28 Kasım 2024 06:10

Bize oyunu anlatın

Okan Buruk

Fotoğraf:AA

Paylaş

Karşılaşmaların ardından teknik direktörlerin oyunu değerlendirmekten çok, işin bahane üretme kısmında kalmayı tercih etmeleri derin bir bilgisizliği işaret ediyor. Değerlendirme adına söyledikleri de zaten pek bir anlam taşımıyor. Çoğu zaman maçın özetini aktarmakla yetiniyorlar zira. Yani maçı izleyen milyonlarca kişinin söyleyebileceklerinden çok da fazlasını konuşmuyor ya da konuşamıyorlar.

Buna karşılık takımlarının sergilediği kötü futbola bahane bulmakta son derece ustalaşmış durumdalar.

En başta gelen bahane elbette hakemler. Hakemlerin kötü yönetimi dolayısıyla mağdur olduklarını iddia etmeyen teknik direktör kalmamıştır herhalde.

Hakem yakınmasının arkasından yoğun maç trafiğinden kaynaklanan yorgunluk, cezalı ya da sakat oyuncuların eksikliği, olumsuz hava ve zemin koşulları gibi bahaneler geliyor.

Şanssızlık da teknik direktörler için oldukça kullanışlı bir bahane. Eksikleri, yanlışları, hataları görünmez kılmak için mükemmel bir sığınak…

Sezon başında, mücadele edilecek farklı kulvarlar düşünülerek transfer edilen pek çok oyuncuyla geniş bir kadro oluşturulduğunu unutmuşçasına maç yoğunluğundan, yorgunluktan, eksiklikten söz etmek biraz tuhaf kaçsa da bu bahane özellikle kötü performans gösterilen maçların ardından illaki dile getirilir…

Artık 5 oyuncu değiştirebilme hakkı ile takımın yarısını yenileme fırsatı olduğu için yorgunluk bahanesinin tamamen ortadan kalkması lazım. Bu bahane, sadece ve sadece teknik ekibin oyuncuları maça yeterince hazırlayamadığı anlamına gelir.

Teknik direktörler türlü bahanelerle sorumluluktan sıyrılmaya çalışadursun, hiç kimse de teknik direktörlere, “Bunları geçip bize sahada takım ve oyuncu bazında neler planladığınızı, neleri başarıp neleri başaramadığınızı ve başaramadıklarınızı niye başaramadığınızı anlatır mısınız” diyemediği için bu devran bıktırıcı basmakalıp söylemlerle sürüp gidiyor. Konuşan memnun, dinleyen memnun, yazan memnun, okuyan memnun göründüğüne göre, daha da uzun yıllar aynı şekilde sürüp gideceğe benziyor…

Bahane bulma meselesini geçtiğimiz hafta tanık olduğumuz bir örnekle somutlayalım...

Okan Buruk, maçın büyük kısmını 10 kişi oynayan Bodrumspor karşısındaki berbat oyunlarını çimlerin normalden uzun olmasına ve zeminin maçtan önce sulanmamasına bağladı. Üstelik bunların, kendi oyunlarını bozmak hesabıyla yapılan işler olduğuna da dikkat çekti. Yani ona göre, Bodrumspor zemin şartlarını Galatasaray için nasıl daha zorlu hale getireceğini düşünmüş taşınmış ve sonunda çimleri uzatıp kuru bırakmakta karar kılmıştı.

Lakin Okan Buruk’un bu açıklamasından sonra çimlerin uzunluğu ölçüldü ve çimlerin uzunluğunun standardın bile altında olduğu belirlendi. Haliyle arkasına sığınılan bahanenin ne kadar boş olduğu da ortaya çıktı.

İyi ki, aşırı rüzgar için de “Saha kenarında dev vantilatörler çalıştırıp rüzgar yarattılar” demedi!..

Görüldüğü gibi, bir bahane ileri sürerken bile özenli, dikkatli olmak gerekiyor. “Laf olsun, torba dolsun” mantığıyla konuşmanın hiç kimseye bir faydası yok. Tam tersine bu tür açıklamalar teknik direktörlerin oyun bilgisine dair şüpheler uyandırmakla kalmıyor, onlara yönelik güveni de aşındırıyor.

Teknik direktörler bahanelere sığınmasalar, kendi alanlarında kalıp sadece bilgilendirme amacıyla konuşsalar ve bu bağlamda sahada yapmak istedikleriyle, yapmak isteyip de yapamadıklarını açık açık anlatsalar oyunun hem doğru anlaşılmasına hem de gelişimine ciddi anlamda katkı sağlamış olurlar…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa