Uğultu

Fotoğraf: Işık Öğütçü’nün kişisel arşivinden alınmıştır.
50 YILDIR
Yazarlar 50 yıldır söz ve yazı özgürlüğünün peşinde. Birliktelikle. Dokunulmasın diye, insan hak ve özgürlüklerine. Kesilmesin ağaçlar, yanmasın ormanlar. Yok olmasın toprak, hava, su. Şarkılar söylensin, yakılsın türküler, çekilsin halaylar memlekette.
UĞULTU
Sözcükler dolandı birbirine. Yitirdi anlamlarını. Bir uğultudur sürüp gidiyor. Birbirleriyle konuşup duranların arasında.
ANLAŞMAZLIK
Ne söyleseler anlaşılmıyor. Doğru mu, yanlışı mı? İyi mi, kötü mü? Bilinmez. Kendi kendileriyle konuşup durduklarında.
İKBAL KAHVESİ
Babıâli, Cağaloğlu’nda bir zamanların kahvesi Orhan Kemal’in yazıhanesiydi. Gönderilen kitaplar, mektupları oraya gelirdi. Adres: Orhan Kemal, Nuruosmaniye Caddesi, İkbal Kahvesi.
CEPTE
Eskiden kendi kendine konuşurcasına alçak sesle konuşanlara koynuna konuşuyor denirdi. Şimdi cebine konuşuyor herkes.
TÜKENİŞ
- Her şeyi tükettiler. Ekmel yok, su yok.
- Hava yok, hava. Soluk alamıyoruz.
- Ne kaldı?
- Ölmeden ölmek.
BOŞLUK
Ne kadar baktımsa bulamadım. Ne küçük tahta iskele vardı ne de kuma çekilmiş türlü renklere boyalı teknelerle kayıklar. Deniz çarşaf gibi seriliydi. Bomboştu. Sen yoktun.
KALAN
Güneş batınca ay doğmadı, yıldızlar çıkmadı. Ne gökyüzü vardı ne deniz ne kara. Yalnızca derin bir karanlık kaldı.
SATIŞTA OLAN
Orhan Kemal’in oturduğu ev satışta. Satılacak olan ne tahta ne taş ne tuğladır. Satılan evin çatısını örten sözcüklerdir. Çünkü Orhan Kemal evi öykülerle romanlardan örülüdür.
Evrensel'i Takip Et