İnadına tanıklık
Fotoğraf: Evrensel
Bitmez tükenmez örgüt/terör örgütü üyeleri ile iç içe yaşıyoruz memlekette. Kime göre, derseniz, elbette yargının verdiği kararlara göre. Kararlar da mesnetsiz sanmayın, her yerden kimi gizli kimi açık ama illaki yalancı tanık fışkırıyor durmadan. Bir de baz istasyonları var: Örgüt üyesi bu kadar çok olunca ister istemez sinyallerimiz kesişiyor. Tanıklar çok kullanışlı, en azından bir süre. Kimi uyuşturucu bağımlısı, ver uyuşturucuyu al itirafı kabilinden. Yalanlar ortalığa saçılınca başka tanık mı yok, yenisi devreye girmeye hazır bekliyor...
Geçen hafta sabaha karşı onlarca savcılığın onlarca şehirde başlattıkları soruşturmalarla tam 231 kişi evleri basılarak, önceki akşam vaktinde ise 169’u Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’nde yürümek istedikleri için kadına yönelik işkence şiddetiyle toplam 400 kişi 12 saat içinde gözaltına alındı. Ev baskınları farklı savcılıkların talimatıyla olunca 231 kişi de onlarca farklı şehre taşındı böylece. Eskişehir de var, Ankara da. Gazeteciler, emek örgütleri yöneticiler, insan hakları savunucuları, feministler, LGBTİ+ aktivistler, sessizliğin derinleştirilmeye çalışıldığı günlerde sesini kısmayanlar.
İddialar muhtelif ancak bu hafta köşenin yeri ancak canım dostum, yol ve mücadele arkadaşım Nimet Tanrıkulu’na yetecek. Ankara yolcusu olmak dışında birbirleriyle ilgisiz 14 kişiden dokuzu hakkında tutuklama kararı verildi, bunlardan biri de Sevgili Nimet. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesinin toplantı salonuna sığmayan insanlarla yapılan basın açıklamasında soruşturmaya konu iddialar ve tutuklamaya esas örgüt üyeliğinin dayanakları sıralanınca, bu kadar da olmaz dedirtiyor. “Nimet Tanrıkulu’nun örgüt üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanmasına gerekçe yapılan konular, son derece hukuk dışı olduğu gibi aynı zamanda akıl dışı. Dosyada Kerem isimli bir itirafçının bazı kişiler hakkında yaptığı asılsız suçlamalar temel alındı. Nimet Tanrıkulu’nun 2012, 2013, 2014 yıllarında birçok uluslararası seyahati olduğu gibi Erbil ve Süleymaniye’ye de birkaç defa gittiği zaten yasal çıkışlar olduğu için pasaportunda belirli. Nimet Tanrıkulu ifadesinde Erbil ve Süleymaniye’ye gittiğini, Erbil’e tanınmış Kürt İş Kadını Ferda Cemiloğlu’nun daveti üzerine gittiğini, Süleymaniye’ye de birkaç kere Gazeteci Celal Başlangıç’la gittiklerini çünkü orada bir yayınevi kurma çabalarının olduğunu ancak bunun ekonomik nedenlerle yapılamadığını söyledi. Bunların hepsi zaten devletin kayıtlarında, pasaport belgelerinde, havaalanı giriş çıkış kayıtlarında belirli. Ancak birçok dosyada asılsız ifadeler veren Kerem isimli itirafçı, Nimet Tanrıkulu’nu bir kez Nurettin Demirtaş’la görüşürken gördüğünü söyledi. Böyle bir durumun olmadığını Nimet Tanrıkulu defalarca açıklamaya çalışmasına rağmen mahkeme bunu ciddiye almadı. Nimet Tanrıkulu’nun katıldığı Kürt kadınlarının ortak toplantısı bir başka gerekçe olarak gösterildi. Bunun dışında yine akıl dışı bir biçimde Nimet Tanrıkulu’nun hakkında soruşturma olan bazı kişilerle aynı otelde kaldığı iddiasına yer verildi. İnsan hakları savunucuları olarak şunu çok iyi biliyoruz ki muhalif kesimde yer alan ya da insan hakları hareketi içinde, feminist hareket içinde, Kürt hareketi içinde yer alıp da hakkında soruşturma yapılmayan tek bir kişi yoktur. Kişinin kaldığı otelde kimlerin kaldığını bilmesi mümkün olmadığı gibi hakkında soruşturma olan bir kişinin otelde kalması gibi bir suçlama da zaten yapılamaz. Kaldı ki Anayasa’nın 38. maddesi son derece açıktır. Anayasa’nın 38. maddesi ‘Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar hiç kimse suçlu sayılamaz’ demektedir. Sulh ceza hakimi hukukun bu temel prensibini hiçe sayarak Nimet’in kaldığı otelde hakkında soruşturma olan kişilerin bulunmasını suç saymıştır. ...Nimet Tanrıkulu bir insan hakları savunucusudur, bir feministtir ve 78’liler Hareketinin önemli figürlerinden biridir. Nimet Tanrıkulu uluslararası ödüller almış yine dünya çapında tanınan bir insan hakları savunucusudur. Aynı zamanda Cumartesi Anneleri eyleminin başlangıcından beri yer alan bir kadındır.”
Kerem isimli itirafçı muhakkak ki bizden makbul bir yurttaş. Bizler ise masumiyetinin tanığı olmamıza yetmeyecek günlerden geçerken, Barış İçin Kadın Girişiminden, Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma Komisyonundan, Cumartesi Annelerinden, insan hakları mücadelesinden, bizim kuşağın tükenmez ‘78’lilik ruhundan birbirimizin tanığı olmaktan, barışın, özgürlüğün, demokrasinin, adaletin, en çok da hakikatin peşinde olmaktan hiç vazgeçmedik, vazgeçmez canım Nimet. Hem masumiyetinin hem emeği ile inadının hem de canım Celalettin Can ile nikahının tanığıyım. Yetmez mi?
- Memoria 16 Ocak 2025 04:45
- Hoş gelmedin yeni yıl, bizsiz olmaz! 02 Ocak 2025 04:46
- Bir ödülün hikayesi 26 Aralık 2024 06:25
- Hüsnü Öndül, insan hakları mücadelesine armağandı... 19 Aralık 2024 04:45
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43
- Siyah çöp torbasına atılan insanlığımız 26 Eylül 2024 04:45