03 Kasım 2024 04:16

AYM’nin yapısal sorun tespiti ve TİS hakkı

eylem yapan işçiler

Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/Evrensel

PAZAR
Paylaş

Sendikal örgütlenmenin ve işçilerin toplu iş sözleşmesi (TİS) hakkından yararlanmasının en önemli aşamalarından birisi yetki tespitidir.

Yasal prosedür şöyle işlemektedir: İş kolunda yüzde 1’in üzerinde üyeye sahip olan ve örgütlendiği iş yerinde işçilerin yüzde 50’sinden, işletmede ise yüzde 40’ından fazlasını üye kaydeden sendikalar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvurarak yetkili olduğunun tespitini isterler.

Bakanlık, yetki tespit yazısını, başvuran sendikaya, işverene ve iş kolu barajını aşan iş kolundaki diğer sendikalara gönderir.

Buraya kadar sendika hakkının ihlali noktasındaki tek olumsuzluk, iş kolu barajının varlığıdır. Ancak bu aşamadan sonra baraj üstü sendikaların dahi örgütlenmesini neredeyse imkansız hale getiren yetki tespitine itiraz devreye girer. Çünkü yetki tespitine itiraz tüm yetki işlemlerini durdurmaktadır.

Yetki işlemleri durduğu için, sendikalar patronları TİS masasına çağıramamaktadır. Ta ki yargılama süreci tamamlanıp karar kesinleşinceye kadar.

BİRLEŞİK METAL-İŞ’İN RAPORU

Yargılama süreci ise oldukça uzun sürmektedir. Birleşik Metal-İş Sendikası Hukuk Dairesinin 9 Ekim’de açıkladığı rapor, yetki davalarının ortalama ne kadar sürede kesinleştiğini, bu süre içerisinde ne kadar üye kaybı yaşandığını ve TİS yapılabildiğini ortaya koymaktadır.

Rapor, 2012-2024 yıllarını kapsamaktadır. Bu 12 yılda Birleşik Metal-İş yetkili olduğunun tespit edildiği 146 iş yerinde, patronlarca yetkiye itiraz edilmiş ve dava açılmıştır. Söz konusu itiraz davalarından 107’si sendikanın lehine, 8’i ise aleyhine sonuçlanmış, 31 dava ise devam etmektedir. Aleyhe sonuçlanan 8 davadan 7’sinde iş yeri-işletme itirazı söz konusudur. İşverenler aslında sadece 1 iş yerindeki itirazlarında haklı çıkmıştır.

İTİRAZ=SENDİKASIZLAŞTIRMA

Davası sonuçlanan iş yerlerinde, yetki başvuru tarihi ile yetki davasının kesinleştiği tarih arasında üye kaybı yaşanmıştır. Bu iş yerlerinin 34’ünde üyelerin tamamı kaybedilirken üyelerin yarısından fazlasının kaybedildiği iş yeri işletmelerin sayısı ise toplam 64’tür. Çünkü patronlar itirazı basit bir hukuki hakkın kullanımı olarak ele almamakta, davayı sendikayı iş yerinden tasfiye etmenin aracı olarak kullanmaktadır.

Birleşik Metal-İş’in raporunda yetki davalarının toplu iş sözleşmesinin bağıtlanmasına olan etkisi de incelenmiştir. 115 olumlu yetki tespitine itiraz davasının sonuçlanmasının ardından toplu iş sözleşmesi imzalanan iş yeri sayısı sadece 44’tür. Aslında bu sayıyı 20 olarak kabul etmek gerekir. Sendikanın üye kaybı yaşamadığı 24 iş yerinde, güçlü bir örgütlenmeye sahip olması ve etkisi nedeniyle işveren itirazını geri çekmiş ve davalar feragatle sonuçlanmıştır. Bu 24 iş yerinde de TİS imzalanmıştır. Dolayısıyla işverenlerin itirazını sonuna kadar devam ettirdiği iş yerlerinden sadece 20’sinde işçiler geç de olsa TİS hakkına kavuşabilmiştir.

Birleşik Metal-İş’in raporuna göre feragatle sonuçlanan davalar hariç, 115 davanın ortalama sonuçlanma süresi 2 yıl 2 ay sürmüştür.

Birleşik Metal-İş’in raporu, yetki itirazlarının hukuki bir hakkı korumak için değil, kötü niyetle yapıldığını ortaya koymaktadır. Yasa patronlara sendikasızlaştırma hakkı tanımakta, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendika ve TİS hakkını kullanılmaz hale getirmektedir.

AYM: YAPISAL SORUN GİDERİLSİN

Anayasa Mahkemesi (AYM), Birleşik Metal-İş’in raporuna paralel tespitte bulunmuştur. AYM, Nakliyat-İş Sendikasının başvurusu üzerine verdiği kararda (Başvuru Numarası: 2020/34550), yetki tespitine itiraz davalarının makul sürede sonuçlandırılmamasının kanundan kaynaklanan bir yapısal sorun olduğu gerekçesiyle sendika hakkının ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Birleşik Metal-İş’in bireysel başvurusu üzerine de (Başvuru Numarası: 2021/35528) “yapısal sorun” tespitini tekrarlamıştır. Birleşik Metal-İş kararı geçtiğimiz 30 Eylül’de duyurmuştur.

AYM kararlarında yetki davaları için yasada öngörülen sürelerin düzenleyici süre olduğu ve hukuki yaptırımı bulunmadığı belirlenmiş ve benzeri yeni ihlallerin önlenmesi için, ülkemizde halihazırda işleyen mevcut sistemin yeniden ele alınması ihtiyacının ortada olduğu belirtilmiştir.

KARAR MECLİSE GÖNDERİLDİ

“TİS yetki sürecinin ivedilikle tamamlanarak Anayasa'da yer alan sendikal hak ve güvencelerin etkili bir şekilde kullanılabilmesi yönüyle mevcut sistemde değişiklik yapılması ihtiyacı ortadadır. Bu nedenle Anayasa'da güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunması çerçevesinde tespit edilen yapısal sorunun çözümü için keyfiyetin Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirilmesi gerekir” denilen AYM kararının bir örneği Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmiştir.

Bu tespit ve kararın Meclise gönderilmesi, on yıllardır anayasal hakları ihlal edilen milyonlarca işçi bakımından yeni bir aşamadır ve önemlidir. Ancak Meclis işçiler lehine bir düzenlemeyi gündemine almamakta, AYM kararını tabiri caizse “sümen altı” etmektedir.

Halbuki çok basit bir değişiklik, Sendikalar ve TİS Kanunu madde 43/5’deki “İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur” düzenlemesinin kaldırılması, tamamen iyileştirmese dahi yaraya merhem olabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa