Çocukları çevrimiçi tehlikelerden kim koruyacak?
Fotoğraf:Pixabay
Bir kaç hafta önce Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 13 yaş altı çocukların sosyal medya kullanımını engellemek üzere çalışmalarda bulunduğu medyaya yansımıştı. Perşembe günü TBMM Genel Kurulunda bütçe görüşmelerinde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu 16 yaş altı çocuklar için yasaklama değil ama ebeveyn kontrolüne dayalı bir denetim planladıklarını açıkladı. Uraloğlu’nun açıklamasında iki önemli nokta var. İlki düzenlemenin internet servis sağlayıcılar ve sosyal medya platformlarına yeni sorumluluklar ve denetimler getirilerek gerçekleştirilecek olması. İkincisi ise “sosyal medya”nın yanına “online oyunlar”ın da eklenmiş olması.
Düzenlemenin pratik uygulamasının servis sağlayıcılar ve sosyal medya platformlarına bırakılması kimin 16 yaşın altında olduğuna, kimin 16 yaşın üstünde olduğuna söz konusu platformların karar verecek olması anlamına geliyor. Buna karar verebilmenin tek yolu ise platformun tüm kullanıcılarının çeşitli verilerinin işlenmesi. Yani yasanın uygulanacağı platformlara yaşımızı kanıtlayacak o ya da bu veriyi sunmamız zorunlu hale gelecek. Ancak pratikte bunun nasıl olacağı henüz meçhul.
16 yaş altına sosyal medyayı tümüyle yasaklaması dışında Uraloğlu’nun tariflerine epeyce benzeyen bir kanun Avustralya’da kasım ayı sonunda yasalaştı. 12 ay sonra yürürlüğe girecek ve 16 yaş altının kullanımını engellemek için yeterince tedbir almamış platformlara 50 milyon Avustralya dolarına kadar ceza öngören bu yeni kanun, yaş belirlemenin yöntemini platformlara bırakıyor. Avustralya hükümetinin açıklamalarına baktığımızda ise yaş doğrulama için kimlik, pasaport vb. resmi belgelerin kullanılmayacağı da açıkça ifade ediliyor.
Hükümetin sosyal medya platformlarına “Ne yapıyorsan yap ama 16 yaş altının ebeveynin izni olmadan platformuna girmesini engelle” dediği varyantta hepimizin verilerinin sosyal medya devlerince “daha nitelikli işlendiği” ve dolayısıyla da bu şirketler, ortakları ve müşterileri tarafından reklamıyla zaman akışıyla “Daha nitelikli hedeflendiğimiz” bir duruma düşüyoruz. Hükümetin yaş doğrulamasını kendi eline aldığı, bunun için sosyal medya platformlarının verilerimize ulaşamadan kullanabileceği araçlar oluşturduğu varyantta ise bir dönem iktidardan kimi çevrelerin dile getirdiği “Sosyal medyaya kimlik numarası ile girilsin” absürtlüğüne yakın bir gözetim mekanizmasının içinde buluyoruz kendimizi.
Tüm bu olası yan etkiler bir yana her iki senaryoda da çocukları ne kadar koruyabildiğimiz de şüpheli. Mevcut yaş doğrulama metodlarının hemen hepsi çeşitli şekillerde aşılabiliyor. Bunun yanı sıra engellemeleri aşamayan çocukların daha küçük ve çoğunlukla daha sorunlu platformlara yönelecekleri gerçeği de ortada duruyor.
Meselenin bir diğer ayağında ise çevrimiçi oyunlar duruyor. Çevrimiçi oyunlar -sosyal medya ile de benzer şekilde- çocukların hiç tanımadıkları pek çok insan ile etkileşime girmelerini sağladığından çeşitli riskler barındırıyor. Ancak gerek çevrimiçi ilişkilerden doğan riskleri gerekse de oyunların tek tek içeriklerini kim nasıl değerlendirecek? Bu son soruya hükümetin yanıtını BTK Başkan Yardımcısı Abdülkerim Gün TBMM Akran Zorbalığı Alt Komisyonu toplantısında verdi aslında. Doğrudan tutanaktan[0] aktaralım: “…PEGI'yi çağırdık, haftaya inşallah gelecekler, onlarla görüşeceğiz. Türkiye'ye özel bir şey açabilir misiniz, özel ayrı bir ‘case.’ Ona göre, bizim buradaki hem 5651 sayılı Kanun’a göre hem de bizim hassasiyetlerimize göre yeni bir panel, bir alt kırılım açabilir misiniz, bunu konuşacağız.”
Kendi hassasiyetlerine göre derecelendirme isteyen ama derecelendirmenin sorumlulukları ve yükünü de PEGI’ye (Avrupa Oyun Bilgi Sistemi) ve onun üzerinden de son tahlilde ebeveynlere havale etmeye çalışan bir yaklaşım bu. Sosyal medya açısından sorumluluğun servis sağlayıcılara, platformlara ve son olarak ebeveyn iznine bırakılması ile hemen hemen aynı yaklaşım.
Böyle bir sürecin sonunda PEGI derecelendirmesine ebeveyn bakıp bir oyunu oynatıp oynatmamaya karar vercek, sosyal medyaya girmeye ya da girmemeye ebeveyn karar verecek. Peki bugünküne kıyasla değişen ne?
- Stargate, OpenAI’ı kurtarabilir mi? 25 Ocak 2025 04:00
- Yapay Zekanın arkasındaki görünmez maliyet 04 Ocak 2025 04:26
- Geniş dil modellerinde yeni rakip: DeepSeek V3 28 Aralık 2024 04:26
- Sosyal medyaya yaş sınırlaması çocukları koruyabilir mi? 30 Kasım 2024 04:50
- Medyanın arama tekeli ile imtihanı 23 Kasım 2024 05:01
- Teknoloji patronları ABD seçiminin galiplerinden 09 Kasım 2024 04:32
- Platformlar ve yayıncılar çevrim içi radikalleşmenin neresinde? 19 Ekim 2024 06:56
- Hamam böceği yuvası mutfakta değil 10 Ekim 2024 04:55
- ‘Yerli ve milli’lik siber güvenliğin neresinde? 21 Eylül 2024 06:01
- Sızan/sızmayan veri ve sonrası 14 Eylül 2024 04:54
- Modern İskenderiye Kütüphanesi yanarken 07 Eylül 2024 04:43
- Genç oyun geliştiricilere vadedilen kabus 24 Ağustos 2024 05:58