genel Kuruluna gelecek.

Ücretleri ve kamu harcamalarını sınırlamayı merkezine alan Erdoğan-Şimşek programı uygulanmaya başladığından bu yana ekonomik göstergelerde hissedilir bir düzelme olmadı. İktidarın ülke ekonomisinin gidişatına ilişkin gerçek dışı iddia ve söylemleri ile halkın, emekçilerin giderek ağırlaşan ekonomik sorunları arasındaki makas açılmaya devam ediyor.

Asgari ücret ve memur maaş artışlarının enflasyonun altında belirlenmesi için nabız yoklamaya erkenden başladılar. Her fırsatta “İşçimizi, emekçimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz” söyleminde bulunanlar 2025 yılında ücretleri daha sert bir şekilde baskılamak için ücret artışlarının resmi enflasyonun bile altında belirlenmesi için hazırlık yapıyorlar. 

2025’te bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar, bütçe gelirlerinin 12 trilyon 800 milyar lira olması, bütçe açığının ise 1 trilyon 931 milyar lira olarak gerçekleşmesi öngörülüyor. Buna göre bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3.1 olarak gerçekleşecek. 2025 Merkezi Bütçe Kanunu teklifine göre önümüzdeki yıl bütçe gelirlerinin 1 trilyon 950 milyar lirası (yüzde 15’i) doğrudan faiz harcamalarına gidecek. Döviz kurlarında olağan dışı artış olması halinde ödenecek faiz miktarı daha da artacak. 

Türkiye’de yıllardır vergi yükünün büyük bölümünü yoksul halk, emekçiler sırtlıyor. Kamu gelirleri içinde önemli bir yer tutan vergi gelirlerinin ana kaynağı 2025’te yine ücretli emekçiler olacak. 2025’te yıl içinde toplanacak vergi gelirlerinin yüzde 52’sinin sadece KDV ve ÖTV’den karşılanması hedefleniyor. Ancak vergi gelirleri hedeflerinde yaşanması muhtemel sapmalar sonrasında 2025 yılı içinde temel tüketim ürünlerinde yeni vergi artışları gündeme gelebilir.

İktidarın yıllardır ekonomik krizin bütün yükünü emekçilerin, dar gelirlilerin sırtına yüklemeleri yetmiyormuş gibi, önümüzdeki yıl yüksek oranlı vergi artışları ve faiz harcamaları öngörülüyor. 2025 yılında vergi gelirlerinin 2024’e göre en az yüzde 68 oranında artarak 7.5 trilyon liradan 11.1 trilyon liraya çıkması hedefleniyor. Aynı dönemde faiz harcamaları yüzde 64 artışla 1.25 trilyon liradan 1.95 trilyon liraya çıkacak. Sadece söz konusu iki kalem bile bütçe yükünün büyük bölümünün yine halkın sırtına yıkılacağını ve bütçe hedeflerinin yoksul halkı vuracağını gösteriyor.

Kamu özel iş birliği (KÖİ) olarak bilinen projelerin bütçeye olan yükü 2025’te büyüyerek artmaya devam edecek. 2017 yılından 2024 yılı sonuna kadar 187.5 milyar lira ‘garanti ödeme’ yapılmış. 2025 yılında bütçeden KÖİ projeleri çerçevesinde köprüler, otoyollar ve Avrasya Tüneli ile yap-kirala-devret modeliyle yaptırılan şehir hastanelerine toplam 202.3 milyar lira ödenmesi öngörülüyor. Önümüzdeki üç yılda ödenecek garanti ödeme tutarının ise en az 678 milyar lira olması bekleniyor.

AKP tek başına iktidara gelmeden önce, 2002 yılında, merkezi yönetim bütçesinden genel kamu hizmetlerine ayrılan pay yüzde 42 iken, aradan geçen zaman için merkezi bütçelerden kamu hizmetlerine ayrılan pay yıllar istikrarlı şekilde azaldı ve 2024 itibarıyla yüzde 25.7’ye kadar geriledi. Söz konusu gerilemede kamu hizmetlerinde (özellikle eğitim ve sağlıkta) yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarının büyük payı var. Öyle ki son yıllarda kamu hizmetlerinin yarısından fazlasını oluşturan bu iki alanda yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme pratikleri, kamu finansmanının azaltılmasını, özel finansmanın ve halkın cebinden yaptığı harcamaların artırılmasını hedefliyor.

2025 bütçesinde belli başlı hizmet alanlarının (eğitim, sağlık, savunma ve din hizmetleri) analizini haftaya yapacağız.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa