MESS mi, PES mi, yoksa…
8. Cumhurbaşkanı Özal, MESS Başkanlığı da yapmıştı.
Fotoğraflar: Wikimedia Commons&Birleşik Metal-İş Arşivi, Kolaj: Evrensel
Grev, itisap, tatil-i eşgal ya da iş bırakma… uzun bir tarihe yayılmış bir direniş… kapitalist üretim tarzı ile birlikte tarih sahnesinde görülme sıklığı artmış, sınıf mücadelesinin yarattığı sürtünmelerden çıkan kıvılcımlar... onurlu insanların, onurlu mücadelesi…
Ne zor bir tarihi var iş bırakmanın... akıl almaz cezalandırma yöntemleri… insanlık dışı muameleler… ama yine de grev, illaki grev…
İş bıraktığı için uzuvları kesilenler mi, atlarla çiğnenenler mi, işkencelere uğrayanlar, idam edilenler mi, sürgüne gönderilen, coplarla dövülenler mi…
Engel olmak için, olmadı bölmek, zayıflatmak için ne stratejiler… mücadele eden işçiler arasında ırka dayalı ayrımcılığı beslemekten, etnik ayrımcılığı körüklemeye, cinsiyete dayalı ayrımcılığı kaşımaya kadar… ama yine de grev, illaki grev…
Son dönemlerde ülkenin birçok yerinde grevler yükseliyor… İşçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, sendika hakkı yanı sıra geçinme koşullarına yönelik düzenlemeler de bu grevlerde öne çıkan talepler. İşçiler şüphesiz haklıdır. Önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi, kapitalist üretim tarzı altında emek-gücü alınan satılan bir meta muamelesi görür. Tüm metaların fiyatı artarken emek-gücünün fiyatının yani ücretin artmasına yönelik talep kaçınılmazdır. Dikkat ederseniz enflasyon artışı burada ücret artışını koşulluyor… tersi değil…
Birleşik Metal’in Türkiye’nin en büyük işveren örgütlerinden biri olan MESS ile yaptığı toplu sözleşme görüşmelerinden sonuç çıkmayınca malum, grev kararı alındı. Aralık sonuna kadar beş işletmeye bağlı dokuz fabrikada iki bin işçi greve çıkmış olacak.
MESS’in de uzun bir tarihi var… sendikalara, grevlere, işçi sınıfına karşı mücadelelerle dolu… sınıf mücadelesinde sermayenin en hızlı örgütü… Usta şair Attila İlhan “sermayenin vurucu gücü” ifadesini kullanıyor MESS için. Daha sonra değerli meslektaşım/arkadaşım Dil Tarih’ten Doç. Dr. Melih Yeşilbağ hatırlattı bu ifadeyi, 2008’de Boğaziçi’nde savunduğu, TİSK ve MESS’in tarihine odaklanan “Bir Gülme Hikayesi” alt başlığını verdiği yüksek lisans tezinde. Gülme hikayesi MESS’in de üyesi olduğu TİSK’in o zamanki başkanının darbeye dair değerlendirmeleri ile ilgilidir, ki MESS ve TİSK dahil sermaye örgütlerinin darbeye bakışını özetler: "Bugüne kadar onlar (işçiler) güldü, şimdi sıra bizde…” Bu gülme sürecinde şüphesiz MESS Başkanlığından, kısa sürede Başbakanlık Müsteşarlığına, Başbakan Yardımcılığına, Başbakanlığa ve nihayet Cumhurbaşkanlığına geçiş yapan “zenginsever” Turgut Özal’ın da etkisi açıktır. Ne ilginçtir ki 1979 grevlerinde karşılarında işveren temsilcisi olarak Özal’ı bulan sendikalar ve işçiler 1980 sonrasında onu karşılarında devletin temsilcisi olarak göreceklerdir.
MESS’in tarihinde grevlerle mücadele ederek edindiği deneyim, Özal’la devlet deneyimine aktarılacaktır. Gerçekten de Prof. Dr. Aziz Çelik’in pazartesi günkü Birgün’deki yazısında da görüldüğü üzere son yıllarda çokça başvurulan grev erteleme (yasaklama), Özal döneminden miras.
