Bir arkeolojik kazı, II. Kayyım Devri, kayyım tuvaleti
Fotoğraf: Pınar Öğünç
Usulünce yapılmış bir seçimde halkın ezici çoğunluğunun oylarını almış bir belediye, neden binasını kaplayan dev bir afişe “Seçimle geldik, kayyımla gitmeyiz!” yazma ihtiyacı duyar? Neden bir ikincisinde vurgulamak zorundadır: “Belediyeler bizimdir, gaspa izin vermeyeceğiz”?
Dillere ait bilgi dünyası içinde bunlar birer soru. Fakat Türkiye'de demokrasiye dair bilgimiz soru işaretlerini temsilleştiriyor, cevabı biliyoruz.
*
Diyarbakır'da, karşınızdakinin belediye çalışanı olması gerekmiyor, sokakta en günlük konuşma halinde “birinci kayyım döneminde” gibi bir zaman birimi duyabiliyorsunuz. “Birinci Kayyım Dönemi'nde kapandı orası.” Kişisel kayıtlar da dahil. “İkinci Kayyım Zamanı taşındık” mesela. Böyle büyük harfle yazılması gereken tarih çağları gibi. İradesi gasp edilenlerin tarihi.
*
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin binasına girince bu tarih çağları en somut halini buluyor. Bir arkeolojik kazıya girişir gibi Birinci Kayım Dönemi'nden kalıntılar arıyorum. Uzun uzun, ince ince kazmaya gerek yok, birinci kata çıkınca pencere çerçeveleri var örneğin. Sadece kayyımın kullandığı makam odası değil katın tamamının pencereleri kurşun geçirmez camla değiştirilmiş. Kalınlığı bir karış olan, binanın ağırlık yükünü değiştirebilecek denli ağır, hakikaten kasa kapısı gibi pencereler. Birinci Kayyım Dönemi'nde atanmışlar demek kendilerini pek güvende hissetmemiş.
Binadaki fiziksel değişimlerin yoğun yaşandığı, yerel yönetimde şatafat temasının ağır bastığı zaman Birinci Kayyım Dönemi olarak işaretlenebilir. O dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'nın sonradan kameralar önünde gezdiği bir kayyım odası ve banyosu vardı. Onun akıbetini takip etmek gerekir. Gereği yapıldı.
Makam odasının ahşap kaplı duvarında bir Atatürk portresi asılı; ahşaba dokununca oranın bir duvar değil kapı olduğu anlaşılıyor ve Birinci Kayyım Dönemi'nden kalma gizli bir odaya açılıyor. Ederi belli ki hayli yüksek mobilyalar, altın ve gümüş renkli zevksiz aksesuvarlar, varaklar, oymalar kakmalar... Oradan bir kapıyla meşhur kayyım banyosuna geçiliyor. Bu alan Kayyımlar Çağı öncesinde belediyenin konuklarına armağan olarak sunduğu kitapların, küçük hediyelik eşyaların durduğu bir depoymuş. Banyo yarı müze gibi. İnsanın gözü kamaşıyor. Tavana kadar yükselen mermerlerden yansıyan ya da dev avizelerden süzülen ışık değil bunun sebebi, bir firavun mezarı büyüklüğündeki duşakabine, nezih klozete uzun bakmanın risklerini hatırlatmaya gerek yok.
Gültan Kışanak zamanında makam odasında dümdüz bir masa, birkaç koltuk, balkonda kendisinin elleriyle suladığı sardunyalar falan vardı.
*
İnsan ruhsallığında kazı yapanlar, sana ait olduğuna inandığın bir şeyi her an kaybedecekmiş gibi yaşamanın, elindekinin her an senden alınacağını bilmenin bir tür şiddet olduğunu tespit eder.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, bunu bireysel bir tedirginlik olarak yaşamadığını ama bu tuhaf bekleyişin onu seçen halka dair bir üzüntü verdiğini söylüyor. Sekiz ay önce oyları arttırarak iradesini makam odasında görmenin özgüvenini yaşayan Diyarbakırlılar, şimdi tecrübenin verdiği olgunlukla her an belediyeye kayyım atanabileceğinden söz ettiğinde, en gündelik konuşmaya “Elimizi çabuk tutmak lazım” eklendiğinde, bunları bir üçüncü kişiye anlatırken dahi Serra Bucak'ın gözleri doluyor. Kayyımlar döneminden kalan altyapı sorunları, imara açılan tarım alanları, kırsala ulaşmayan hizmetler; ellerini çabuk tutmaları gerekenler de böyle beledeyecilik faaliyetleri. İnadına hafta sonları dahi çalıştıklarını söylüyor Bucak.
