Hüsnü Öndül, insan hakları mücadelesine armağandı...
Evrensel Yazarı Hüsnü Öndül | Fotoğraf: Evrensel
Berlin’de Almanya Tabipler Birliği Başkanı ve İnsan Hakları Komitesi başkanı ile toplantıdayken geldi haber. Sabah çıkmadan önce Sevgili Metin Bakkalcı ile konuşmuş, kalp krizi geçirdiğini ve yoğun bakıma alındığını öğrenmiştim oysa. Dayanır Canım Hüsnü ağabeyim diyordum, nelere dayandı yıllardır. İnsan haklarının yeniden bir değer olarak hayatımızda önemli bir yer edindiğini görmeden bırakmaz bizi. Daha yapacak çok işimiz, ondan öğreneceklerimiz vardı. Olmadı Canım Hüsnü Öndül, bu kadar erken bırakmamalıydın bizi diyorum duyduğumdan beri. Uzakta olmanın, vedalaşamamanın hüznü sardı içimi.
İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Çağdaş Hukukçular Derneğinin kurucu ve yöneticilerindendi Canım Hüsnü ağabey. İHD Genel Sekreterliği ve elbette Genel Başkanlığı yaptı. Evrensel’de de köşeleri paylaşmıştık, ‘Özgürlükler’ başlığı adı altında haftalık yazıları yayımlanıyordu. Ayşenur Zarakolu için 2020’de Bianet’e yazdığı anma yazısında İnsan Hakları Akademisinin de kuruluş deneyimini anlatıyor: “23 Şubat 2008 tarihinde Diyarbakır’da yaptığımız Genel Yönetim Kurulu toplantısında İnsan Hakları Akademisi kurma kararı aldık ve 17 Temmuz 2010 tarihinde de açılışını yaptık. Son 9 yıldır, 800’den fazla yönetici ve üyemiz eğitim çalışmalarına katıldı. Akademinin Ankara, İstanbul, Diyarbakır, İzmir, Çukurova/Adana birimleri faaliyete geçti. 80’den fazla akademisyen ve uzman eğitici görev yaptı. Şubelerimizde görev yapan, Akademi/eğitim birimindeki arkadaşlarımız ve şube yöneticileri ile çalışanlarının yoğun emekleriyle İHD/Akademisi eğitim faaliyetini sürdürüyor.” İnsan Hakları Derneğinin yıllardır sürdürdüğü en heyecan verici deneyimlerden birisidir Akademi, Hüsnü ağabeyimizin emeği de her işte olduğu gibi çok büyük. Akademinin kuruluş kararından bir yıl önce Türkiye İnsan Hakları Vakfının Kurucular Kurulu toplantısında bir araya geldiğimizde vakıf bünyesinde de bir Travma ve İnsan Hakları Enstitüsü kurabilir miyiz diye konuştuğumuzu hatırlıyorum. Enstitüyü henüz kuramasak da bir enstitünün üretkenliğini hep birlikte yaşama geçirmeye, birlikte öğrenmeye devam ediyorduk. Şimdi Hüsnü Öndül’e sözümüz olsun, bu enstitüyü onun için var edelim.
Cemal Süreya’nın dediği gibi ölüm geldi mi aklına ağabeyim, bir ağacın gölgesine sarıldın mı diye düşünüyorum uzaklardan. Sonra Üstü Kalsın şiirini hissediyorum iliklerimde. Erken ölümünden...
“Ölüyorum tanrım Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat Fena değildir…
Üstü kalsın…”
Hayatın insanlığa, insan hakları mücadelesine bir armağandı, ne çok şey kattın bizlere, insan hakları mücadelesine. Ama çok erkendi. Anıların hep yüreğimizde olacak!
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43
- Siyah çöp torbasına atılan insanlığımız 26 Eylül 2024 04:45
- Sistematik işkence 19 Eylül 2024 04:41
- Narin bir çocuk 12 Eylül 2024 04:43
- Savaş hesabı 05 Eylül 2024 05:26