Herkesi kendi gibi sananlar
Görsel: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel
Hiçbir bilgiye, belgeye, duyuma, kanıta dayanmadan, salt arızalı kafaların ürettiği komplo kurguları aracılığıyla birilerini lekelemeye, karalamaya çalışmak ne büyük bir alçaklık…
Kulüp yöneticilerinin, teknik direktörlerin, yorumcuların, medyanın ve taraftarların saldırılarına hemen her hafta maruz kalan hakemler bir yana, zaman zaman oyuncular, hatta kulüpler bile “maç satma”, “maç verme” gibi pespaye suçlamaların hedefi olabiliyorlar. Direkt insan haysiyetine yönelik bu tür suçlamalar o kadar pervasızca dile getiriliyor ki…
Özellikle kritik maçlarda hata yapan kalecilerin anında nasıl damgalandığına pek çok kez tanık olduk. Çirkin biçimde damgalanmanın ağır yükünü taşıyamayıp futbolu bırakma kararı alanlar bile olmuştu…
Oyunculara ya da kulüplere yönelik bu tür suçlamaları uydurup yayanlar, “Kişi herkesi kendi gibi bilir, kötü insan herkesi kendisi gibi kötü sanır” sözünün tam da pratikteki karşılığı olan tipler.
Başkalarına bu kadar kolayca çamur atmalarından, bu tiplerin çıkar karşılığında her türlü rezilliği yapabilecek bir karaktere sahip oldukları sonucuna varmak da mümkün elbette. Herkesi kendileri gibi sandıkları için hiç çekinmeden böyle kirli söylentilerle ortalığı ve zihinleri bulandırabiliyorlar…
Başkalarına yakıştırmaya/yapıştırmaya çalıştıkları çirkinliklerle aslında kendi kişiliklerini ele verdiklerinin de farkında değiller…
Sağa sola pislik saçmayı iş edinmişlerin hedefinde geçtiğimiz hafta ise Eyüpspor vardı. Eyüpspor’un Teknik Direktörü Galatasaray’ın eski futbolcularından Arda Turan. Herkesi kendileri gibi sanan tipler Arda Turan’ın Galatasaraylı olmasından yola çıkarak Eyüpspor’un maçı Galatasaray’a vereceğini iddia ettiler.
Buna karşılık Eyüpsporlu oyuncular bu söylentilerin üzerlerinde oluşturduğu büyük baskıya rağmen Galatasaray karşısında başarılı bir performans ortaya koyarak sahadan bir puanla ayrılmayı başardılar.
Acaba maçtan sonra, bu söylentileri çıkaranlar utanmış mıdır? Gerçi, uyduruk komplolarla onu bunu karalamaya lekelemeye hevesli tiplerin utanç duygusuyla işi olmaz...
Kendi çıkarları, beklentileri, hedefleri önünde engel olarak gördüklerine komplo kurgularıyla saldırmak artık neredeyse oyunun bir parçası olarak kabul edilmiş ve kanıksanmış durumda.
Teknik direktörler ile geçmişte formasını giydiği kulüpler arasındaki ilişkiyi ön yargılı imalarına, lekeleyici iddialarına dayanak yapanlar, profesyonel insanların her şeyden önce kendi çıkarları ve kazanımları için işlerinin gereğini yapmalarının şart/zorunlu olduğunu unutuyorlar.
Garabet futbol kültürümüzde, oyuncuların ve takımların “neden hakkıyla oynamadıkları” gibi, “Neden hakkıyla oynadıkları” da zaman zaman sorgulanabiliyor. Hiçbir iddiası kalmayan takımların normal mücadelesini vermesini yadırgayanlar bile çıkabiliyor...
Dünyanın başka bir yerinde benzerine rastlanmayacak arızalı yaklaşımlar…
İşin trajikomik yönü ise bütün bunlar yaşanırken bir yandan da “ahlak”, “şeref”, “haysiyet”, “hak”, “adalet”, “dürüstlük”, “eşitlik” gibi kavramların dillerden düşmemesi…
- Hakemlere takık kafalar 02 Ocak 2025 04:28
- Sorun oyunda mı, oyuncu da mı? 26 Aralık 2024 04:50
- Kaybetmek kazandırabilir 19 Aralık 2024 04:20
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45