Papatya falı ve havuçla sopa...
Fotoğraf: TCCB
Bahçeli DEM sıralarına giderek tokalaşmasının ardından “Öcalan gelsin DEM Grubunda silah bırakma çağrısı yapsın, umut hakkından yararlansın” çağrısını yaptı yapalı tartışılıyor: “Erdoğan’ın bilgisi var mıydı yok muydu?”
Erdoğan’a soruyu sormayan “uçaktakiler nasıl gazeteci”, bu sorgulanıyor.
Şamil Tayyar, M. Metiner ve M. Uçum peşrevler çekip ortalığı kızıştırıyorlar: Haberliydiler… Yok, habersizdiler…
Muhalif ekran yüzleri ortakların birbirlerinden habersiz olduklarına kanaat getiriyor.
Ö. Özel katılıyor tartışmaya ve ortağından habersiz çağrılar yapması görüşünden hareketle, “Devlet Bey bir erken seçimin önünü açacaksa, o konuda son derece açığım” diyor! Papatya falı açma içeriğiyle başlayan “tartışma” sonucuna bağlanarak, üzerine taktik inşa ediliyor!
*
Gerçek ne? Son görüşmelerinde tatlıya bağlansa bile iktidar ortakları arasında tartışma/anlaşmazlık mı var?
Bu bir beklentidir. Öteden beri ortaklar arasındaki anlaşmazlıklara bel bağlanmıştır. Kendi gücüne ve mücadelesine güvenmek yerine karşısındakinin zaafa düşmesinden medet umma kolaycılığıdır.
*
Ortaklar zaafa düşmüşlerdir, ama kendi aralarında anlaşmazlık içinde değiller. Tersine, olabildiğince planlı-programlı adımlar atıyorlar.
Bahçeli’nin “Elini taşın altına sokması”nın nedeni planlıdır. Hem Erdoğan bir kez “çözüm süreci” lafı etmiş ve sonuçsuz kalmıştır. Hem Kürt düşmanlığı dendiğinde kimsenin aklına tersi gelmeyecek kişi Bahçeli, örgütse partisi MHP’dir. Öcalan ve Kürt lafı ettiğinde “Mutlaka bir bildiği vardır” denecek, ama “n’oluyoruz” yorumları yapılmayacak ilk ve belki de tek kişi odur! Dolayısıyla “Kestaneyi ateşten almak” ona düşmüştür.
Zaafa düşüp bu tür adımlar atmak zorunda kalmaları, Erdoğan, Bahçeli ve ilişkileriyle değil, ama tamamen kendi dışlarındaki nesnel koşullarla ilgilidir. Hem dış (uluslararası ve özellikle bölgesel), hem de ülke içi koşullar iktidar ortaklarını dururlarsa düşecekleri ama mutlaka “ileri” adımlar atmak zorunda oldukları bir duruma sıkıştırmıştır.
Ortadoğu ateş çemberidir. Erdoğan’ın muhalefeti arkasına dizmek amacıyla dillendirdiği İsrail’in Türkiye’nin üzerine yürüyecek olması nedeniyle değildir! Bu mugalatadır. Ancak bölgenin yeniden dizaynının gündemde oluşu gerçektir. Sorun sadece İsrail’in saldırganlığından ibaret değildir ve asıl onu kendi amaçları doğrultusunda yönlendirip rakiplerini ve kendisine boyun eğmeyenleri zayıflatıp eleme peşinde olan Amerikan emperyalizmidir. İran bir “yol temizliği”nin hedefiyken, durumu fırsata dönüştürüp öne çıkmak isteyen Erdoğan Türkiye’si atağa kalkma peşindedir.
Ama iki önemli sorunu bulunmaktadır. Biri, bölgede ve özellikle Suriye’de Kürt sorunu dolayısıyla ABD ile arasındaki makas açıklığıdır. Bahçeli’nin öne atılışı, ortakların verecek şeyleri olmadığından taviz vermeyip teslimiyet talep ederek bu sorunu çözmeyi amaçlamasındandır.
İkinci sorun, ülke içinde de ortakların verecek şeyleri kalmamasının yanında güç kaybetmiş oluşlarıdır. Mecbur oldukları, güç kullanıp saldırmak ve sadece saldırmaktır. “Yumuşama”, “normalleşme” falan lafügüzaftır. Verebilecekleri milim taviz yok görünmektedir. Tekelci burjuvazi ve özel olarak “yandaş” sermaye kliğinin ve dolayısıyla egemenliklerinin halkın, emeğiyle geçinenlerin boğazından keserek; ücretleri enflasyona ezdirip vergi koyup zam yaparak yürümekten başka yolu bulunmuyor. Bu ise, sermaye ve iktidarın en çok korktuğu şey olan halkı galeyana getiricidir.
“Havuç ve sopa”ya baş vuruşları bundan. Bir yandan Öcalan derken kayyım zorunu gündeme alışlarının nedeni bu. Üstelik, durabilecekleri noktada değiller ve “sopa”nın ucunu şimdilik Kürtler üzerinden örneğin Esenyurt’ta CHP’ye gösterdiler. Sıraya İmamoğlu ve Yavaş’ı koyuyorlar.
CHP, sokağa çıkmayı yasaklayan Kılıçdaroğlu CHP’si olmasa bile, henüz göstermelik çıkıyor sokağa ve onun da geleneksel olarak hazzetmediği sokağın önünü kesmede iktidarın CHP’ye ihtiyacı var. Oldu oldu, olmadı, o da daha ağır bir zorun hedefi olmakla tehdit ediliyor.
“Haberli-habersiz” derbederliği değil, güç gösterisi var ve şimdilik bu çerçevede. Bir adım atılıp gözlenerek ikincisi üzerine hesap yapılıyor. Hesap önemli, çünkü bir de zorun altında kalması var!
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02
- Haydut devlet: İsrail 24 Eylül 2024 05:02
- Özgür Özel’e açık mektup 17 Eylül 2024 04:59
- Adaletin batsın!.. 10 Eylül 2024 04:54
- Şu hayali ‘aynı gemi’ ve ‘yüzsüzler’... 04 Eylül 2024 04:27