*
Birinci ve İkinci Kayyım Dönemleri ara kayyımlarla da çeşitleniyor. Her bir döneme ait klasörlerler, belgeler...Tüm Kayyımlar Çağı boyunca yapılan harcamaların sadece yüzde 0,18'i kadın politikalarına harcanmış. Gençlik ve spor için yüzde 0.56, kültür faaliyetleri için yüzde 1.04. Kırsal kalkınmaya reva görülen ise harcamaların yüzde 0.95'i.
Başındaki seçilmiş değil de atanmış da olsa burası bir belediyeydi sonuçta, asıl nereye gitmiş peki para? Toplam harcamanın yüzde 41'i “sermaye gideri” olarak geçiyor. Yol ve muhtelif binaymış bunun karşılığı. Yine buna yakın bir yüzde ise “mal ve hizmet alım gideri”. Herhalde yabancıya gitmesin temennileriyle çalışılan şirketler, gönlü bol, el hiç korkak alıştırılmadan verilen siparişler şeklinde okuyabilir bunu uzmanlar.
*
Birinci ve İkinci Kayyım Dönemleri'nin büyüsü her şeyin usule göre yapılmış olmasına rağmen insanın hayal gücüne yatırım yapan sorular sordurması. Örneğin arkeolojik kazı sırasında erişilebilen birtakım belgelerde son derece düzgün bir ihale takip edilebiliyor. Bürokrasi illetiyle aylara yayılması gereken ihale sürecinin mesela iki gün gibi bir süreye sığabilmiş olması, ancak buradaki azmi ve çalışkanlığı işaret ediyor olmalı. 100 bin fıstık çamı fidanı mesela, ha deyince bulunur mu, 100 bin fidanı sadece taşımak ne kadar sürer, ayrıca aralık ayı fidan almak için doğru mevsim midir? Bütün bunlar insanı geliştiren soruşturmalar.
*
Burası teferruatla anlatmaya müsait değil; isteyene belgeleri belediyede şevkle gösterirler. Birinciliği sekiz kişilik aile mezarlığı satın alıp on sekiz kişilik alanı çevirmeye verebilir misiniz?
- BAĞLANTILAR | “Hep iş”, Yunus Emreler, “din ve motor” 16 Kasım 2024 04:24
- Yasalı tür, “yasasızlığın” getirdiği çoklu felaket, Kafka'nın devleti 02 Kasım 2024 05:39
- Yasaklar, ayaklar, ses, yankı ve omurga 19 Ekim 2024 03:59
- Bağlantılar | Gerçeğin kaydı, gerçeğin kaybı, soykırım normalleri 05 Ekim 2024 04:56
- Bağlantılar | En küçük komünizm, en büyük aile; şirket ve mafya 21 Eylül 2024 04:46
- 100K maaşlı beyaz atlılar, karanlık zamanlarda “aşık ve evli” ütopyası 07 Eylül 2024 06:19
- Bağlantılar | Açlık kuleleri, esneklik yalanı, belirsizlik köleliği 24 Ağustos 2024 04:15
- Bağlantılar | Gotik istila, iş köleleri, beyazın kamçısı, bugünün asıl zencileri 10 Ağustos 2024 05:20
- Bağlantılar | Naziliğin ötesi, "ya sev ya da ötanaziyi seç" 27 Temmuz 2024 04:55
- Ölüleri saymak, yoksulları saymak, sayılar ve insanlar 13 Temmuz 2024 05:02
- Ekmek bulamayıp abur cubur yiyenler, boş kaloriler 29 Haziran 2024 05:47
- Kozmik toz, rant tozu, firar eden robot süpürgeler 15 Haziran 2024 04:35