Mülkiye Dergisinin bu yıl yayımlanan ilk sayısında Dr. Seyyid Yelek 2020’de savunduğu doktora tezinden ürettiği makalesinde MESS’in tarihsel gelişimi içinde grevler karşısında uyguladığı stratejilere odaklanıyor. Bu günlerde hatırlanmasında fayda var.
Yazar üç başlık altında toplamış MESS’in grevlerin etkisini azaltmak veya ortadan kaldırmak amacı ile izlediği yöntemleri. Özetleyelim: İlk başlık, “İletişim Kanalları Aracılığıyla Grev Karşıtı Propaganda Yapmak”. Burada MESS’in, grevin işçiler için yaratacağı olumsuz koşulları vurgulayarak, işçiler üzerinde korku yaratma çabası görülüyor. Böylelikle işçilerin greve katılmamaları ya da grevden ayrılmaları amaçlanıyor. İşçilerin greve katılmamaları veya grevden ayrılmaları halinde ödüllendirilmelerine yönelik vurgular tamamlayıcı bir rol oynuyor. 1975’teki “Grev Nedir?” broşürü, MESS İşveren Gazetesi’nin işçilere açılması, 1977 Büyük Grev sürecinde işçilere hitaben yazılan yazılar, İşçi Mektupları köşesi, grev karşıtı ideolojik bombardıman, bu yazılarda din ve milli değerlerin araçsallaştırılması, grevin gereksizliği, sendikanın onların çıkarını savunmadığı vb. örneklerden bahsetmek mümkün.
İkinci başlık “Yasal Yollara Başvurulması” olarak ifade edilmiş. Bu minvalde özellikle “grev oylaması” düzenlemesi öne çıkarılmıştır. Grev oylamasına, mevzuattaki yeri, uygulamadaki işlevi ve işverenler tarafından kullanılmasının kolaylığı sebebiyle bir grev kırma yöntemi olarak başvurulabildiği bilinmektedir. MESS’in bu noktayı suistimal ederek grevi engelleme çabasına çokça rastlanmaktadır. Detaylar için yazarın makalesine ya da tezine bakabilirsiniz.
“Diğer Yöntemler” başlığı muhtelif uygulamalara, tasavvurlara işaret eder. Grevci işçilerin arasına işveren adına hareket eden ajan işçiler yerleştirilmesi, işveren adına hareket eden bir teşkilatın oluşturulması, sivil hafiyeler, grev kırma primi, greve katılmama karşılığında para verilmesi, işçilerin isimlerinin yer aldığı kara listeler, kamuoyunu grev karşıtlığına yönlendirmeyi amaçlayan yalan haberler vb. bunlar arasındadır.
Ve tabii ki hükümet eliyle grev hakkının yasaklanması. Tehir edilmesi diye geçiyor ama, tehirinin akabinde yeniden grev yapmak mümkün olamadığından fiiliyatta bir yasaklama bu. En son Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Birleşik Metal’e yapılan da bu. Farklı gerekçeleri olabiliyor ama bu seferki neden grevin “milli güvenliği bozucu niteliği”. Sendika ise dönmeyiz yolumuzdan diyor her şeye rağmen… Sennur Sezer ne güzel sorar “Hangi Kan” şiirinde “Ne zaman öğrendik direnmeyi / Birbiri ardına toplanmayı / Yürümeyi…”
Onlar MESS diyor, işçiler PES etmiyor… yine de grev, illaki grev…
- Kapalı İktisat 15 Ocak 2025 05:00
- Kapitalizmde Göç 08 Ocak 2025 04:29
- An 01 Ocak 2025 11:30
- Evin Sahibi 25 Aralık 2024 04:44
- Öküz’lemeler 11 Aralık 2024 06:22
- Lenin’den Keynes’e “teşekkür” mesajı 04 Aralık 2024 06:40
- İnsanlar her zaman sessizce ölmezler… 27 Kasım 2024 04:45
- “Marksist İktisatçı” olur mu? Ya da Nobel’in Marksist alternatifi… 20 Kasım 2024 05:49
- Arz-ı Hâl 13 Kasım 2024 04:59
- ABD seçimleri ve ekonomi 05 Kasım 2024 04:29
- Yüz bir yılda Türkiye kapitalizmi ve krizler 30 Ekim 2024 05:50
- Nobel vesilesiyle… 23 Ekim 2024 04:40