20 Aralık 2024

Çakma halk devrimi, imitasyon Che Guevera

Ebu Muhammed el Colani (Ahmed eş Şara) | Fotoğraf: Suriye Geçiş Yönetimi

Bundan böyle, doğum adı olan Ahmed el-Şara’yı kullanacağını açıklayan Ebu Muhammed el-Colani’den, İngiltere ve ABD’de geçirdiği iki aydan sonra sarığını ve kamuflaj giysisini çıkartıp dağınık uzun sakallarını düzeltip, İsrail markalı üniforma giydirerek Che Guevera imitasyonu olarak siyasal piyasaya süren hegemonik güçler Suriye’de bir halk devrimi gerçekleştiğine inanılsın istiyor.

22 buçuk yıl önce AKP’nin sandıktan çıkarak iktidara gelişini “muhafazakar”, “Ak” veya “sessiz” devrim diye tanımlamaktan imtina etmeyenler ve hatta Erdoğan bu kavramı kullanıyor. 11 yıl boyunca Suriye’nin irili ufaklı proxy (vekil) güçlerin savaş alanı haline gelmesi göz önünde gerçekleştiği için bir çakma Che Guevera’nın öğretilmiş itidaliyle kolay kolay sümen altı edilemez. Güç gösterileri eşliğinde onu Esad’ın koltuğuna oturtan emperyalist devletler bile terör listesinden çıkarmadılar. Çünkü bekleyip bakacaklar!

Colani aslında hiç bekletmedi, gerçekte piyasanın gayet görünür, hakim ellerinde ve hizmetinde o koltuğa oturduğunun idrakinde olarak, sadece idrakinde olarak değil, ülkenin savunma sistemleri tamamen çökertilerek silahsızlaştırıldığı için de ABD’ye, İngiltere’ye ve İsrail’e her şeyin istediği gibi olacağını, ülkenin kendi kişisel görüşleriyle yönetilmeyeceğinin teminatını verdi. Piyasa ekonomisine sadık kalacağını da söyledi. Kişisel ve örgütsel görüşleri şeriatı tesis etmek olan, yıllarca bunun için savaşmış yeni ‘halk devrimi lideri’ Türkiye’ye de yeniden inşa sürecinde çok iş düşeceğini söyledi.

Colani, terör listesinden çıkarılmak istiyor. İngiltere yeni yönetimle diplomatik görüşme yapmış olmasına rağmen bu listeyi hatırlatmadan edemiyor: ‘Ancak sivil toplum aracılığıyla insani yardım yapabiliriz.’ Evet onlar da bir bakacaklar! Golan’ı BM kararını ihlal ederek işgal etmiş olan İsrail de tepeden vadiye bakıyor…Türkiye ise Tel Rifat’tan Kobanê’ye.

Suriye’nin uluslararası sermayenin engelsiz bir dolaşım alanı, birleşik bir iç pazarın engellerinin kaldırılması, yatırım kolaylığının anayasal güvenceye alınması, petrol başta enerji ve meta geçiş yollarının güvenliğinin sağlanması gibi aciliyetlere ne kadar çabuk intibak edileceği önemli bu safhada. Diğer yandan bölge sermayeleri ve devletleri arasındaki rekabet trafiğinin nasıl yönetildiği, bu ülkeyi Colani’ye hibe edenlerin diğer ülkelere uygulayacağı muhtemel yaptırım, ambargo ve tacizlerine karşı nasıl tutum alınacağı da gözlenecek. Colani füze fırlatma rampası olmak istemediklerini söylese de Suriye çoktan bir fırlatma ve fırlama tahtası oldu zaten. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Mısır’a ekonomik göç eden Türk tekstil sektörünün Suriye’ye yönelmesini, Türkiye’deki Suriyelilerin de ucuz emek kaynağı olarak istihdam edilmesini teklif ediyor.

Uluslararası tekeller, Türkiye’dekiler dahil, proje ve kaynak örgütü DB, AB gibi kuruluşlar, Çin, Suriye’nin yanmış yıkılmış pazarlarını, binalarını kendi iktisadi ve siyasi hegemonyalarını tesis etmek, şeriat teşkilatlarının atıl nüfusunu ucuz proletaryaya dönüştürmek için fizibilite oluşturmaya çoktan başladılar.

Bize gelince; çakma Che Guevera’nın, çakma halk devrimi doğal olarak milli güvenlik bağlamına iyi notlar olarak yerleştirildi. İktidar Trump’ın onayını da alarak bu çakma halk devriminin sahibi olarak görüyor kendini. Ama kendi halkının güvenlik ve güvence arayışı, bunun için yaptığı mücadele, kabul etmeye zorlandığı hayat standartlarına karşı itirazı söz konusu olduğunda iktidar hemen milli güvenlik alarmı verebiliyor. Metal işçilerinin grevi böyle bir gerekçeyle yasaklandı örneğin. Polonez işçileri bu yüzden şiddet görüyor. Sermayenin kârına dokunan her eylem bir güvenlik parantezinde.

Emperyalist devletler ve vekil güçleri bir ülkenin iç ve dış sınırlarını, komşuluklarını ve bağımlılık ilişkilerini; demografik haritasını tıpkı birinci dünya savaşında olduğu gibi yeniden; sahada silahla, diplomasi masasında cetvelle çizip belirlerken kendi geçim derdindeki halkını, devrim ne kelime, küçük bir ücret mücadelesi içindeyken bile kendi güvenliği için tehdit gören bir iktidar var.

Bu iktidar, halkını Suriye’deki yapılanmanın halk devrimi olduğu konusunda kandırıyor. Suriye’dekinin bir halk devrimi olabilmesi için emperyalist güçler ve vekillerinin, önlerinde, eğilecek hiçbir iktidar aparatını bulmaması gerekir. Kendi ülkesinin maddi manevi kaynaklarını peşkeş çekmek zorunda kalan değil onları halk adına kamulaştıran, bütün kimliklere ve mezheplere özgürce örgütlenme hakkı tanıyan bir liderliğin olması gerekir. Halk devrimi işçi ve emekçilerin iktidarıyla sonuçlanır, hegemon güçler tarafından ipleri oynatılan kuklaların değil. Suriye’de olan bu mudur? Hayır.

Bir saç sakal tıraşı, bir ‘Made in İsrail’ üniforması ile Che de olunmaz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et