Bu zamanda hekim olmak

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Ağacın gölgesini satan, satamadığında kesen kapitalist ekonomiler, neoliberal renge bürüneli kaç on yıllardır bizi sıtmaya razı ederek, sattığı gölge yeterince kar etmediğinde kestiği ağaçtan bir hışım ürettiği dayanıksız sandalyeyi üç beş yılda bir yenileterek bu sistemin gönüllü köleleri kıldı.

Sağlığımızı bir tüketim nesnesi, bizleri de sağlığımızın peşinde müşterilere dönüştüreli de çok oldu. Sosyal güvenliği finansmana, sağlığı taşeronlara emanet ettik. Sağlık emekçileri ürettiğini satmaya mecbur bırakılıp, satın alanlar da üretim hızından niteliğine her aşamaya müdahale ediyor artık. Hekimliğimizin en önemli değerlerinden birini, mesleki özerkliğimizi, klinik bağımsızlığımızı teslim etmeye zorlanıyoruz durmadan.

Birinci basamakta aile hekimliğine geçişi allayıp pullarken sağlık ocaklarını, verem ve sıtma savaş dispanserlerini köhnemeye terk etmiş, ekibin üyeleri emekli oldukça kadrolar birer birer kaybolmuş, bütüncül bir hekimlik uygulaması ile koruyucu, önleyici sağlık hizmetlerinin dayanağı genel pratisyenlik değersizleştirilerek kışkırtılmış bir uzmanlık talebi ile birinci basamağın içi boşaltılmıştı. Şimdi sıra aile hekimliklerinde...  Formüllere indirgenmiş bir hekimlik yapmaya zorlanıyorlar kirasını ödedikleri apartman dairelerinde, kendi satın aldıkları aletlerle, çalıştırdıkları sağlık emekçileriyle. Cari ödeme altında kamusal kaynaklardan yapılan ödemeler ne can yakan kiralara ne dövize endeksli malzemeye yetiyor. İlaç reçete ederlerse alacakları ücretten kesiliyor, hastaneye sevk ederlerse ödemeler eksiliyor. Kararı artık hekimler değil, toplumsal sağlığımızı güvende tutmak yerine finans kapital işine soyunanlar veriyor. Beyaz önlüklerimizi yavaşça yere bırakıp, geri çekilmemizi söylüyorlar. İnsan yaşamını koruma görevinden vazgeçmemizi.

Kolay değil, bizi sıtmaya razı edenlere direnmek. Üç beş yüzyıldır ellerinde tutabildikleri üretim araçlarıyla, rıza üretebilme konusunda çok mahir oldukları da muhakkak.

Ancak aile hekimleri direniyor. Bölgeselden listeye dönüştürerek toplumdan ayırmaya çalıştıkları hekimler hala mahallelerde, toplumla iç içe. Mahallenin de verdiği güçle dirençlerini de toplumsallaştırabiliyorlar. Bugün iş bırakmalarının son günü. Üç gündür alanlara çıkıp, hekimlik yapmak istediklerini haykırıyorlar. Talepleri hepimiz için:

1-Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır.

2-Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.

3-Kadrolu ve güvenceli yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir.

4-Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan emekçiler (gruplandırma elemanları) kadroya geçirilmelidir.Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.

4-Gelire katkısı %20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir. 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüzsüzlük seferberliği

Yüzsüzlük seferberliği

“Vergide adalet” sözünü ağzından düşürmeyen Maliye Bakanı Şimşek’in başlattığı seferberlikten yine sermayeye kıyak çıktı. Bütçede sermayeden alınacak 2.2 trilyon TL vergi gelirinden vazgeçen iktidar, trilyonlarca liralık gelir elde eden 100 şirketin, 62.5 milyar liralık vergisini erteledi. Yüksek enflasyon nedeniyle Türkiye’nin en zenginleri listesinde yer alan patronların ödeyeceği vergi kuşa dönecek.

Borsa İstanbul’da işlem gören ve 2024 yılında 3.6 trilyon TL gelir elde eden 100 büyük şirketten 62.5 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmedi.

Türkiye’nin en zengin 10 ismine ait sadece 8 şirketin toplam 18 milyar TL’lik vergi borcu ertelendi.

Çevre Bakanı Kurum’un Emlak Konut Genel Müdürlüğü döneminde özelleştirilen Emlak Konut’tan tahsil edilmesi gereken 6.9 milyar TL tutarında vergi alacağı ertelendi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et